Nereye gidersek gidelim, bölgeyi tanımanın en güzel yolu pazarlar.. Bu günün en keyifli saatleri Los Angeles’da Studio City Farmers Market‘te geçti.Çoğu organik olan sebzeler ve meyvelerın olduğu, küçük küçük doğranmış meyvelerın tattırıldığı pazarda….
Başak anne, hem alışveriş yapalım, hem biraz meyve tadalım, hem biraz fotoğraf çekelim der demez, kapının önünde hazırdım. Belki Angelina Jolie‘ye de rastlayabiliriz demeyi de ihmal etmedi. Başak ile Market ya da pazar alışverişi yapmak en sevdiğimiz şey. Birbirimize kendi beğenilerimizi, tercihlerimizi, özlemlerimizi, yaptıklarımızı anlatıp, beraber pişirip , yiyeceğimiz çeşitleri seçmek, sonra da keyifle hazırlamanın ilk adımı…
Los Angeles inanamayacağım şekilde sıcak, 30 derecelerde… herkes şortlar , askılı giysiler , ve parmak arası terliklerle..
Aynı Bodrum’daki gibi.. belki biraz daha sıcak…Ventura Bulvarı üzerinde, bir cadde öğleye kadar trafiğe kapanmış pazar olmuş. Ünlü olmasına rağmen küçük, derli toplu, ve de her pazar gibi çok renkli.. Bizim pazarlardaki gibi çeşitli yöresel yemek satan yerler var. Bunlar çeşitli ülkelerin yiyeceklerini satıyorlar.. Hint, Çin, Brezilya, Meksika mutfakları…Bir kenarda da çok özel, tencereye benzer vurmalı çalgısıyla Caribbean müziği yapan bir adam ve etrafında masalar var, acıkanlar aldıklarını yiyorlar, müzik dinliyorlar, ve bol güneş, tatlı tatlı ısıtıyor, hatta yakıyor. Her yaştan çocuklar, hatta bebekler var, herkes sakin, huzurlu, pazarın yediklerinin, müziğin, güneşin keyfini çıkarıyorlar.
Biz de önce meyvelerımızı tattık, çoğu hiç bilmediğim bir sürü meyve var, seçimlerimizi yaptık, dönüşte almayı planlayarak pazarın sonuna kadar dolaştık.Sonra glutensiz tezgahından mısır ve çeşitli sebzelerle hazırlanan menülerden alıp masalardan birinde keyifle öğlen yemeğimizi yedik. Glutensiz ürünlerin , yemeklerin marketlerde, restorantlarda olduğu gibi, pazarda da tezgahının olması çok hoş. Ispanaklı ve biberli, menüleri seçtik. Mısır yaprağna sarılı olarak sıcak sıcak tabaklarımıza kondu, yanına da çok güzel bir sos ile…
Bu ara glutensiz yaşama 15 gündür devam ediyorum,ve son derece mutluyum. Çok kolay alıştım. İstanbulda da ekmek, makarna, büsküvi ve atıştırmalık ürünlerde oldukça alternatif vardı, burada alternatiflerde sınır yok gözüküyor, pizzacıda bile glutensiz yemek mümkün.
Başak biz gelmeden yiyecek alışverişi yaptığı için, çok fazla şey almadık. Kereviz sapları aldık, evde atıştırmalık yapmak için…Yeşil kabaklar aldık. Bildiğimiz sebzelerde, bizimkilere göre, daha farklı, renkleri boyutları değişik..tabi lezzetleri de..
Meyve olarak biraz jujube biraz hurma aldık, biraz snap pea ve otlar aldık, kapanma saati geldiği için hatta acele ettik. Pazarın içindeki Joan’s on Third’ de kahvemizi de içip evimizin yolunu tuttuk. L.A yi çok özlemişim. Her sefer başka değişiklikler keşfetmeye devam. Haftaya Hollywood pazarına gitmeyi de illa ki planlıyoruz, şimdilik bu kadar…Sevgiler, sevgiler…