Kosgeb Fırsatları

298937_10150413300456873_1476871935_nSevgili yeni girişimci adayları, henüz şirketini kurmamış olanlar; kuruluş giderleriniz için hibeler almak istiyorsanız aşağıda çok önemli bilgileri sizler için paylaşıyoruz. Kosgeb ile ilgili önemli bir yazı dizisi paylaşacağımı geçtiğimiz haftalarda  yazmıştım.Sevgili Nazmiye Sabuncuoğlu‘nun  katıldığı eğitimleri ve Kosgeb fırsatları ile ilgili tüm bilgileri her hafta uzun uzun anlatmaya başlıyoruz.Geçen hafta Nazmiye ile buluştuğumuzda öncelikle paylaşmam gereken bilginin,  bu eğitimlere ve dolayısıyla öğrenmek istediğiniz her şeye nasıl ulaşacağınız konusunu olduğunu düşünüyorum.Kosgeb yeni girişimci adaylarına çok değerli fırsatlarla birlikte eğitimler de veriyor.Eğitimlere katılabilmek ve bilgi alabilmek için Boğaziçi Kosgeb’i aramalısınız.Tel: 0212 285 05 00 .Belirli dönemlerde tekrarlanan eğitimler için bir mülakattan sonra başlıyabiliyorsunuz.Yeni bilgilendirme ve eğitim fırsatları  için Ocak’ta yeni müracatları tekrar kabul edecekler.Sonra da eğitim döneminde hem girişimcilik ile ilgili çok önemli bilgiler,  hem Kosgeb fırsatlarını nasıl kullanabileceğiniz, öğretiliyor. Nazmiye bu güne kadar  hem profesyonel olarak, hem de iş sahibi olarak 18 senelik iş hayatının içinde olmasına rağmen, yeni işini kurarken bu eğitimlerden çok şeyler öğrendiğini heyecanla anlattı.N7VA3oeqj47A0h2neRFB Özellikle bu eğitim notlarını paylaşan öğretmenleri İstanbul Aydın Üniversitesi Md Yardımcısı Doçent Dr Faris Kocaman‘ın katkılarını defalarca tekrarladı.Bilgilerin teknik ve teorik içeriklerinin yanında kişileri girişimciliğe ruhen hazırladığını özellikle belirtti.Ben de bu eğitimleri sizlerle gün gün paylaşmaya başlıyorum. Sevgili Nazmiye Sabuncuoğlu’na ve Faris Kocaman’a sonsuz teşekkürler.Bilgiler ve eğitimlerin paylaşımı ile birlikte  Nazmiye’ye  eğitimlerin  kazandırdıkları, sonra şirketini kurarken yaşadıklarını da paylaşmaya çalışacağız.Sevgiler, sevgiler…

Kosgeb ile daha önce de genel bir anlatım paylaşmıştım. Buradan ulaşabilirsiniz. Resmi site adresleri ise http://www.kosgeb.gov.tr.Aşağıda 9 bölüm halinde paylaşacağım Kosgeb Eğitimlerinin birincisiyle başladım.

KOSGEB-Logo1

1. BÖLÜM GİRİŞİMCİLİK VE GİRİŞİMCİLİK SÜREÇLERİ

Girişimcilik kavramı ve uygulamalarının, bilgi toplumunun ve içinde yaşadığımız çağın getirdiği büyük değişimin yansımalarından biri olduğu konusunda hiç şüphe yoktur.

Girişimcilik, insanın düşünsel emeğinin ekonomik değere dönüşmesi olarak ifade edilmekte ve üretim faktörleri arasında yer almaktadır.

Girişimci sayısının arttırılması, bugün gelinen noktada gerek gelişmekte olan gerekse de gelişmiş ülkelerin tamamının ortak çözüm aradığı bir konudur. Büyüme ve istihdamın sağlanmasında;

Yeni iş fikirlerinin hayata geçirilmesi ve kurulacak olan yeni işletmeler bir ekonominin büyüyebilmesinin öncelikli koşuludur.

Bu nedenle toplumda girişimci kişilerin sayısının arttırılması ve bu kişilerin eğitilmesi ülkelerin öncelikleri arasında olmalıdır.

Diğer bir anlatımla girişimcilik, birçok paydaşın rol oynadığı bir ekosistemde sürdürülebilir.

Girişimci bir ekosistem için düzenli bir çerçeve oluşturmada; özel özel sektör, eğitim kurumları, bireyler ve sosyal aracıların birlikteliğini teşvik etmede devletin rolü çok önemlidir.

GİRİŞİMCİLİĞİN TANIMI

 

Girişimcilik, fikrin eyleme geçmesindeki bireyin yeteneğini ifade eden bir kavramdır.

Bu kavram yaratıcılık, yenilik ve risk almanın yanı sıra hedeflere ulaşmada projeleri planlama ve yönetme yeteneğini de kapsar

Diğer bir anlatımla girişimcilik, günlük yaşamda, çalışma hayatında ve toplum içerisinde çalışanların ve bireylerin sosyal ve ticari faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde ortaya çıkabilecek fırsatları daha iyi anlamalarına yardımcı olan ve birçok disiplini içerisinde barındıran şemsiye bir kavramdır.

Literatüre bakıldığında girişimcilik kavramının birçok yazar tarafından farklı bakış açılarıyla incelenmekte olduğu görülmektedir.

