Ben Seni Mutlu Edim

Temmuz ayı sıcak, yoğun geçerken güzel haberler de  mutluluk ve umut  verdi.             Henüz üç yaşına gelmeyen,minik prensim bana yüzüm asılınca soruyor, “Mutsuz musun?” Benim onun yanında mutsuz olmam mümkün değil, ama bir konuda anlaşamadığımız da, yüzüm uzuyor, o da yapmacık aslında. Mesela yemeğini bitirmediğinde. Soruyu sorup “Evet mutsuzum,” cevabı alınca, hemen kararını veriyor, “o zaman ben seni mutlu edim “diyor, ve oturup yemeğini yemeğe başlıyor.Ben de beni mutlu edenler belki sizleri de mutlu eder diye, paylaşıyorum. Sevgili  Gülseren (Onanç), Halkla İlişkilerden Sorumlu MYK üyesi olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin en yüksek yönetim organı olan Merkez Yürütme Kurulu’na seçildi.                                   CHP de güzel şeyler olmaya başladı. Çok değer verdiğim, çok gönülden inandığım ve desteklediğim, Gülserenin seçilmesi benim için çok sevindirici oldu.Gülseren’e güvencim, inancım çok. Onun kendini çok güzel anlattığı yazısını aşağıya aldım.

“Mardin’de doğup İstanbul’da büyüyen, olgunlaşan, ‘limon sat memur olma’ diyen bir babanın ‘kendi mesleğin olmalı’ diyen bir annenin, 3 erkek çocuğundan sonra doğan kızıyım.Babam askerliğini İstanbul’da yapmış ve o sıralar İstanbul’a hayran olup ailesini İstanbul’a taşımayı kafasına koymuş. Mardin’den İstanbul’a taşındığımızda ben 4 yaşındaydım. Başta Türkçe bilmeyen babaannem olmak üzere annem 

