Bu gün hepimizin bildiği mutlaka ürünlerini, alıp kullandığı devleşen marka Zara ve kurucusu Rosalia Mera’nın girişimcilik öyküsünü, kendisinin, kocasının şimdi de ceo larının başarılarının sırlarını anlatmak istiyorum.Ben de zaman zaman farklı şeyler duyuyordum, tam olarak yeni öğrendim. Sizlerle paylaşmak Roselia Mera’nın örnek alınacak hikayesini anlatmak isterken. Yeni yılın ilk girişimcilik yazısına yakışacak unutulmayacak bir öykü. Önce Roselia Mera’nın ki….
İspanyol tekstil devi Zara’nın kurucusu, Inditex firmasının patronu Rosalia Mera, geçtiğimiz yıl 69 yaşında hayatını kaybetmişti. 5 milyar euroluk servetiyle dünyanın en zengin kadınları arasında yer alan Mera’nın, tüm girişimcilere örnek olabilecek bir başarı ve hayat hikayesi var.
1944 yılında doğan Rosalia Mera, 11 yaşında okuldan atıldı ve kaderini değiştirecek mesleğe terzilik yaparak adımını attı. 20’li yaşlarında hazır giyim girişimcisi olacak birikime sahip oldu. O zamanki kocası, şimdi dünyanın en zengin beşinci adamı olan Amancio Ortega ile hazır giyim işine girdi. İlk ürünlerini evinin oturma odasında dikti.
İlk dükkanını, 1975’te 31 yaşındayken İspanya’nın La Coruna kentinde açtı. Dükkana, Zara adını verdiğinde belki de bu markanın dünya devi olacağını tahmin edemiyordu.
Zara mağazalar zincirleri şeklinde İspanya’da büyüyünce, Rosalia Mera ve eşi Amancio Ortega başka markalar üretmeye başladı. 1985 yılında hazır giyim perakendeciliğinde yenilikçi bir firma olarak anılacak Inditex‘i kurdu.
Inditex Avrupa’da ve dünyada yayılırken, 90’larda da Türkiye pazarına Zara markası ile girdi.
2001’de Rosalia Mera, kritik bir karar alarak şirketi halka açtı. Bu hamleyle 600 milyon dolar gelir elde ederek dünyada büyümeye başladı.
Rosalia Mera, Amiral gemisi Zara markasıyla “fast fashion” (hızlı moda) kavramının önemli temsilcisi oldu. Moda trendlerini belirleyen defilelerde sergilenen ürünleri defilelerden hemen sonra mağazalara getirdi.
1991’te Massimo Dutti markasını satın alan Inditex, bu markayla 2004’te Türkiye’ye girdi. Türk tüketicilerin yakından tanıdığı Bershka da dahil olmak üzere, 8 marka ile 2012’de 21 milyon dolar ciro elde eden dünyanın en büyük hazır giyim perakende firmasından biri oldu.
Bu büyük başarıyla birlikte Rosalia Mera, Forbes en zenginler listesinde 6.1 milyar dolar servetiyle yer aldı. Mera bu rakamla, dünyada bu zenginliği kendisi yaratmış, kendisine miras kalmamış en zengin kadın oldu.
Rosalia Mera, sosyal sorumluluk projeleriyle de anılıyordu. Kanser tedavisi için bir şirkete ortak olan Mera yeni doğmuş çocuklar için parmak izi sistemi gelişten bir şirkete de ortak oldu. Meşhur Bulgari Hotel‘de de hisse sahibi olan Mera, İspanya’da genç caz şarkıcılarını keşfeden bir yarışmanın da kurucusu oldu.
Rosalia Mera’nın girişimcilik fikri ile başlayan Zara öyküsü, kocası ile büyüyor, ikisinin katkılarıyla devleşiyor.Daha sonra da halka açılan bir şirket oluyor.Karı koca anlaşamayıp ayrılsalar da şirket başarıları devam etmekte.