Yapılan çalışmalarda çoğunlukla; risk, sermayenin tedarik edilmesi, arbitraj ve üretim faktörlerinin koordinasyonu gibi konular ağırlıklı olarak ele alınarak bu kavram açıklanmaya çalışılmıştır.

Girişimcilikle ilgili olarak yapılan çalışmalar incelendiğinde girişimcilik kavramının farklı sözcük gruplarıyla açıklanmaya çalışıldığı görülecektir. Bu gruplar şu şekilde sıralanabilir:

  1. Başlatma/bulma/yaratma
  2. Yeni işletme
  3. Yenilik/yeni ürünler/yeni Pazar
  4. Fırsatların peşinde koşma
  5. Risk alma/risk yönetimi/belirsizlik
  6. Kâr arzusu/kişisel fayda
  7. Üretim yolları ve kaynaklar
  8. Yönetim
  9. Değer yaratma
  10. Büyüme arzusu
  11. Girişim
  12. Değişim yaratma
  13. Sahiplik
  14. Sorumluluk/ Yetki
  15. Strateji oluşturma

Yukarıdaki sözcük gruplarından da anlaşılacağı gibi girişimcilik hakkında tek bir tanım yapma olanağı yoktur.

Bu da girişimciliğin sürekli olarak değişen bir olgu olduğunu göstermektedir.

Girişimcilik, birçok bileşeni olan bir olgudur.

Ayrıca bu bileşenler, girişimcilik olayının oluştuğu çevresel ortama göre değişmektedir.

Bu olgunun tanımlanmasında birinci odak noktası, girişimcinin kişi değil süreç olduğudur.

İkincisi girişimci süreç içerisinde, girdi niteliği taşıyan bileşenlerin çıktılardan ayrılması gerekmektedir.

Örneğin, girişimci kişi bir girdi iken, ekonomik gelişme bir çıktıdır.

Girişimcilik kavramı, ortaya çıkan fırsatlardan yararlanma ya da yeni fırsatlar yaratabilme amacıyla üretimin girdilerini örgütleme yeteneği ve risk alma özellikleriyle bağdaştırılarak açıklanmaya çalışılmaktadır.

Bu yapı ağırlıklı olarak girişimciliğin ticari boyutunu öne çıkarmakla birlikte günümüzde kâr odaklı olmayan ve parasal kazançtan daha önemli bir girişimciliğin de olabileceği anlaşılmıştır.

Bugün birçok çalışmada girişimcilik ticari girişimciliğin yanı sıra kamu girişimciliği, sosyal girişimcilik, iç girişimcilik gibi kavramlar ile değer yaratımı sonucuna odaklanılarak açıklanmaya çalışılmaktadır.

“Kamu Girişimciliği” daha çok kamu kuruluşlarındaki girişimciliği açıklamaya çalışırken “Sosyal Girişimcilik” ise, sivil toplum kuruluşlarının (STK) girişimcilik eylemleri olarak bilinmekte ve incelenmektedir.

Öte yandan, hem özelde hem de kamuda geçerli olabilen “İç Girişimcilik” kavramı sıkça gündeme getirilmeye başlanmıştır.

Ayrıca, “Küresel Girişimcilik”, “Tekno-girişimcilik” gibi uygulamalar yepyeni bir açıdan ortaklıklar kuran, buluşlar, yenilikler yapan, kısaca fark yaratarak değer yaratan girişimcilik yapıları olarak karşımıza çıkmaktadır

Girişimcinin Özellikleri

Ticari açıdan bakıldığında, girişimci, ekonomik mal veya hizmet üretmek, pazarlamak için üretim faktörlerini bir araya getiren, kâr amacı güden ve girişimlerinin sonucunda doğabilecek tüm risklere katlanan kişilerdir.

İktisatçılar açısından bakıldığında ise girişimci, değerlerini fazlalaştırmak amacıyla kaynaklar konusunda öngörüde bulunarak işi planlayan, insan kaynaklarını örgütleyerek girdilerin işlenmesini sağlayan ve elde edilen çıktıyı kârlılık yaratacak biçimde tüketicilerin kullanımına sunma becerisini gösteren, yenilikler ve yeni bir düzen getiren kişi olarak tanımlanmaktadır.

Kim iyi bir girişimci olabilir? Bununla ilgili herhangi bir tanımlayıcı profil bulunmamaktadır.

Başarılı girişimciler her yaştan, her gelir seviyesinden, her ırktan ve her cinsiyetten olabilir.

Eğitim ve deneyim durumları farklılık gösterebilir.

