Çok hoşuma giden gurur veren bir haberi paylaşmak istedim. 2013 Aralık ayında belli olan ödül iki gün önce verildi,dün Hürriyet gazetesinde çıkan haberi aşağıya aldım. İlgilenir incelerseniz, çok değerli, çevresine, turizme, çok katkı yaratan bir proje olduğunu göreceksiniz. Müzenin kurucusu sevgili Hüsamettin Koçan’ın çok özel yaşamı, ile ilgili bilgi de ayrıca ekledim.Böyle güzel düşünceler projeler hep bizlerle olsun. Sevgiler, sevgiler…
Bayburt’tun Bayraktar köyünde Prof. Hüsamettin Koçan tarafından kurulan Baksı Müzesi’ne, 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü verildi. Koçan, ödülü AKPM Başkanı Anne Brasseur’in elinden aldı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından verilen ödüle daha önce de İstanbul Arkeoloji Müzesi layık görülmüştü.
Strasbourg’ta 1732 yılında yapılan Rohan Sarayı’nda dün akşam düzenlenen ödül törenine aralarında AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AKPM Türk Delegasyonu CHP Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, AKP Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, Bayburt Valisi Mükerrem Ünlüer, Erzincan Valisi Abdurrahman Akdemir, Hürriyet Gazetesi edebiyat, kültür, sanat yazarı Doğan Hızlan, yazar Prof. Eser Karakaş, Avrupa Konseyi Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Rauf Engin Soysal, AK Parlamenterleri, AKPM Başkanı Anne Brasseur, AK Müze işlerinden sorumlu yetkili Goranka Horjan’ın da aralarında bulunduğu 200’e yakın seçkin davetli katıldı.
Ödül töreninde davetliler, yapılan sinevizyon gösterimi ve konuşmalarla Baksı Müzesi ve Bayburt’u yakından tanıma fırsatı buldu. Törende Baksı Müzesi’nin kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan yoğun ilgi gördü. 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü AKPM Başkanı Anne Brasseur’in elinden alan Prof.Hüsamettin Koçan, duygularını DHA ile paylaştı. Koçan, Baksı Müzesi’nin seyirlik olmadığını belirterek, “Anadolu’nun ücra köşesinde yapılan Baksı Müzesi’nin, o bölgeye kültür turizmi artıracağına inanıyorum. Salonda herkes şimdiden müzeyi merak ediyor. Görmek istiyor. Sadece seyirlik müze değiliz. Hayatla ilgili bir müze. Güncelle yakından ilgiliyiz. Müzede hem sanat, hem zanaat ayrı platformlarda telafuz ediliyor. Ödül bizi dünya standartlarında bir yerde olduğumuzu gösteriyor. İç ve dış kamuoyunda son derece çok önemli. Müze çalışmalarıyla bölgede kadın istihdamı ve çocukların eğitimini sağlamak istiyoruz” dedi.
Hürriyet Gazetesi kültür, sanat, edebiyat yazarı Doğan Hızlan, Baksı Müzesi’nin örnek alınması gerektiği belirtti. Baksı Müzesi’nin çok önemli olduğunu söyleyen Hızlan, “Ben Baksı Müzesi’ni hep yakından takip ettim. Çok defa köşemde Baksı hakkında makale yazdım. Anadolu’da olan müzenin başka işlevi vardır. Yerel özellikleri, yerel sanat ve coğrafyası bu müzede yapılan çalışmaları gösterir. Bu çalışmalar Anadolu’dan büyük kentlere gider ve bir çalışma köprüsü kurar. Baksı Müzesi büyük bir örnek, diğer ilçe ve köyler Baksı müzesini örnek alsınlar” şeklinde konuştu.
Baksı Müzesi’ne ayrıca 5 bin Euro da para ödülü verildi.
Hüseyin Koçan’a dair…
1946 yılında Bayburt’da doğdu. Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde uzun yıllar öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1997-2005 yılları arasında fakültenin dekanlığını üstlendi.
Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1990-95 yılları arasında derneği yönetti. 1991’de İstanbul Sanat Fuarı’nı kurdu. Aynı yıl II.Asya-Avrupa Bienali’nde Türkiye Komiseri oldu. Avusturya Salzburg Şehri Onur Ödülü ve Asya Sanat Bienali, Resim Büyük Ödülü’ne sahip oldu. Çeşitli resmi davetlerle İngiltere, Fransa ve Avusturalya’da araştırmalar yaptı. Pekçok yarışmanın seçici kurulunda yer aldı. Sayısız kişisel sergi gerçekleştirdi ve karma sergilere katıldı.