Zara’nın hedef kitlesi B ve C grubu kadar A grubunu da kapsıyor. Fiyatların ucuz olması, A grubu müşterilerin Zara’dan alışveriş etmeleri için bir engel değil, çünkü tanınmış İtalyan markalarının ürünlerinin benzerlerini -kalite olarak olmasa da- 1/10 fiyatına Zara’dan alabiliyorlar. Zara’nın tasarım ile ilgili hamleleri proaktif olmaktan ziyade reaktif. Esinlendikleri model başka bir markanın modeli olabileceği gibi mağazalarına gelen müşterinin kıyafeti de olabilir. Bu yüzden Zara tanınmış tasarımcılardan ziyade 250 civarında genç tasarımcıyla çalışıyor. Ve bu tasarımcılar dünyadaki bütün Zara mağaza müdürleriyle irtibat halinde. Bu şekilde en çok satan modelleri anında görebiliyorlar.
Zara, Londra’da, Regent Street’te ilk açıldığında mağazaya akın eden İngilizler, bir hafta sonra tekrar mağazaya uğradıklarında beğendikleri modelleri bulamamışlardı. Zara mağazalarında ürünler raflarda en fazla 2-3 hafta duruyor. Zara’nın sahibi Amancio Ortega, “Kıyafet de ekmek gibidir, durdukça bayatlar. O yüzden tasarımlarımızı mağazalarda uzun süre tutmuyoruz” diyor.
Zara korkunç büyüklüğüne rağmen (1000’in üzerinde mağaza ve 5 milyar euro ciro) çok hızlı davranıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde beğendikleri bir tasarımı maksimum 4 hafta içerisinde üretip, bütün mağazalarına sokabiliyorlar. İspanya turnesinde Madonna’nın ilk konserde giydiği kıyafetler son Madonna konserinde Madonna hayranı genç kızların üzerindeydi. Ve bu kıyafetlerin etiketi tabii ki Zara’ydı.
Zara’yı Zara yapan felsefe çok basit: Sürekli yeni tasarım (yılda 12.000, en büyük rakibi H&M’de bu sayı 4.000), az stok ve biten modellerin yerine -çok satsa bile- yeni modeller. Bu anlayış, üniforma gibi herkesin sırtında aynı Zara modellerini görmemizi engelliyor. Her iki haftada bir mağazalara yeni ürün gelmesi de Zara mağazalarının düzenli ve sık olarak tüketiciler tarafından ziyaret edilmesini sağlıyor. Bu da tabii ki satışa yansıyor. Her modelden az sayıda üretildiği için ürünlerle ilgili “yok satıyor” imajı oluşmuş tüketiciler arasında. Ve beğendikleri bir model oldu mu, bu indirime kalmaz, biter korkusuyla hemen satın alıyorlar. Bu da Zara ürünlerinin büyük bir bölümünün -yüzde 82- normal etiket fiyatından satılmasını sağlıyor. İndirimde satılan ürünlerin oranı yüzde 18. Zara’nın en büyük rakibi H&M de dahil olmak üzere, sektör ortalaması yüzde 35. Bu durum haliyle Zara’nın kârlılığına da yansıyor. Zara az stok taşıdığı için Zara’nın stok maliyeti de çok düşük.
Zara’nın başarısının sırrı, karı kocanın başlattıkları, hızlılık, devamlı yeni tasarım, iyi perakendecilik, fikirlerinin, stratejilerinin doğru uygulanmasında…Ben de sizlere çok iyi tanıdığımız bu markanın hikayesini özetlemek istedim.Herkese neşeli hafta sonları diliyorum, bir ara da Zara’lara uğrasam fena olmaz ne dersiniz…
iyi günler meral hanım öncelikle bu paylaşımınız için teşekkürler
benim ismim ramazan bayaa bi etkilendim bu hikayeden
bende yıllardır hep makinada çalıştım halende çalışıyorum ama artık hedefimi değiştirmek istiyorum .böyle güzel çalışan bi markayla çalışmak gururdur ama benm bunlara nasıl ulaşmam açısında bana yardımcı olurmusunuz teşekkürler iyi günler