  1. Tutku: Girişimciler, iş fikirleri konusunda tutkuludurlar ve satılmakta olan ürün ya da hizmete inanmak zorundadırlar.
  2. Yenilikçilik ve Yaratıcılık: Yenilik yeni ya da farklı olandır, yaratıcılık ise geleneksel yoldan farklı biçimde düşünmedir. Girişimciler yenilikçi ve yaratıcı olmalıdırlar ve çözüm ya da fikirler öne sürerken farklı düşünürler.
  3. Bağlılık: Girişimciler başarısızlık ya da zorluklar karşısında bile fikirlerinin başarılı olacağına inanırlar.
  4. Cesaret: Girişimciler cesur olmak zorundadırlar. Büyük zorluklarla karşı karşıya gelmeye ve engelleri aşmaya hazırlıklı olmalıdırlar.
  5. Hedefler Belirleme Yeteneği: Girişimciler gelecek için hedefler koyma yeteneğine sahip olmalıdırlar.
  6. Karar verme Yeteneği: Girişimciler nasıl hızlıca karar verildiğini ve önceliklendirmeyi bilmek zorundadırlar.
  7. Esneklik/Değişime Açıklık: Girişimciler değişime ve yeni yöntemlere açık olmalıdır. Ayrıca, farklı durumlara kolayca uyum sağlayabilmek zorundadır.
  8. Bağımsızlık ve İnsiyatif: Girişimciler bağımsız düşünebilmeli, çalışabilmeli ve insiyatif alabilmelidir. Başarılı olmak için kontrolü ve sorumluluğu almaya hazır olmalıdırlar.
  9. Liderlik Becerileri: Girişimciler iyi liderlik berilerine sahip olmalıdır. Yetenekleri belirleme, insanlara ilham verme ve yönlendirme konusunda liderlik yapabilmelidirler.
  10. Sıkı Çalışma ve Sabır: Girişimciler asla vazgeçmemelidirler ve uzun çalışma saatlerine hazırlıklı olmalıdırlar. İşler hakkında olumlu düşünmeli ve başarmak için sabırlı olmalıdırlar.
  11. Motivasyon ve Enerji: Girişimciler kendilerini motive etmeli ve enerjik olmalıdırlar. Ayrıca etraflarındakileri de motive edebilmelidirler.
  12. Özgüven: Girişimciler kendilerine güvenmelidirler. Özgüven etrafındakilerde de inancı geliştirir.
  13. Başarıya Odaklanma: Girişimciler başarmak için çalışmalıdırlar. Hatta ara sıra olan başarısızlık öğrenmek için ve başarmak için bir basamak olarak değerlendirilmelidir.
  14. Riskler Alma: Girişimciler iyi hesaplanmış riskler alabilmeli ve başarmak için özverilerde bulunabilmelidir.

Ancak bazı araştırmalar, başarılı bir girişimci olmak için yaratıcılık, kendini adama, kararlılık, esneklik, liderlik, tutku ve kendine güven gibi bazı temel kişisel özelliklerin mevcut olması gerektiğini söylemektedir

–          Yaratıcılık, iş yapmak için yeni ürünlerin, servislerin ya da yolların geliştirilmesini sağlayan kıvılcımdır. Yeniliğin ve gelişmenin itici gücüdür. Kalıp yargıların dışından bakarak düşünmek, sürekli öğrenmek ve sorgulamaktır.

–          Kendini adama, bir girişimciyi, özellikle başlangıç aşamasında, başarılı olabilmesi için, haftanın 7 günü ve günde 12 saatten fazla olabilecek kadar çok çalışması için motive eden güdüdür. Başarılı olabilmek için çok çalışmaya, planlama ve fikir üretmenin de katılması gerekmektedir. Kendini adama bunu gerçekleştiren özelliktir.

–          Kararlılık, başarıya ulaşmak için duyulan normalin üzerinde güçlü bir arzudur. Aynı zamanda istikrar ve zor zamanlardan sonra yeniden kendini toparlama becerisini içerir. 9 kere bir sonuç alamasa da, girişimciyi 10. telefon aramasını yapmak için ikna eden de budur. Gerçek bir girişimci için para motivasyon kaynağı değildir. Başarı, motive eden temel faktördür, para ise bunun ödülüdür.

–          Esneklik, değişen pazar ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde cevap verebilme yeteneğidir. Bir hayale sadık kalırken aynı zamanda piyasa gerçekliğinin de farkında olmaktır. Bu gerçeklik, gerekiyorsa girişimcinin vizyonunu değiştirmesine bile yol açabilir.

–          Liderlik, kurallar yaratmak ve hedefler oluşturmaktır. Kurallara uyulacağını ve başarıya ulaşılacağını görerek hareket etme kapasitesidir.

–          Tutku, bir girişimciye başlangıç yaptırtan ve onu o şekilde tutan faktördür. Girişimciye, kendi vizyonuna inanmaları için başkalarını ikna etme gücü verir. Planlamanın yerine geçemez ama girişimcinin odaklanmış bir şekilde kalabilmesini ve girişimcinin planının diğer insanlar tarafından görülmesini ve uygulanmasını sağlar.

–          Kendine güven, belirsizliği ve risk seviyesini azaltan planlar sayesinde gelişir. Uzmanlığın da kendine güvenin oluşmasında katkısı vardır. Kendine güven, girişimciye kolayca aklı çekinmeden ve gözü korkmadan başkalarını dinleme yeteneği verir.

Her girişimci bu yeteneklere farklı oranlarda sahiptir.

Acaba bir insanda bu özelliklerden biri eksikse ne olur?

Birçok yetenek öğrenilebilir ya da girişimcinin bu alandaki eksikliğini kapatacak yeteneğe sahip birisi işe alınabilir.

En önemli strateji güçlü olunan alanların farkında olmak ve çalışmayı bunun üzerine inşa etmektir.

Girişimciler, olasılıkları gören ve bu olasılıkları gerçeğe dönüştüren değişim ajanlarıdır.

Girişimcinin özellikleri ile ilgili olarak yapılan açıklamalarda dört temel unsura dikkat çekilmektedir. Bu unsurlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

–          Yaratım süreci: Yaratıma konu olan şeyin hem girişimci hem de yarar sağlaması amacıyla geliştirildiği kitle için bir değer ifade etmesi gerekmektedir.