2005 yılında kurduğu vakıfla Baksı Müzesi’ne hayat verdi. Kişisel sanat çalışmalarının yanı sıra halen müze çalışmalarını yürütüyor. Okan Üniversitesi’nde ders veriyor.
HABER
Hüsamettin Koçan Baksı Köyü’ne geri dönüyor
(Aileyi bir araya getirdi)
Merve Dalar
Hürriyet 9 Şubat 2013
Anonim kültürü çağdaş sanatla buluşturan Hüsamettin Koçan’ın retrospektif sergisi 13 Şubat-30 Mart tarihleri arasında İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde. Sanatçı, merkeze karşı isyan dolu öyküsünü ailesini bir araya toplayarak anlatıyor.
Geriye dönüş
Hüsamettin Koçan, Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu ile başlayıp Marmara ve Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığına kadar uzanan uzun yolculuğunda hem yönetip hem de üreten bir sanatçı. Türk filmlerindeki gibi İstanbul sevdasıyla gelip, stres dolu şehir hayatıyla hayal kırıklığına uğramış. Bugünse doğduğu yere Bayburt’un Bayraktar Köyü’ne geri dönmeyi düşünüyor. Ve Koçan’ın retrospektif sergisi, sanatçının adeta bu yolculuğunu, yani geriye dönüşü anlatıyor. Koçan, ne yapmış? Ne yapıyor? Ne yapacak? Cevaplar, retrospektif çalışmasında.
Gurbet
İnsan belli bir zaman sonra geriye dönüp bakma ihtiyacı duyuyor. Benim ailemdeki mesele ‘gurbet’. O dönemde Batılılaşmayla köylüler ‘gurbet’ diye bir şeyin farkına varıyorlar. Babam, onlardan bir tanesi. Babam, üvey anne ile baş başa kalınca dayanamayıp Bayburt’tan Çetinkaya’ya abisinin yanına atla gidiyor ve Keşan’a kadar geliyorlar. Keşan’da amcam ölüyor ve onu geri götüremiyorlar. O yüzden babamın en büyük isteği ‘geri gitmek’ti. Bu durum beni de geri dönmeye telkin etti.
Hoşça kal İstanbul
İstanbul’a gelecek aramak, mutlu olmak, kalmak için gelmiştim. İlk fırsatta da kendime bir ev yaptım, buralı olayım diye. Fakat son noktam, İstanbul’dan gitmek. Sergiden sonra Bayburt’a gidip, orada yaşayacağım. Önceden İstanbul’a gitmek başka bir dünyaya gitmek gibiydi. Sonra buraya geliyorsunuz hengâme, gürültü ve sıradanlaşma görüyorsunuz. Keşfedilecek yer Anadolu’da, dağlarda, köylerde…
Sanatta ne olmalı?
Doğadan gelen içsellik sanatın ham maddesidir. Sanatçı kendini adamalı, sorgulamalı, sınırlarını zorlamalı. Sanatı kendi hayatından yaratmalı ve bunu derinleştirmeli. Ben 1980’lerde atölyelerimi ticari işe döndüğü için kapattım, geride anlam bırakmak istiyordum. Babamın vasiyeti üzerine Bayrburt’a geri gittiğimde kültürümüzden eser kalmadığını, köyümde köylülüğün kalmadığını gördüm. Halbuki derinliğim oradaydı. O yüzden çalışmalarımı gelenekten yola çıkarak gelecekçi bakış açısıyla yorumluyorum. Ben bir ağa ailesi oğluyum. Varlıklı olmamıza rağmen tarlalarda çok çalıştım. İşlerim o günleri, ait olduğum toplumu anımsatıyor.
İsyankâr bir öykü
Retrospektif sergim merkeze itirazı olan bu yolculuğumu, kültürel ilişkileri sorgulayan ve dinleyen, geleneksel motifi kullanarak yeni bir dil yaratmaya çalışan öykümü gösteriyor. Sergi mekânını siyaha boyadım, bir tarafsızlık yarattım çünkü bugüne kadar yaptığım bütün resimleri bu sergide topluyorum. Hem aileyi bir araya toplayan hem de kendime dışardan bakmamı sağlayan bir sergi aslında.
