Zor Demek Hafif Kalıyor, Çok Etkilendim, Müthiş Bir Girişimcilik Hikayesi Daha, Sabır Bazen En Önemli Meziyet, Hayaller Dosyası İşi Oldu,
Sevgili Muazzez Bodur ile buluşup ondan dinledikten sonra aklımdan çok farklı başlıklar geçti, hikayesini tekrar tekrar okudum, anlattıklarının her karesini kendim yaşarcasına hissettim. Sonunda da biran önce yazıp sizlerle de duygularımı, hissettiklerimi ve hikayeyi paylaşmak istedim.
Muazzez ile harika güneşli bir günde Karaköy’de buluştuk. Onun ofisinin bulunduğu, işlerinin, müşterilerinin yoğun olduğu, günümüzün popüler semti Karaköy’de. O da işini kurup ofis açacak duruma geldiğinde; ben burada olmalıyım demiş, ve ofisini kiralamış.Karaköy’ün restore edilmiş, yeniden çok farklı bir hayat bulmuş, her köşesinin, duvarının, kaldırımının tarihten bize çok şey anlattığı sokaklardan, pasajlardan geçerek, Meryem Ana Kilisesinin yan sokağında ki kafede oturduk. Daha doğrusu, kafenin önü doluydu, karşısındaki duvar dibine konulmuş sıralanmış masalardan birinde biz de yan yana oturduk. Buluştuğumuz andan itibaren ben merakla sordum, o sakin sakin anlattı. Anlattıklarının hepsi çok heyecan vericiydi,hikayeyi bilmeme rağmen, o anlattıkça, ben de onunla tekrar yaşadım.O da sakin, sakin anlatmasına kendi de hayret ettiğini itiraf etti.Sakinliğini ise, ben bu işte sabretmesini öğrendim diyerek anlattı.
Muazzez iyi bir iş de çalışırken kendi işini kuruyor. İnternet üzerinden sanat, tarih ve antika değeri olan eşya satan bir site açıyor.Çocukluğundan beri bu tip bir uğraşı olmasının en büyük nedenlerinden biri de babasının bu tip eşyalara, objelere olan ilgisi. İki sene evden,hem çalışıp hem işini götürmeye gayret ediyor. Bu arada evli bir çocuğu var, ama satışlar istediği gibi olmuyor, her geçen gün karşılaştığı zorluklar, sorular, onu başka bir iş yapmaya yönlendiriyor. Hikayeyi aşağıda biraz da Muazzez’den dinleyelim.
“1975 doğumluyum, babam girişimciydi, Türkiye’de ilk likit deterjanı üreten kişidir. Kobiydi, ufak sermayeyle başlayıp, iki çocuğunu kolejde okutacak kadar para kazanabilmiş, dürüst, araştırmacı bir adamdı. Çocukluğum sabun kazanlarının içinde geçti, imalathaneye bayılırdım. Halen işin üretildiği yerleri çok merak eder severim.
Benim girişimci olmak yolundaki serüvenim, 2010 yılında amatör denemelerle başladı. 13 yıl kurumsalda .çalışmaktaydım. Öğrenciliğim çok başarılı olmasa da iş hayatında hızlı adımlarla yürüdüm ama hep bir tatminsizliğim vardı. Benim sanatla ilgili bir iş yapma hissiyatım, artık beni çok zorluyordu.
Önce bilgisayarımda bir “Hayaller” dosyası açtım. Hedefim tutkuyla bağlı olduğum sanat eserleri ile ilgili bir iş yapmaktı. Bu dosyaya olmak istediğim, içinde yaşamak istediğim bütün hayallerimi yazdım. Keşke hayal edilenler gibi de devam etseydi. İşle devam edebilir bir yol bulmalıydı. İnternet üzerinden bir satış sitesi kurmaya karar verdim. 4 ay site adı, paket program, ürünler, içerikler derken, gece gündüz demeden siteyi 150 ürünle açmayı başardım. Hatta son hafta sonu 48 saat makinanın başından kalkmadım. Koleksiyonerim.com bir pazartesi sabahı online olacaktı.
8 yıllık evliydim, oğlum 3 yaşındaydı. Siteyi açacağımın akşamı eski eşim gelip boşanmak istediğini söyledi. Benim 48 saat uykusuzluğumun ardından olayın ciddiyetini anlamam oldukça geç oldu. Çok malum sebepler, akabinde mal mülk tartışmaları. 1 yıl sürdü boşanmamız, koleksiyonerim o dönemde beni mutlu eden tek uğraşımdı. Ancak o da, iş, boşanma, maddi imkansızlıkladan nasibini aldı.
2 yıl süren koleksiyonerim.com’ da her ay yeni antika ve koleksiyon objeleri koyarak zenginleştirmeye çalıştım. Ama sadece ürün bulmak yetmiyordu, reklam vereceksin, banka anlaşmaları, kampanyalar vs, hele ki benim kaybetmemdeki en büyük etken sektörü yeterince tanımıyorsan başarısızlık kaçınılmaz bir hal alıyor.