ve bütün ailemizin şehire uyum sağlama serüvenine tanık oldum. Çocukluğum 1970’li yıllarda Aksaray’da geçti. Deneme ilkokulu olduğu için önlük giymediğimiz Aksaray Mahmudiye İlkokulu’na gider ve okul sonrası abimler gibi bende bakkal irisi marketimizde çalışırdım. En sevdiğim şey müşteriler ile sohbet etmekti.Annem bana ‘En çok kimi seviyorsun?’ sorusuna ‘Önce Allah, sonra Atatürk, sonra annem babam’ cevabını ezberletmişti.İstanbul Çemberlitaş Kız Lisesi ve Bakırköy Kocasinan Lisesi’ni bitirdikten sonra İTÜ İşletme Mühendisliği Fakültesi’nden 1987 yılında lisans derecesi ile mezun oldum. Üniversite yıllarımda abimin fotoğraf stüdyosunda fotoğrafçılık, kongrelerde mihmandarlık yaptım. Güzel Haliç Leo Klubü’nü kurarak aktif birey olmak, toplumsal gelişime katkıda bulunmak kavramları ile tanıştım.Bir yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştıktan sonra bir konuda uzman olmaya karar verip Amerika’ya daha önce de kısa bir süre dil eğitimi aldığım Michigan State Üniversitesi’ne gittim. İlk düşüncem politika okumaktı ancak bir hocamın yönlendirmesi ile uluslarası pazarlama konusunda MBA derecesi aldım. Fırsatlar ülkesi Amerika’da bireyin gücünü, girişimciliğin değerini anladım. Bir arkadaşımın kurduğu yazılım şirketine ortak oldum. 1991 yılında mezun olup Amerika’da kalacağımı düşünürken, aldığım iş teklifi ile okul bitiminden bir ay sonra Eczacıbaşı’nın Rusya operasyonunda Satış Pazarlama Müdürü görevini üstlendim.Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine tanıklık ettim. Eczacıbaşı’nın generic ilaç pazarında marka yaratmasına ve eczane zinciri kurmasına ve Rusya Cumhuriyeti’nin ilk yabancı şirketlerinden birisinin kurulmasına öncülük ettim.Hayalim Türkiyeli bir şirketi global bir şirkete dönüştürmek ve global bir marka yaratmaktı.Rusya da yaşadığım 3 yıla yakın süre içinde bireyin düşünsel ve yaşamsal zenginliğinin değerini ve paylaşmanın, dayanışmanın önemini öğrendim.Türkiye’ye döndükten sonra Balsu ve Ferrero şirketlerinde genel müdürlük ve ülke temsilciği yaptım. Kısa bir süre danışmanlık yapmayı denedim ama ne yapılacağını söylemekten daha çok işi yapmayı sevdiğime karar verdim. 2000 yılında girişimci olmaya karar verip teknoloji ve pazarlama konularında hizmet veren bir şirket ile başladım. Bu başlangıç sonunda 2003 yılında Ticketturk’u kurdum.Aynı yıl kurulan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Kagider’in kurucularından biri oldum. İlk sivil toplum deneyimimde kadının toplumsal cinsiyet rolleri, eşitsizlik ve adaletsizlik ile yüzleştim. Sivil toplumun değişim ve dönüşüm gücüne tanık oldum. 2007’de Kagider Başkanı olduğumda kadın hareketinin gücüne tanıklık ettim. Bu harekete iş kadınlarının desteğini sağlamayı hedefledim. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine çok inandım ve bu yolla farklı projeler gerçekleştirdim. Kagider Brüksel Ofisi’ni 2008’de kurduk. 2009’da yeniden seçildiğim Kagider başkanlığını CHP Parti Meclisi’ne seçildikten sonra bıraktım. Dört yıllık başkanlığım süresince kadının bütünsel güçlenmesinin önemine inanarak, kadının işgücüne katılımın önündeki engelleri kaldırmak üzere politika önerileri geliştirdim, lobi faaliyetleri yaptım. TBMM Kadın- Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kurulmasında aktif rol aldım. Kadın girişimcileri desteklemek üzere eğitim programları, yerel ve uluslararası toplantılar organize ettim. Bankalar ile çalışıp kadın girişimci kredilerinin verilmesini sağladım. Türkiyeli kadın girişimcilerin bölgenin en aktif kadın girişimcileri olmaları yönünde çaba gösterdim. Türkiye’nin AB müzakere sürecine katkıda bulunmak üzere toplantılar yaptım, lobi faaliyetleri düzenledim.Kagider’de örgütlenmenin, siyasetin gücünü algıladım. AKP hükümeti ile yakından çalıştım, kadın milletvekillerimizi tanıdım. Türkiye’nin daha iyi yönetilmesi için nitelikli siyasetçilerin önemini algıladım. Etkili muhalefet ihtiyacına bizzat tanıklık ettim.CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu sonrası oluşan değişim heyecanı ile Cumhuriyet Halk Partisi üye ve Parti Meclisi Üyesi olarak seçildim. Bu yaşıma kadar edindiğim tüm deneyimi partimin etkili siyaset yapması yönünde kullanmayı hedefliyorum. Türkiye’nin ve dünyanın önünde bulunan problemlerin vicdanlı, akıllı, dürüst, vizyoner siyasetçiler, liderler ile çözülebileceğine inanıyorum.Türkiye’nin en köklü siyasi partisi olan CHP’nin sosyal demokrasiye dayanan temel ilke ve değerlerine inanıyorum. Çogulculuk ve katılımcılık temelinde insan hakları, özgürlükleri ve azınlık haklarına saygı, eşitlik ve adalet, hukuk devleti kurallarına sahip çıkmayı benimsiyorum. Dayanışmayı, barış ve hoşgörüyü, emeğin önceliği ve bütünlüğünü çevrenin ve doğanın korunmasını yani sosyal demokrasinin çağdaş evrensel değerlerini her koşul ve ortamda sahiplenip politikalarda rehber olarak tutmayı hedefliyorum.Bu doğrultuda CHP’de aktif çalışıp, partimin iktidar olma sürecine katkı sağlamak üzere aktif politika yapmak için çıktığım bu yolculukta daha sonra parlamentoda görev almayı hedefliyorum. Parlamentoda kadın haklarının savunuculuğunu yapıp, kadının uzlaşı dilini siyasete yansıtarak memleketimizin daha refah, daha çağdaş, daha demokratik olması yolunda siyaset yapmayı hedefliyorum. Farklılıkların birlikte yaşaması ile daha da zenginleşen, daha barışcıl, daha adil bir dünya yaratmak üzere bir kadın, bir birey ve bir siyasetçi olarak hizmet etmek, çalışmak, yaşamak, gelişmeyi hedefliyorum.” Gülseren Onanç
 Arkadaşım, sevgili 2. dönem Kagider Başkanım, her daim, topluma yararlı, kadın haklarının savunucusu, dostluğa, barışa katkısı olacak tüm çalışmaların, mücadelelerin gönüllü savaşçısı, canım Gülseren’imin  doğum gününü ve başarılarını tekrar tekrar kutluyorum.

 

Yorum bırakın