Monumental Serisi
Serginin ilk bölümü sanat hayatımın ilk yıllarından oluşuyor. Sanata sezgiyle başlamışım. Kaş’ta yeraltı kentine gittiğimde suyun içindeki kaya mezarlarını görünce çok etkilendim ve resim yapma isteği geldi. Bu seri onu gösteriyor.
Osmanlı Serisi
İçsel dönemimden sonra Osmanlı serisiyle birlikte daha planlı çalışmaya başladım. Önce Osmanlı’yı araştırdım sonra seriyi ürettim. Geleneksel dut yaprağının yerine, kavak yaprağı üzerine padişahların resimlerini yapıştırdım. Alttaki piramitler o padişahın kaç yıl iktidarda kaldığını anlatıyor.
Şaman Serisi
Doğduğum köyün eski adının Baksı olması ve ‘şaman’ anlamına gelmesi Şaman geleneğinin bir devamı olarak görülebilir. Heykellerden oluşan şamanik figürler üzerine kendi hayatımdan semboller var. At figürü babamın maceralarını, kurtlar ise bizim annemle tarlaya gidişimizi anımsatıyor.
HABER
‘Biz geleneği uzun süre algılayamadık’
Zaman 4 Mart 2013
Sanatçı Hüsamettin Koçan’ın “41 Adım” başlıklı retrospektif sergisi mart sonuna dek İş Sanat Kibele Galerisi’nde. Sergi vesilesiyle geçmişten geleceğe tüm zamanlara bakan Koçan, “Biz geleneği algılayamadık epey süre. Bu coğrafyada yapılmış her şey yan yana geliyor ve bizim sanatsal belleğimizi oluşturuyor. Bilemedik, yanıldık” diyor.
Yaşayan bir sanatçı için retrospektif sergi büyük şans! Kendine biraz öteden ve bambaşka gözlerle bakıp kendini yeni baştan sorgulama, anlama ve anlatma şansı! Sanatçı Hüsamettin Koçan, şu günlerin en şanslısı bu anlamda. Koçan, İş Sanat Kibele Galerisi’nde devam eden “41 Adım” başlıklı retrospektif sergisi için “Akan bir su bu.” diyor kısaca. Uzuncaysa: “Eserlerimi yan yana ve derli toplu şekilde bir arada görmek kendime ayna tutmak gibi. O aynadan bütün sanatsal geçmişimi, burada olmayan ayrıntıları da hatırlayarak, görüyorum.”
Sergi hazırlığı 3,5-4 ay sürmüş; yani çok kısa. Ama Koçan’ın akademisyenlikten gelen derli topluluğu işi epey kolaylaştırmış. “2000’lere kadar her şeyi düzenli şekilde takip etmişim. Sonra piyasaya girdiğim için biraz dağılmışım. Yakın dönem işlerime çok zor ulaştım.” diyor ve nedenini, nasılını anlatıyor Koçan: “2000’lere kadar sanat pazarıyla zorlama bir ilişkim olmadı. Resimlerimi satmak için değil, sadece sevdiğim için yaptım. Ama sonra müzeye (Baksı) para lazım olunca piyasa işlerine girdim; belli bir ölçüde. Ama yine de… Satmaya yönelik resim yapmamış olmayı tercih ederdim.”
Baksı Müzesi, Koçan’ın 2010 yılında memleketinde, Bayburt’un Baksı köyünde, kurduğu müzesi. Yaptığı her şeyin üzerine çıksa, hatta sanatçıdan rol çalsa da Koçan’a göre bir dönem işi Baksı; sadece süresi uzun ve toplumsal. Sonrası da var. Koçan, müzeyi tamamlar tamamlamaz heykele yönelmiş. Çünkü müze ona üç boyutu sevdirmiş. İş Sanat Kibele Galerisi’ndeki retrospektifte Koçan’ın heykelleri de çıktı görücüye, ilk defa.
Sanatçının bugüne dek açtığı 41 kişisel sergiyi temsil eden retrospektif; tam anlamıyla bir derleme, toplama, kayıt altına alma çalışması. “Her dönemimden bir şeyler koymaya çalıştım. Elimde ne varsa, en güzellerini seçtim. Çatıda bir suluboyam kalmış mesela, 1975’ten. Onu bile buldum…” cümleleriyle hazırlıklarını özetliyor Koçan.