–          Çaba harcanması: Yeni bir ürünün/hizmetin ortaya konulması amacıyla belirli bir zaman ve çabanın harcanmasıdır.

–          Risk: Girişimci faaliyette bulunduğu alanda belirli riskleri üstlenmek durumundadır.

–          Getiri: Girişimci olmanın sağlayacağı ödüllerdir. Buradaki en önemli ödül, değer yaratmaktır. Sonrasında kâr gelecektir. Elde edilen kâr, başarı düzeyinin de göstergesidir. Değer yaratma ve kârı, bağımsızlık ve kişisel tatmin duyguları izlemektedir.

Girişimcilerin başarıları ve başarısızlıklarıyla ilgili yapılan dikkatli analizlerde, ekonomistler, gelecek vaat eden işletme sahiplerini yakından ilgilendiren anahtar faktörler tanımlamışlardır. Bunları dikkate almak riski azaltabilir. Karşıt olarak, bunları hesaba katmamak yeni bir işletmenin yok olmasına zemin hazırlayabilir. Bu faktörler şu şekilde sıralanabilir:

–          Motivasyon: Bir işletme kurmayı teşvik eden nedir? Sadece para olabilir mi? Açıkçası birçok girişimci sonunda büyük bir refaha kavuşur. Ancak neredeyse her girişimin başlangıcında ve erken dönemlerinde gelir yaratmak zordur. Bu nedenle birçok girişimci başlangıç aşamasında belirli bir maaş bile alamaz ve sadece işletmeye pozitif nakit akışı sağlamaya çalışır.

–          Strateji: Ürünü ve hizmeti birbirinden ayıran strateji nedir? Sadece satış fiyatı tabanlı rekabet etme planı mıdır? Fiyat önemlidir, sadece fiyat üzerinden rekabet etmek riskli olabilir. O yüzden girişimciler rekabette fiyatın dışında farklı stratejiler geliştirmelidirler.

–          Gerçekçi vizyon: Girişimcinin potansiyeli için gerçekçi bir vizyon var mıdır? İşletmelerin başarısız olmalarının temel sebebi yeterli olmayan faaliyet finansmanıdır. Girişimciler, işletme planlarında genellikle başlangıç maliyetlerini eksik tahmin edip, satış gelirlerini fazla tahmin ederler.

Girişimci Niteliklerinin Belirlenmesi

Girişimciler kendi yollarını kendileri çizmek isterler.

Genellikle kişisel başarıya ulaşmış kişiler girişimci olurlar; çünkü işveren, işe yarayacağından emin olmadığı şeylerin yapılmasına izin vermeyecektir.

Bu tip kişiler genellikle genç yaşta girişimci olurlar, çünkü belli bir işi kendilerinin dışında birisinin kendileri kadar iyi yapamayacağını düşünürler.

Girişimciler, insanlarla çok iyi ilişkiler kurarlar.

Çünkü bu kişiler insanların nasıl hissettiklerini anlama becerisine sahiptirler. İnsanların sorunlarına eğilirler ve arkadaş olmak için çaba gösterirler.

İnsanlar tarafından kabul görmek onlar için son derece önemlidir. Çatışma ve hoşnutsuzluk yaratan durumlardan kaçınmaya çalışırlar.

Birlikte çalışılması son derece zor görünen insanları bile bazı yönleri ile pozitif karaktere sahip kişiler olarak algılarlar.

Bir grup içerisinde insanlarla birlikte çalışma fikri bu kişilere cazip gelir.

Beğenilme, yaptığı iyi bir iş ile tanınma, insanlara yardım etme ve topluma katkıda bulunma hissi temel güdüleyicileridir.

Aşağıda girişimcilik niteliklerinin belirlenmesine yönelik çeşitli sorular sorulmaktadır.

Kendi işini kurmayı düşünen kişilere yol gösterici nitelikte olan bu sorulara genellikle olumlu cevap verilmesi durumunda başarılı bir girişimci olunacağı belirtilmektedir

–          Hayal kırıklığına uğradığınızda, bununla başa çıkabilir ve olumlu bir ruh haliyle yeniden işe başlayabilir misiniz?

–          İlgi odağı olmaktan, kendinizi veya yaptığınız işi satmaktan mutluluk duyar mısınız?

–          Sizin için organize olmak kolay mıdır?

–          Hayatınızı nasıl kontrol edebileceğinizi ve disiplin altına alabileceğinizi biliyor musunuz?

–          Kabul edilebilir bir seviyede risk almaya razı mısınız?

–          Yaratıcı yönünüzü nasıl gösterebileceğinizi biliyor musunuz? Hayal gücünüz var mı?

–          Olumsuz gibi görünen birtakım koşulları ele alıp bunları fırsatlara dönüştürme becerisine sahip misiniz?

–          Cesur ve sabırlı mısınız?

–          Kendi işinizi kurduğunuzda yüz yüze kalacağınız özgürlük kısıtlamalarını ailenizle birlikte göğüsleyebilecek misiniz?

–          İnandığınız şey uğruna savaşabilir misiniz?

–          İnsanları sever misiniz?

–          Daha önceden hiç yönetim deneyiminiz var mı?

–          Sıradanlıktan nefret eder misiniz?

