Çok Çalışılarak Kazanılan Başarı Uğurkan Erez

Üniversiteye ilk gittiğim gün, nedense geciktim, sınıfta ders başlamıştı. Okulum evime çok yakın, Şişli ile Osmanbey arasında caddede ben de Teşvikiye ‘de oturuyorum. Her gün o bölgede de en az iki kere dolanıyorum. Kitapçım, sinemalar, mağazalar, antikacılar hepsi oralarda .Ama ben neden ilk gününden sınıfa geç kalıyorum, bilmiyorum. Belki de çok umursamıyorum, puanım yüksek, ama İstanbul Üniversitesine  değil de evime yakın, ve de  devam mecburiyeti yok diye Şişli İktisat ‘ı seçmişim. Çünkü liseyi bitirdiğim günlerde sözlenmişim, ve müstakbel eşim de okula gitmem konusunda mutsuz, istemiyor, ama ben iki arada bir derede formülle bu yolu seçiyorum. Aslında kalbimin sesini dinlesem, gazeteci olmak istiyorum,ama, iş sahibi olmak, daha cazip,  ya da sanat dünyasının içinde olmak için  Güzel Sanatlar Akedemisi’ne  gitmek istiyorum. Ama resim yapma konusunda pek kabiliyetim yok. Sadece galerileri dolaşıp yapılanları seyretmeyi çok seviyorum.                                                                                              Kapıyı tıklatıp giriyorum. Sınıf kalabalık ve dolu, hiç boş yer gözükmüyor . Sonra ortalarda bir el kalkıyor, beni yanına çağırıyor. Yanındaki sandalyeye koyduğu kitabı  kaldırıyor, ve ben oturuyorum. Sevgili  arkadaşım Uğurkan ile böyle tanıştık. Sonradan anlattığında anlıyorum ki o yeri benim için ayırmış, ben listelere bakmak için uğradığımda beni görmüş ve ilk gün de yer ayırmış beni bekliyormuş. Ben gayet ciddi, defterimi çıkarıp, not tutmaya başlıyorum. Hala hep not tutarak dinlerim. Ama bakıyorum, Uğurkan, inanılmaz, hızlı not tutuyor, ve söylenen hiç bir şeyi atlamıyor. Sol eliyle ve de el yazısıyla benden en aşağı iki misili daha fazla yazıyor. Tüm dikkatiyle not tutmasına rağmen bir ara kulağıma eğiliyor, ve bana Humpy  Dumpy nerede biliyor musun diyebiliyor. Ben hiç vaziyetimi ve şeklimi değiştirmeden hemen elimdeki kağıda bir kroki çiziyorum ve burada diyorum. Nişantaşı çocuğuyum ya, gitmesem  de her yeri biliyorum. Humpy Dumpy çok yeni açılmış diskotek. Belki de bir hafta önce. Tenefüsde hemen birbirimizle ilgili  bir sürü şey öğreniyoruz. Ben ona sözlü olduğumu söylüyorum, o da Çiftehavuzlarda oturduğunu. İkimiz de en önemli şeyleri birbirimize hemen aktarıyoruz. Uğurkan  okulda ki ilk ve en iyi arkadaşım oluyor. Daha sonra ikimizin de çok güzel  arkadaşlıkları oluyor, ama Uğurkan’ın yeri hep başka benim için.  O günden bu güne de hep çok iyi arkadaş şimdiki değimle kanka oluyoruz. Hep birbirimize destek oluyoruz. İyi gün de kötü günde hep gönüllerimiz aynı çarpıyor. Evliliklerimizi, ailelerimizi, çocuklarımızı hep birbirimizle paylaşıyoruz, Ben hala Uğurkan’ın  tüm çalışmalarında onun heyacanını yaşarım duyarım. Hiç sevgimiz azalmadı, hep olgunlaşarak devam etti. Ben birinci sınıftan sonra evlendiğim için,  okula devam edemedim. Ama  hep beraber ders çalıştık, ben de onu, o da beni bırakmadı. Bende tüm arkadaşlarımla aynı dönemde mezun oldum.

Birinci sınıfta,Love Story filmi sinemalarda oynamaya başladığında Uğurkan kız arkadaşından yeni ayrılmış ve çok üzgün, beraber sinemaya gidip ağlıyoruz. Tanıştığımızda daha 17- 18 yaşlarındaydık, tam çocuk. Ama dostluğumuz hep aynı saflık ve güzellikte devam etti. İkimiz de aile hayatlarımız da iş hayatlarımız da çok zor günler yaşadık. Bazen çok önemli sağlık sorunlarımız oldu. Zaman zaman birbirimizi uzun süre  göremedik. Ama hep aynı sevgi, ve aynı ilgi, aynı merak ve heyacan hiç eksik olmadı. Onun annesi ablası,abisi benim de annem ablam abim oldu, benimkiler de onun. Çiftehavuzları, Kadıköy yakasını onunla tanıdım, Teşvikiye Nişantaşı’na deli gibi hayran severek yaşarken, karşıda nasıl yaşanır derken, bende karşılı oldum. Farkında olmadan.                                                                       İlk eşim ilk zamanlar Uğurkan ile arkadaşlığımızı hiç anlamadı, kızardı, görüşmemizi, uzun uzun telefonda konuşmamızı, ders çalışmamızı hiç istemezdi. Ama sonunda o da pes etti.

