Seni tanıdğım günden beri her heyacanın, beni de heyacanlandırdı, her başarın beni de gururlandırdı, her çaban gayretin, sabrın, hoşgörün, çılgınlığın, farklılığın, çalışkanlığın, duygusallığın, neşen, sevgi dolu kalbin, sorumluluk anlayışın, beni hep mutlu etti. Benim için hep değerli oldun. Bugün seneler önce babasını kaybetmiş ve bu acıyı yaşamış,uzun süre etkisinde kalmış biri olarak, acını seninle paylaşmak, yanında olmak istedim. Ama sen bize yazdıklarınla, ben , bizler senin yanında olamadan, sen bizlerin yüreğine, gizli köşelerine dokunarak farklılığını gösterdin. Çok içten yazmışın, yüreğini paylaşmışın, sevgili babana tanrıdan rahmet diliyorum. Kagiderle paylaştığın bu özel yazıyı da eklemek istedim.
Rousseau nun Emile kitabını okuduğumda, o güne kadar sorguladığım babamın aslında beni ne kadar doğru yetiştirdiğini düşündüm.
Babamın örnek bir insan, örnek bir baba, iyi bir eş olmak gibi bir kaygısı hiçbir zaman olmadı.
Bizden de büyük beklentileri olmadı.
Bizi toplumsal kalıpların baskısı altında hiç tutmadı
O zaten toplumu hiç takmadı.
Babam özgür, kalıplara sığmayan kişiliği ile bize Allah tan başka hiç kimseden korkmamayı, kendi doğrularımızı yaşamayı, farklılıklara saygı göstermeyi, girişimci olmayı kendi hayatı ile öğretti.
Yeterince istersek, önce kendimize sonra Tanrıya güvenirsek herşeyi başarabileceğimizi söyledi.
Kadınların yok sayıldığı bir coğrafyada beni 3 ağabeyim ile eşit bir birey olarak yetiştirdi.
Onun benimle gurur duyacağı iyi bir insan, aktif bir vatandaş, üretken bir iş insanı, vicdanlı bir politikacı olmak üzere çalışacağım.
Beni arayan, aramayan, mesaj atan, atmayan hepinize minnettarım.
Acım sizin varlığınız, sıcak dostluğunuz ile hafifliyor.
Gülseren Onanç