–          Güvenilir misiniz ve kendinize güvenir misiniz?

–          Birine veya bir şeye gerçekten inandığınızda, diğer kişilerin yargılarını göz ardı edebilir misiniz?

–          İnsanları etkileme yeteneğine sahip misiniz?

–          İnsanlar sizi coşkulu ve hayat dolu biri olarak tanımlayabilir mi?

–          Zamanınızın çoğunda yalnız çalışma fikri hoşunuza gidiyor mu?

–          Telefonlara çıkıp, yabancılarla konuşmak hoşunuza gider mi?

–          Sabahleyin erkenden olumlu bir ruh haliyle uyanır mısınız?

–          Finansal durumunuz tutarlı mı?

–          Harekete geçmeden önce ev ödevlerinizi yapmaya istekli misiniz?

–          Kolay sıkılır mısınız?

–          İlişkilerinizde sinirlerinize kolaylıkla hakim olabiliyor musunuz?

–          Kendinize gülmeyi becerebiliyor musunuz?

 

Girişimci Olmak için Nedenler

  1. Kişisel olarak daha mutluyum.
  2. Her zaman bunu yapmak istedim.
  3. Kendi patronum olmak istiyorum ve işeri kendi bildiğim gibi yapmaktan hoşlanıyorum.
  4. Farklı bir şeyler yapmak istiyorum.
  5. Zengin olmak ve çok para kazanmak istiyorum.
  6. Yenilikçi ve yaratıcı olmak istiyorum.
  7. Öncü olmak ve yeni bir şeyler başlatmak istiyorum.
  8. Zorluklarla uğraşmayı seviyorum.
  9. Yetiştiğim topluma bir şeyler vermek istiyorum.
  10. Kurulu düzeni değiştirmek istiyorum.
  11. Vizyonumu, öngörümü, düşüncelerimi yeni nesillere aktarmak istiyorum.
  12. Benden önce bunu yapan insanlardan esinleniyorum.
  13. Büyük bir şeyi başarmak istiyorum.
  14. Özgür ve bağımsız olmak istiyorum.
  15. Yenilik ve yaratıcılık için cesaretlendiriyor.
  16. Uzun vadeli düşünebilirim.
  17. Bir sürü harika fikrim var ve bunları uygulamak istiyorum.
  18. Diğerlerine örnek ve ilham kaynağı olmak istiyorum.
  19. Lider olmayı seviyorum.
  20. Bu başarı için tek yoldur.

 

GİRİŞİMCİ DÜŞÜNCENİN TEMELLERİ

Girişimcinin, toplumun mevcut ve olası gereksinimlerini belirleyerek kendi sezgi ve deneyimlerinden hareketle geleceğe yönelik kararlar alması onun ileriye dönük kişiliğinin göstergesidir.

Davranışsal olarak girişimcilik kavramı, bir fırsatı değerlendirmek, bir iş fikrini tanımlamak, gerekli kaynakları bulmak, daha sonra bir girişimi faaliyete geçirmek ve sonuçlarını almak için gerekli olan faaliyetler bütünü olarak tanımlanabilir.

Girişimci düşüncenin dört ana bileşeni vardır. Bunlar;

–          Yenilikçi ve Yaratıcı Olma

–          Risk Alma

–          Öncü Olma

–          Rekabetçi Düşünme

Yenilikçi ve Yaratıcı Olma

Yenilikçi ve yaratıcı olma; problemlere ve ihtiyaçlara yaratıcı, alışılmamış ve yeni çözümler aramayı ifade eder.

Bu çözümler, yeni ürün ve hizmetler, yeni teknolojiler veya üretim süreçleri kullanılması şeklinde tanımlanabilir.

Yaratıcı ve yenilikçi olması, yeni fikirleri geliştirmesi ve bu fikirleri uygulamaya koyması girişimciyi diğerlerinden farklı kılan en belirgin özelliklerdir.

Söz konusu nitelikler girişimcinin her şeyden önce beklentilerine uygun düzeyde risk üstlenen kişi olduğunu da göstermektedir.

Girişimci, eskinin yerine yeniyi, bazı durumlarda da tamamıyla bilinmeyen yeniyi getirdiği için geleneksele bağlı olanların direncini kırmak zorundadır.

Girişimci, değişimi normal ve yararlı görür.

Schumpeter’in söylediği gibi girişimci, yaratıcı yıkıcılık görevini yerine getirmektedir.

Bir diğer deyişle, girişimci, geleneği yıkarak yeniyi yaratır.

Zor olan değişimi yenmek için girişimci, hem üretim hem de kullanım aşamasında karşılaşabileceği dirençleri iyi hesaplamak ve onları aşmaya yönelik çabalar göstermek zorundadır.

Eskiyi çok iyi tanımak ve yeninin özelliklerini çok iyi anlatabilmek gereklidir.

Bu ise, çok yönlü düşünebilmeyi, yeninin kabul edilmesini sağlayacak ikna gücüne sahip olmayı ve iyi iletişim kurmayı gerektirmektedir.

Girişimci, bağımsız düşünebilen, esnek, yaratıcı, kendine güvenen, dayanıklı ve ısrarcı olmalıdır.

OECD’ye göre yenilikçilik; süreç olarak bir fikri pazarlanabilir bir mal ya da hizmete, geliştirilmiş bir imalat ya da dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmektir.

