2011 yılı benim için çok özel bir yıl.Belki en çok istediğim yerlere seyahat ettiğim, belki en çok kitap okuduğum, iş hayatım ile ilgili çok önemli kararlar verdiğim bir yıl ama, en önemlisi ailece yaşadığımız sağlık sorunları 2011’in en önemli konusu oldu.
Hayatımda aspirin dışında, hiç ilaç kullanmazken, hiç doktor, hastalık düşünmezken, bilmezken,önce annemde başlayan önemli sorunlar ben de de farklı şekillerde devam edince yılın ikinci yarısında birden bire gündemimiz, programlarımız, hayatımızın akışı değişti.Çok farklı konular konuşur, paylaşır içinde yaşar olduk.Günlük haftalık aylık mevsimlik programlarımızda hep doktor ve tedavi tarihleri öncelik kazandı.Birdenbire kendimizi bambaşka dünyalar içinde bulduk.Şimdiye kadar çok az içinde olduğumuz bu dünya bize çok farklı şeyler öğretti.Değişik zamanlarda,çok farklı konumlardaki hastanelerde önemli ameliyat,tedavi, tetkikler,tespitler,incelemeler yapıldı.En eski devlet hastanelerimizden,Haydarpaşa Numune Hastanesi,Acıbadem Grubu Kadıkoy ve Maslak Hastaneleri,İnternational Grubu Kadıköy Hastanesi, İstanbul Cerrahi Hastanesi doktorları ve ekipleri ile en yakınlarımız oldular.
Küçük ailemiz,kocaman aşkım,kardeşim,çocuklarımız,tek yürek olduk,birbirimizle güçlendik,birbirimize yaslandık,birbirimize destek verdik.En güzeli, evet en güzeli, inanılmaz zor anlarımızın, çaresiz sessiz kabullenişlerimizin tümünü, daha sonra kendi aramızda birbirimize kahkahalarla, esprilerle anlatabildik.
Bu süreç içinde sevgili doktorlarımızın hepsinin ne kadar çok özverili çalıştıklarını, hafta sonu, mesai saati demeden her aradığımızda, her ihtiyacımız olduğunda yanımızda olduklarını görmek bizi o kadar güçlendirdi, mutlu ettiki anlatmak çok zor.
Yaşadığımız zorluklar, acılar bize bambaşka da mutluluklar getirdi, ailece çok yoğun duyguları böyle bir süreçte yaşamış olduk.Birbirimizle çok daha yakın olduk,el ele verdik.
Hayatı, yaşamı çok sevenler olarak hastalıklarla karşılaşmak bizim için hayatı daha anlamlı kılmadı.Zaten her anımızı, yaşamımızı severek yaşadığımızdan, pozitifliğimizi kaybetmedik.Ne kadar zorlansak da her zamanki gibi, hayata karşı, kendimize karşı özenli, dikkatli,saygılı sevgili olduk.Ama hep şunu hissettim, dünyalar benim olsa boş, önce sağlığımız.Sadece basit bir mide bulantısının bile insanı nasıl mahvettiğini, nasıl enerjisini aldığını anlamak, çaresiz kalmak beni iyi olduğum her ana,her zamankinden binlerce defa daha fazla şükreder yaptı.
Farklı bir yıl,çok duygu, heyacan dolu bir yıl,hem de zor bir yıl.Hayatımda çok önemli yeri olacak.Beden sağlığımız için ne kadar dikkat etsek, kontroller olsak da, en önemli şeyin ruh sağlımızı da nasıl koruyacağımızı bilmiyoruz.Bedensel rahatsızlıklarımızın tümü düşünce sistemimizle, yani beynimizle onu yönlendiren ruhumuzla ilgili.Sebze, meyva yiyerek, zararlı yiyecek içeceklerden uzak durarak,spor yaparak, sadece bedenimizi koruyabiliyoruz.Ama ruhumuzu korumak, güzel dinletiler, güzel görüntüler,güzel duygular hissetmekle mümkün.Bunları bol bol tüketip, kötü sözlerden,seslerden, görsellerden, duygulardan uzak kalmayı nasıl başaracağız.Bunu bilmiyoruz.Benim için bundan böyle bunu öğrenmek , uygulamak ve paylaşmak yaşam misyonum oldu.
Bu hafta programımda doktorlar dışında,harika konserler var,davetler,kutlamalar, söyleşiler, kitaplar var.Yeterki sağlığım, enerjim olsun, hepsini dinleyebileyim, görebileyim, hissedebileyim, yaşayabileyim.Sonra paylaşması, yazması en güzel mutluluk.