Sergide Osmanlı ve Selçuklu serisinden Körler İçin Resimler’e 100’e yakın eser var. Eserlerin temel özelliği; Koçan’ın Anadolu kültürleri ve halk resimleriyle ilişki kurma çabası. Tüm çabalarını bir arada görmekten son derece memnun sanatçı. Bu memnuniyetini birkaç şeye bağlıyor. Bir, aralarına 1946 yılında katıldığı ailesine… Ona taşıyabileceği büyüklükte sepetler taşıtan, başarabileceği görevler vererek sorumluluk duygusunu sevdiren ailesine… İki, 1970’te mezun olduğu ve yerel kültürlere önem veren deneysel eğitimiyle kendisini bulmasına yardım eden okulu Eski Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi’ne… Sonra da üzerine toplumsal sorumluluklar yükleyen yaşadığı zamana.
O zamanı “Bu dünya nasıl daha iyi bir yer olur meselesine çok kafa yorduk biz. Bütün caddeleri galeri yapmayı, sanat eserleriyle donatmayı istedik. Böyle bir heyecanımız vardı. O heyecanla yanlışlar da yaptık tabii. Köyümde bana solcudur ama iyi adamdır denmesinin sebebi budur, gençlik hatalarım.” şeklinde anlatıyor ve ekliyor Koçan: “Aradan çok zaman geçince şunu gördüm. Toplumun bir bedeni, bir yürüyüşü, doğal bir refleksi var. Onları görmeden toplumla ilişki kuramazsınız.” Bir de örnek: “75’ti sanırım. Konya’da kapısına kilit vurulmuş bir depoda bir sürü yazı, resim buldum. Cebimdekinin hepsini verdim, onları arabanın arkasına yükledim, büyük bir heyecanla eve getirip astım. Sonra arkadaşlarımı çağırdım; aynen şöyle dediler: ‘Ne o; ticari mi oluyorsun…’ Yani onlara kültür ürünüdür diye bakmadılar. Arkasından rahmetli babam geldi eve. Onları gördü, ‘Allah’ım sana çok şükür…’ dedi ve ekledi: ‘Sana komünist diyenler, mason diyenler gelsinler de bunları görsünler.’ Biz geleneği algılayamadık epey süre. Bu coğrafyada yapılmış her şey yan yana geliyor ve bizim sanatsal belleğimizi oluşturuyor. Bilemedik, yanıldık.”
HABER
Baksı Müzesi’nin sanat atölyeleri çocuklara açılıyor!
Zaman 24 Mayıs 2013
Bayburtlu ressam Hüsamettin Koçan tarafından 2005’te kurulan Baksı Müzesi, 3-8 Haziran 2013 tarihleri arasında, başrolde çocukların olacağı bir sanat şenliğine hazırlanıyor.
Hazırlıklarına aylar öncesinden başlanan Bayburt I. Öğrenci Sanat Şenliği’nin başvuruları tamamlandı. İlk ve ortaokul öğrencilerinin “yöresel değer ve efsaneler” temalı resim çalışmaları Prof. Dr. Hüsamettin Koçan tarafından teslim alındı.
Bölgede göç ve paralelinde oluşan geleneksel kültürün kaybolmasını engellemeye yönelik bir misyonu üstlenen BAKSI Kültür Sanat Vakfı, bünyesinde kurmuş olduğu Baksı Müzesi’nde düzenleyeceği Bayburt 1. Öğrenci Sanat Şenliği ile Bayburt’ta kültürel miras değerlerini korumayı amaçlıyor. Bu şenlik ile güzel sanatlar alanında yetenekli çocukları keşfetmeyi hedeflediklerini belirten Vakıf Kurucusu, ressam Prof. Dr. Hüsamettin Koçan; “Zanaatkarlık kavramı, tarihten bugüne, bu coğrafyada var olan bir olgudur. Bu becerinin, kültür mirası olarak gelecek nesillere aktarılması şart. Bu nedenle çocuklarımıza, zanaata, sanata ve tabii ki yöresel değerlerimize, başta kendimizin sahip çıktığını göstererek onlara aktarmalıyız. Vakfımızın ve müzemizin kuruluş amacı da budur. Ayrıca kültür mirasımızı yalnızca gelecek nesle aktarılması yeterli bir çaba değildir. O mirası özümsemeli ve üzerine yeni değerler eklemeliyiz. Bu noktada 7’den 70’e herkese düşen bir görev mevcut. Bayburt öğrenci şenliğimizin çıkış noktası da budur. Bir çocuğun hayal gücü, birazcık yetenek ile buluşursa küçümsenemez bir değere ulaşır. Bunun bilincindeyiz. Ancak bunun açığa çıkabilmesi için de gerekli imkanı çocuklarımıza sunmalı ve onları doğru bir şekilde yönlendirmeliyiz. Bu şenlik ile birçok gizli yeteneği bulabileceğimize inanıyorum. Bu da bizim için en büyük kazanç olacaktır.” dedi.