Avrupa Birliği ise bu tanıma daha geniş bir çerçeve çizmektedir:

–          Ürün, hizmet ve ilgili pazarların kapsamının genişletilmesi ve yenilenmesi

–          Yeni üretim, dağıtım ve arz yöntemlerinin kurulması

–          İşgücünün yeteneğine, çalışma koşullarına, iş organizasyonuna ve yönetimine değişiklikler sunulması.

Yeniliklerin en önemli koşullarından biri, bir organizasyonda (devlet ya da işletme) yenilikçilik kültürü yaratabilmekten geçmektedir.

Toplumların ya da işletmelerin gelecekte kendilerine sağlam bir yer edinebilmeleri yenilikçiliği bugün devlet ya da işletme bünyesinde sistemleştirmelerine bağlıdır.

Risk Alma

Girişimcilerin risk üstlenme şekli, katma değer üretme sürecini etkileyen önemli bir davranış türü olmaktadır.

Risk üstlenme sürecinin belirleyicileri, yaratma ve fırsat boyutu, gerçek ve algılanan değer, girişimcinin kişisel becerileri ve hedefleri ile uygunluk ve rekabet alanının farklılığıdır.

Girişimci risk üstlenirken teknolojik değişim, pazar yapısı, kamusal düzenlemeler ve rekabet türü gibi konulara dikkat etmelidir.

Öncü Olma

Öncü olma, uygulama ile ilişkili bir kavramdır.

Başkalarını takip etmek yerine, yenilikçi fikri zaman kaybetmeden, rakiplerinden daha fazla vizyon sahibi olduğunun bilinciyle sorumluluk üstlenip, gerekli kararları alarak harekete geçmektir.

Yeni süreçler yaratma ve fırsatları belirleme yeteneği önemli olmakla birlikte, bir kişinin ya da işletmenin girişimci olarak kabul edilmesi için yeterli değildir.

Yenilikçi düşünürlerin birçoğu fikirlerini eyleme dönüştürememiştir.

Bu nedenle girişimci olabilmek için belirlenen fırsatların, bir iş planına dayandırılarak eyleme dönüştürülmesi gereklidir.

Rekabetçi Düşünme

Rekabet, gerek işletmeler gerekse de tüketiciler açısından sağlıklı bir piyasa ortamı yaratır.

Rekabet, girişimcilerin piyasada tutunabilmeleri için kaliteli ürünler üretmelerine, verimli çalışmalarına ve tüketici yönlü olmalarını sağlar.

Gerek yeni bir firma kurma, gerek mevcut bir firmayı yeniden yönlendirme (örneğin, işletmenin başka birine devrinden sonra) yolundaki yeni girişimler verimliliği yükseltebilir.

Bu tür girişimler rekabet baskısını artırarak diğer firmaları etkinliklerini iyileştirmeye ya da yeniliklere gitmeye zorlamaktadır.

İster organizasyonda ve süreçlerde, ister ürün ya da hizmetlerde isterse de pazarlarda olsun, firmaların artan etkinliği ve getirdikleri yenilikler, bir bütün olarak ekonominin rekabet gücünü artırmaktadır.

Bu süreç, daha fazla seçenek ve daha düşük fiyatlarla tüketicilere de fayda sağlamaktadır

 

GİRİŞİMCİLİK SÜRECİ

Girişimcilik kavramı ile ilgili olarak yapılan açıklamalarda girişimciliğin bazı örgütlerde ya da insanlarda olan, bazılarında ise olmayan diğer bir anlatımla ya hep-ya hiç biçiminde bir özellik olduğudur.

Bu özellik bireyi ya da işletmeyi ileri götürme ya da güven arama şeklinde ortaya çıkar

İleri götürücü olarak nitelendirilen birey/işletmeler fırsatları önceden görme yeteneğine sahiptirler.

Bunlar, faaliyetlerinde sürprizlerle karşılaşmayı severler ve sadece değişime uyum sağlamayı değil, değişimden yararlanmayı beklerler.

Diğer uçtaki güven arayan birey ya da işletmeler ise değişim istemeyen, bilinmeyenden korku duyan ve değişimin getireceği fırsatlardan yararlanamayanlardır.

Şüphesiz gerek bireyler gerekse de işletmeler bu iki uç arasındadır. Bu doğrultuda ileri götürücü uca yaklaşıldıkça girişimcilik, ondan uzaklaşıldıkça ise yöneticilik ve yönetim süreci başlar.

Yönetici ile girişimci arasındaki farklarda bu süreçte ortaya çıkar.

Girişimci; geleceği hayal eden, değişim ajanı, vizyon sahibi ve fırsat kovalayan bir yapı sergilerken, yönetici planlayan, problemlere odaklanan ve daha çok organizasyonel işlerle ilgilenen bir yapıdadır.

Bireylerin/işletmelerin çıkarları söz konusu olduğunda hareketler ve davranışlar daha çok ileriye götürücü yöne doğru kayar ve işletmeler ve bireyler atak bir şekilde bu çıkarlara doğru yönelirler.

O zaman girişimcinin bir diğer özelliği ortaya çıkmaktadır. Bu özellik bireylerin en değerli varlıklarının zeka, enerji ve deneyim olduğudur.

Girişimcilik süreci, bir girişimci tarafından yeni bir girişimin yaratılması sürecini ifade eder.