Siteyi ziyaret edenler eserleri çok beğeniyorlardı ancak bir türlü satın almıyorlardı. İlk satışım bir Gülabdan’dı. İnanamamıştım sitenin en pahalı eserlerinden biriydi ve 1000 TL idi.
Gelen mesajlarda insanlar elindeki eşyalar ile ilgili sürekli soru soruyordu. “Halım var kaç para eder? Dedemden bir el yazması kitabım var anlamıyorum? Tablom orijinal mi?,”
Bu soruların cevabı ise bende yoktu.
Gelenekselden başlayıp; internet üzerinden satış yapma maceram 2 yılı aşkın süre devam ettiğim denemeler başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak bu başarısızlık, probleme teşhisi koymama ve Türkiye’de hiç yapılmayan bir işe adım atmamı sağladı.
Türkiye’de koleksiyon objeleri, antikalar, sanat eserleri gibi taşınabilen eserlerin ekspertizini yapan bir kurum yoktu. İnsanlar internet üzerinden bu eserleri alırken güven problemi yaşıyordu ve herkes elindeki eşyanın gerçek değerini merak ediyordu. İş riskli, uzman bulmak ise oldukça zordu.”
Muazzez, başladığı iş de başarısız oluyor, eşinden ayrılıyor, ama özgüvenini, cesaretini kaybetmiyor, çok daha zor bir yolu seçiyor.Yeni bir iş kurmak için yola çıkıyor. Hem de bu sefer çalıştığı işinden de ayrılarak,kendi isteği ile işsiz kalarak.Bundan sonra başlayan yeni mücadelesi çok daha önemli. Evini geçindirmesi lazım, işini kurup sürdürmesi için paraya ihtiyacı var.Elindeki para çok sınırlı. Ama iş fikrine, kendine çok güveniyor ve sanat dünyası ve sanat severler içinde olmayı çok arzu ediyor, sabırla dayanıyor, her zora bir çözüm buluyor, kendini, işini anlatıp yatırımcı arıyor.
“Sonunda doğru iş modelini bulmuştum ve sanat eserlerinin değerlemesini yapan bir ekspertiz şirketi kuracaktım. İşten ayrılmış, çok küçük bir sermaye ile işe başladım. Enkuba adlı bir kuluçka yatırım yapan firmadan kuruluş sermayesi almayı başardım ve 2012 yılında Değerli Eşya Danışmanlık A.Ş’yi kurdum. Türkiye’de ve yurtdışında, kendi alanında uzman 100 ün üstünde tarafsız eksper aracılığıyla, istenirse sanal ortamdan ( www.bukacparaeder.com), istenirse yerinde ekspertiz hizmeti veriyorum.”
Muazzez en önemli kısmı altı satırda yazmış, ama onun Enkuba’yı bulması, yatırımcı bulmak için çalışmaları, bulduktan sonra işinin geliştirilip ilk müşteriyi kazanana kadar yaşadıkları bir film gibi.Önce iş fikrinin doğru olup olmadığını, başkalarının buna ne kadar değer verdiğini görmek için, yarışmalara katılıyor, eğitimler alıyor, kendini tanıtmak, anlatmak için sunumlar yapıyor. Start Up Weekend fayda gördüğünü söylediği önemli girişimcilik yarışmalardan biri. Kendi değerlendirme ekibini kurmak için çok araştırma yapıyor, her araştırmada bir şeyler öğreniyor, birilerini tanıyor. Yurt dışında nasıl yapılıyor, araştırıyor, yardım istiyor.Bu çabaların içinde bir gün Enkuba ile tanışıyor. Ama iş fikrinin hayata geçmesi için de süreye ihtiyaç var. Enkuba grup dayanabilecek misin? diye soruyor.Muazzez heyacanla her zora dayanacağım deyip,hep birlikte çalışmaya başlıyorlar.İlk müşteri Osmanlı Bankası, oluyor, sigorta şirketlerinden, önemli yatırımcılardan teklifler, işler geliyor. Sonrası devam ediyor, şimdi sırada değerli eşyaların satışının büyütülmesi, hızlandırılması var.Muazzez bu her anı heyacan dolu hikayesinde, hissettiklerini,duygularını, inandıklarını, gelecek hayallerini aşağıda anlatmaya devam ediyor.
“Şimdi tekrar bir satış sitesi kurmak istiyorum, insanların elindeki eşyaların ekspertiz hizmetini aldıktan sonra değerinde satış hizmetini verecek bir site. Artık biraz daha şanslı hissediyorum. Çünkü artık insanlara elindeki eski eşyaların değerini söyleyebilecek bir alt yapım var ve piyasayı takip edebiliyorum. Oyun alanınızın kurallarını, rakiplerinizi tanımıyorsanız bütün çabalarınız boşa gider. Kahve pişirmeyi bilmeyen insanların restoran açma fikirlerine bayılıyorum!!!!!!!