İlk yurtdışına çıkışım, fuarlara katılışım, hep onunla oldu. Uğurkan’ın İTKİB defilelerini yaptığı dönemlerde,  bende onunla Franfurt’ta Heim Texile, Paris’de Pret  a Porter fuarlarına ilk kez  Havlu ve Bornozlarımla onunla katıldım. Uğurkan 80’li  yıllardan beri Türk Modasını, Tekstilini, özel koreografi , show ve organizasyonlarla  yurt dışında gururla temsil etti. İşinde, hep  çok titiz, özverili ,çok çalışan oldu. Ekibine karşı, hep, tam bir spor koçu antrenörü gibi,  son derece otoriter olduğu gibi, son derece de yakın ve bir baba gibi de kollayan, gözeten oldu. Beraber olduğumuz seyahatlerde, tüm yoğunluğuna rağmen beni de hep gözetir, programlar, korurdu. Çünkü tüm modern görünüşüne rağmen, hep adet, örf ve geleneklerine bağlı bir yapısı oldu. Uğurkan, Cumhuriyet döneminin  çok değerli,ilk öğretmenlerinden olan  bir anne babanın üçüncü çocuğu.Ülkesine, topluma karşı hep sağduyulu ve hep sosyal katkı çalışmalarında projelerinde gönüllülükle yer aldı.

Okulda iken sadece derslerimize odaklanır, sonradan ne yapmak istediğimizi paylaşmazdık, ben illa iş kuracağım, girişimci olacağımı  düşünürken  Uğurkan da ünlü olmayı hayal edermiş, ama bunları birbirimize gerçekleştirdikten sonra söyleyebildik. Uğurkan önce Beymen de sonra Süzer Holding’de  İşletme okuduğumuz için  mali işler sorumlusu, yöneticisi olarak görev aldı.  Süzer’de iken şirket bir defile düzenlemey karar verdi. Hem de o zaman iş ilişkilerimizin popüler olduğu Bağdat’da . Bu organizasyonun başında da Uğurkan vardı. O dönemde ihracat yapmak hepimiz için milli seferberlik gibi çok önemli idi. Bu organizasyonu başarıyla bitirdiklerinde, Uğurkan “karar verdim, ben bu işi yapacağım, defiler organize edeceğim, koreografileri hazırlayacağım,” dedi. Tüm zor şartlara rağmen, işini bıraktı, arabasını sattı, kendi işini kurdu.  Gönlündeki iş yapabilmek için  çok çalıştı,  çok didindi, çok yoruldu ve bugünlere ulaştı.Uğurkan hep çok sosyaldi, hep çok sevilendi. Okulda her kesin, tanıdığı sevdiği çok özel bir isimdi. Şimdi de bakıyorum, onu televizyonda seyreden her yaşdan insan hep çok seviyor, arkadaşımla her zaman  gurur duydum. İkinci evliliğimde nikah şahidimdi. Başarıların  da hep, yapmak istediklerini, dürüstçe, samimiyetle, bol emekle, çok  çalışarak, zorlukları göğüsleyerek,  gerçekleştiren sevgili arkadaşım, hala çok çalışyor, herzaman çok yardımsever, hep sosyal katkılarını yardımlarını yapan, çok sevilen, çok başarılı,  yaratıcı,  işadamı, girişimci. İsteklerinin peşinden giderken büyük mücadelerle sürdürdüğü yaşamında, şimdi sevgili yeğeni ve kızıyla mutlu huzurlu beraber çalışıyor.Eğitime katkıları çok, annesi adına okul yaptırdı, çocuklar okutuyor.

Uzun dönem, televizyon da  önce Benimle Dans Edermisin’de şimdi de Bugün Ne Giysem Programında Jüri üyesi olan Uğurkan, yaptığı işlerini hep severek,çok çalışarak yapıyor. Sevgisini, enerjisini de ekranlardan  bol bol yansıtıyor. Çocukken de hep yaptığı gibi, çalışkan, güleryüzlü, insancıl, çok sosyal, yardımsever. Yine yılın, sezonun en öenmli defilelerini hazırlıyor, çok iyi bir model ajansı var.Sevgili arkadaşım, seninle karşılaştığımız o ilk güne şükrediyorum.Senin gibi bir dostum olduğu için çok şanslıyım, çok mutluyum.Her zor anımda, mutluluğumda  yanımda oldun, ilk günden bu güne hep en iyi arkadaşım oldun. Seni çok seviyorum.Herzaman,  gülen yüzündeki gibi sevgiyle keyifle ol.

3 thoughts on “Çok Çalışılarak Kazanılan Başarı Uğurkan Erez

  1. meralim gözlerim dolu dolu okudum…ne temiz,ne mutlu ne güzel arkadaşlıkların olduğu günlerimizdi…teşekkür ederim..hep beraber kalalım…seni çok seviyorum arkadaşım..buraya birde o üniversite yıllarımızdan resimleride koyarsan daha güzel olacak galiba…:)))

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s