Bu süreç, fırsatların kovalanması mahiyetinde, bir girişimcinin kaynakları bir araya getirmesi ve örgütsel yapının oluşturulması eylemleri ile sonuçlanır.

Literatürde girişimcilik süreçleri genel olarak iki model ile açıklanmaktadır.

Bunlar; yenilikçi fikir, operasyonları tetikleyecek olaylar, uygulama ve gelişme aşamalarıdır.

Bu modelde girişimcilik süreci, her aşamada işletmeyi geliştirecek kritik faktörlere vurgu yapmıştır.

Buna göre; birçok insan davranışında olduğu gibi, girişimci özellikler, kişisel özellikler ve çevresel faktörler tarafından şekillenir. Aşağıda bu faktörler gösterilmiştir.

Girişimcilik süreci genel anlamda 5 temel soruyu yanıtlar niteliktedir:

–          Fırsatlar nerededir?

–          Bu fırsatlardan nasıl yararlanılabilir ya da yararlanabilirim?

–          Hangi kaynaklara ihtiyaç var?

–          Kaynaklar üzerindeki kontrolüm nedir?

–          Hangi yapı en uygundur?

Fırsatların Belirlenmesi

Girişimcilik sürecinin merkezinde yatan şey fırsatlardır.

Fırsat, piyasada hali hazırda hizmet verenlerden geriye kalan boşluktur.

Müşteriye mevcut olarak verilen hizmetten daha iyisini vermeyi temsil eder.

Bu süreçteki ilk adım fırsatları belirlemektir.

Fırsatlar, içsel yönelimden daha çok pazar odaklı dışsal bir yönelimi gerektirir.

Yeni iş kurmaya dönük iyi fikirlerin çoğunluğu birtakım açıkların görülmesi ile ortaya çıkar.

Açıklar, insanların beklentileri/istekleri ile gerçekte elde ettikleri arasındaki farktır.

Bu yüzden, yeni iş kurma düşüncesinin ilk adımı olarak, pazarda var olan açıkların düşünülmesi ve bu açıkların nasıl kapatılabileceğinin tartışılmasıdır.

Fırsatlar, piyasa hızlılığına odaklanma olarak düşünülebilir.

Bu, yeni hizmetler ve ürünler peşinde olan tüketici eğilimlerini ve davranışlarını anlamayı gerektirir.

Bir fırsatı tanımlamak ve değerlendirmek kolay bir iş değildir.

Bir girişimci, yeni işletme girişimlerine dönüştürülebilecek yaratıcı fikirlerin arayışı içinde olmak zorundadır.

Bir fikri bir fırsata dönüştürmek, her bir fikrin ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmesini gerektirir.

Bu ancak, yapılabilirlik araştırmaları ve iş planı çalışmaları ile ulaşılabilir.

İleriye götürücü tip, çevresel değişmelere ayak uydurarak kendisine alternatifler yaratır.

Buna karşın güven arayan tip, kaynakları korumak ister ve bu kaynaklara zarar verebilecek olası tehditlere karşı savunmacı bir tepki gösterir.

Girişimciler yalnızca fırsat arayanlar değildir.

Daha öncede belirttiğimiz gibi yaratıcı ve yenilikçi bir yapıya sahiptirler.

Zaten fırsatlar da bu yapının sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Yenilikçi yapı her zaman için girişimcinin yeni bir uygulama bulması gerekir şeklinde algılanmamalıdır.

Eski fikirlere başka bir pencereden bakmak da çoğu zaman yeni uygulamaların başlatılması anlamına gelmektedir.

Örneğin günümüzde bilgisayar ya da yazılım şirketlerinin çoğu sadece mevcut teknolojiyi çok az değiştirmekte fakat kullanıcılara yeni çözüm ortaklıkları sunmaktadırlar.

Bununla birlikte çevresel değişimleri algılayamayan ya da algılamaya isteksiz olan bireyler/işletmeler önlerine çıkan fırsatları probleme çevirebilirler.

Girişimci düşünce yapısında dışsal baskılar fırsatların yaratılmasını zorunlu kılar.

Dışarıdan gelen bu baskılar şu şekilde sıralanabilir:

–          Teknolojik gelişmeler

–          Tüketicilerin yeni ürünler ve hizmetler için para ödeme arzusunu ve ödeme gücünü değiştiren tüketim ekonomisi

–          Yeni tarzlar ve yaşam standartları tanımlayan sosyal değerler ya da ihtiyaçlar

–          Rekabeti etkileyen siyasi faaliyetler ve düzenleyici kurallar

–          Performans kriterleri

–          Planlama dönemleri

 

Kaynakların Bulunması ve Kontrolü

Girişimcilik sürecinde bir sonraki aşama, ihtiyaç duyulan kaynaklar ile bu kaynakların nasıl kontrol edilebileceğinin belirlenmesidir.

Girişimcilik konusunda sıkça düşülen hata, başarılı bir girişimin, o girişim için bağlanan kaynaklarla birebir ilişkisi olduğu düşüncesidir.

Aslında önemli olan, bu kaynakların büyüklüğü değil, mevcut kaynakların ne kadar etkin kullanıldığıdır.

Kaynaklar, işletim, finansal, insan ve teknolojik kaynaklar olmak üzere dört bileşenden oluşur.

İşletim kaynakları; yeni bir işletme girişiminin hedef ve amaçlarına ulaşabilmesi için ihtiyaç duyulan, binaları, donanımı, teçhizatı ve stokları temsil eder.