Genel kural hep geçerli; iyi olan kazanıyor.
Temelinde bir ihtiyaca cevap veren fark ve faydası net olarak tanımlanabilen, iyi planlanmış bir iş fikri, yatırım kaynaklarının da desteğiyle hayata geçirilebilir. Ayrıca girişimcinin donamı, tecrübesi, inancı, vizyonu, yönetim becerileri ve sürekliliği çok önemli. Bugün her 12 girişimden sadece 1’ i ayakta kalabiliyor. Yolun uzun ve zor şartlar barındırdığını unutmamak, hatta başlamadan önce hazırlanmak gerekiyor.
Genel kural hep geçerli; iyi olan kazanıyor.
Karar almak, fikri içinde yaşamak ve her türlü dış etkene rağmen kararlılığını koruyabilmek bazen çok zor gelebiliyor. Ben şu anda kendi işini yöneten biri olarak profesyonel hayata göre çok daha fazla zamanımı işim için harcıyorum .İçimde hiç bitmeyen bir heyecan ve dinamizm var. Bence bu gücü kendinde hisseden herkes kendi işini kurmalı.
Girişimcilikte beni başarıya götüren bazı davranışları paylaşmak istiyorum
Önce kendinden emin olmalı insan, özgüveni onu yarı yolda bırakmamalı,
Girişimci ( en çaresiz hissedilen anda dahi ) kendi kendini motive edebilmeli,
Her sabah kalktığında evet ben bu yola baş koydum diyebilmeli,
Sürekli büyümeye kafa yormalı ve elindekiyle yetinmemeli,
Her gün işiyle ilgili yeni bir fikri not almalı
İletişimde açık olmalı ve doğasındaki üretkenliği yansıtmalı
İşletmenin her sürecine vakıf olmalı, teknolojiden korkmamalı
Ve mutlaka işini çok sevmeli
Ben 15 yıllık profesyonel iş hayatımı arkada bırakıp bilinmeyen bir yolculuğa adım attım. Babam gibi, Türkiye’de hiç yapılmayan bir işe baş koydum. Hem internet hem yerinde, 13 ayrı ülkede 100 ün üstünde uzman ile çalışıyorum. İşimin büyük bir bölümünü internet ve teknolojiyi yoğun kullanarak yapıyorum. Artık çevremde o hep hayalini kurduğum ve içinde olmak istediğim sanat eserleri ve sanata aşık insanlar var.
“Hayaller” dosyası halen yapılacak bir sürü yeni fikirle dolu. Bence bu dosya hiçbir zaman
kapanmayacak.”
Sevgili Muazzez, yepyeni bir iş fikrini çok zorluklarla hayata geçirmiş, ve azimle yeni hayallerinin peşinden gidiyor, çok etkilendim, işine olan tutkusuna hayranlık duydum, heyecanla dinledim, yazdım. Daha çok yazılacak şey var, melek yatırımcısı ile olan tanışma ve çalışma hikayesini ayrıca paylaşmak istiyorum. Hiç umut bağlamadan katıldığı ,ama sonunda çok farklı sürprizlerle karşılaştığı yarışmalar, birinci olana kadar inatla katılmaya devam etmek istedikleri, idolleri, tüm çabalarının ona kazandırdığı hayat tecrübesi olgunluğu hepsi farklı hikaye konuları olacak nitelikte. Belki blogundan işlerinden paylaşacağım çok şey olacak, Muazzez tanıdığım için çok mutluyum, başarılarını takip etmek, en büyük keyfim olacak, kutluyorum.
Muhteşem bir hikaye! Muazzez Hanım’ı keyifle takip ediyorum. Umarım yakın zamanda bizzat tanışma fırsatımız olur.
Sevgiler..
Paylaşım için çok teşekkür ederim. Meral Hanım sizin kaleminizden kendimi dinlemek çok keyifli. Kagider Üyelerinin bu paylaşımlarının bütün kadınların hayatında temiz yeni sayfalar açmasını dilerim. Sevgiler
Yaziyi okudugum ve siteyi kesfettigim an itibari ile evde, bahcede olan tum esyalar gozumun onunden gecti. Bir zamanlar degerini bilmedigimiz dededen kalma bir kupumuz vardi. meger cok degerli antik bir parcaymis. su an Mugla`da muzede sergileniyor. Ne mutlu ki iyi koruyabilmis, muhafaza edebilmisiz.
Cok guzel ve herkese planlamanin ne kadar onemli oldugunu bir kere daha gosteren bir hikaye.
Selin hanım öncelikle teşekkür ederim.
Ülkemizde değeri doğru bilinmediği için korunamayan ve kaybedilen değerlerimiz sayısızdır. 600 yıllık geçmişimizin en önemli göstergesi eserleri günümüz de de malesef ki yeterli özen gösterilmediğini görüyoruz.
Evinizde değerli olduğunu düşündüğünüz eşyalarınızı bekliyoruz….
Sevgiler
Muazzez Bodur