Şenliğin birinci aşaması, ilk ve ortaokul öğrencilerinin, Bayburt’un kültürel değerlerini konu alan resim çalışmaları ile şenliğe başvuruda bulunmalarıydı. Başvuru sayısı beklenenin üzerinde gerçekleşti. Öğrencilerin resim çalışmalarını teslim alan Prof. Dr. Koçan; “Beklediğimizin üzerinde bir başvuru sayısına ulaştık. Bu gerçekten de bizi çok sevindirdi. Oluşturduğumuz değerlendirme kurulu ile bu resimler arasından yetenekli bulduğumuz 150 çalışmayı belirleyeceğiz. Şenliğin ikinci aşaması dediğimiz, resim atölyelerinde eğitime katılmaya hak kazanan 30 öğrencimiz yine bu 150 çalışma arasından seçilecek. Son aşama ise atölye çalışmaları sonrasında en yetenekli 15 öğrencimiz Baksı Kültür Sanat Vakfı’nca bir yıllık eğitim bursu ile ödüllendirilecek.” Koçan, şenliğin finalinde başarılı bulunan 150 resmin yer alacağı serginin yanı sıra çocukların sahne alacağı tiyatro ve müzik performans gösterileri düzenleneceğini de kaydetti.
Baksı Kültür Sanat Vakfı & Baksı Müzesi / 2005 yılında Prof. Hüsamettin Koçan tarafından kurulan ve merkezi Bayburt’ta bulunan vakıf; günümüz sanatı ile geleneksel sanatı ortak bir zeminde buluşturarak sanatı ve kültürü yaygınlaştırmayı amaçlıyor.
Baksı Müzesi Doğu Karadeniz’de, Bayburt’un 45 km dışında, Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepenin üzerinde kurulu olup, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına aynı çatı altında yan yana ve iç içe yer veriyor.
HABER
Baksı Müzesi’ne Avrupa’dan ödül
ntv 4 Aralık 2013
Avrupa Konseyi’nin 2014 yılı Müze Ödülü’ne bu yıl Bayburt’taki Baksı Müzesi layık görüldü.
Ödül, 1977 yılından bu yana Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından “Avrupa kültürel mirasının tanıtımında önemli rol oynayan” bir müzeye veriliyor.
Avrupa Konseyi’nden yapılan açıklamada, Baksı Müzesi’nin ödüle layık görülmesinde “üst düzey sanat ve dizaynın Anadolu’nun kuzeyindeki gelişmemiş kırsal bölgelere taşınmasında oynadığı rolün” dikkate alındığı bildirildi.
Ödüle çok sayıda başvuru arasından Letonya’nın başkenti Riga’daki Zanis Lipke Memorial ve İsveç’in Umea kentindeki Bildmuseet müzeleri de aday gösterilmişti.
Ödüle 2013 yılında İngiltere’deki Liverpool Müzesi, 2012 yılında Almanya’nın Köln kentindeki Rautenstrauch-Joset Müzesi, 2010 yılında da Portimaoau Müzesi layık görülmüştü. Avrupa Konseyi Müze Ödülü bugüne kadar Türkiye’de İstanbul Arkeoloji Müzüesi (1993) ve Edirne Sağlık Müzesi’ne (2004) verilmişti.
Baksı Müzesi’ne ödül olarak bronzdan yapılma “Güzel Göğüslü Kadın Heykeli” ve bir de diploma verilecek. Ocak ayında Strasbourg’da düzenlenecek bir törenle takdim edielecek heykel bir yıl Baksı Müzesi’nde kalacak.
Baksı Müzesi Doğu Karadeniz’de Bayburt’un 45 kilometre dışında Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepenin üzerinde kurulu. Eski adıyla Baksı, bugünkü adıyla Bayraktar köyü yakınlarındaki müze çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına aynı çatı altında yer veriyor.