İnsan kaynakları; mal ya da hizmet üretilirken direk ya da dolaylı olarak katılan her türlü personeli içerir.

Finansal kaynaklar; işletme döngüsünün sağlanması için gereken sabit sermaye yatırımları ve çalışma sermayesi yatırımları için gerekli parasal kaynaklardır.

Burada girişimcinin vermesi gereken karar ne tür bir finansal kaynağın kullanılacağıdır.

Burada, özsermaye ve borcun bileşimi önemlidir.

Teknolojik kaynaklar; bir işletmenin bilgisayar, telefon ve internet bağlantısı gibi kaynaklarıdır.

Bir şirketin başlangıç için gerek duyacağı sermaye miktarını belirlemek için, bir girişimci, temel kaynakların asgari setini belirlemek zorundadır.

Bir girişimcinin yapması gereken ilk şey, bir şirketin piyasa ortamında başarılı olabilmesi için hangi kaynakların kritik öneme sahip olduğunu belirlemektir.

Bunu bir kere yaptıktan sonra, girişimci kıt kaynaklardan hangisine daha çok önem vermesi gerektiğini bilebilir.

Başarılı bir yeni işletme girişimi yaratmak için kaynaklar çok önemli bir rol oynar.

 

Örgütsel Yapı

Tüm bunlar belirlendikten sonra girişimcinin faaliyetlerini etkin bir biçimde yürütebilmesi için örgütsel yapının ne şekilde olması gerektiği konusu üzerinde durulacaktır.

İşletmenin, ticaret kanunda yer alan şirket türlerinden hangisi şeklinde kurulacağı tamamen girişimciye ait bir karardır.

Girişimciler, boğucu bir örgütsel yapı ve bürokrasiden hoşlanmazlar.

İşe başlamadan önce örgütsel yapının belirlenmesi; tutulacak zorunlu defterler, vergiler ve diğer hukuki sorumluluklar gibi konular açısından son derece önemlidir.

Ayrıca işletmenin adı, tescil, patent, kullanma hakkı ve sosyal güvenlik gibi detaylar da bu süreç içerisinde düşünülmelidir.

Girişimcilik sürecinin kendisi üzerinde odaklaşmakta ve sürece katkıda bulunan 5 ana unsur tanımlanmaktadır.

Bunlardan birincisi demografik bir değişim ya da yeni bir teknolojinin geliştirilmesi gibi girişimciye sunulan çevresel fırsatlardır.

İkincisi, yeni bir girişimi olgunlaştırmak ve uygulamaya koymak için çaba sarf eden ve kişisel sorumluluk altına giren kişi yani bireysel girişimcidir.

Girişimci fırsatları kullanmak ve toplumdaki belirli bir ihtiyacı karşılamak amacıyla bir iş fikri geliştirir (üçüncü ana unsur) ve çeşitli araştırmalar sonucunda onu uygulamaya koyar.

İş fikrinin uygulanması çoğu zaman örgütsel bir yapı gerektirir. Bu örgütsel yapı şahıs işletmesi olabileceği gibi, sermaye şirketi biçiminde de olabilir.

Örgütsel yapı, girişimcilik sürecine katkı yapan dördüncü ana unsurdur.

Girişimcilik sürecindeki son anahtar unsur da girişim için gerekli olan finansal ve finansal olmayan kaynakların bulunmasıdır.

GİRİŞİMCİNİN İŞLEVLERİ

Girişimciler ekonomik ve sosyal açıdan birçok işlevi yerine getirmektedirler.

Sürekli gelişen küresel ekonomiyle birlikte girişimcilerin işlevlerine her gün yeni bir unsur eklenmektedir.

Bu nedenle özellikle modern girişimcinin işlevleri birçok şekilde ortaya çıkmaktadır.

Aşağıda bu işlevlerden en önemli olanları açıklanmıştır

Üretimi Organize Etme ve Sağlama

Girişimciler rekabetçi bir ortamda ayakta kalabilmek için fiyatlarını ayarlamakta ve ürün kalitelerini artırmaktadır.

Maliyetlerini aşağı çekemeyen, fiyat ve kalite bakımından rakiplerinin gerisinde kalan girişimler pazar paylarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Rekabetçi bir ortam, üretimi verimli bir şekilde sağlama zorunluluğu getirmektedir.

Tüketici birçok alternatif arasından istediği fiyat ve kalitedeki ürünü tercih etme şansına sahip olduğundan girişimciler uygun girdi sağlama yöntemleri geliştirmelidir.

Ayrıca sağlanan bu girdilerin ve sabit yatırımların organize edilmesi de önemlidir.

Girişimciler rekabetçi bir ortamda pazar paylarını artırabilmek için mevcut ürünlerini geliştirmek durumundadır.

Hayatımızı kolaylaştıran birçok ürünün varlığı girişimciler arasındaki üretimi organize etme ve sağlama çabalarının bir sonucudur.

Rekabet ortamı bu nedenle, girişimcileri düşük fiyatla kaliteli mal ve hizmet üretmeye, maliyetlerini düşürmeye ve ürün çeşitlerini artırırken toplumun ihtiyaç yapısına göre üretim yapmaya teşvik etmektedir.

 

Ürün Çeşitliliği Sağlama

Dünyada yaşanan değişimin ekonomik boyutları küçük işletmelerin de değişen yeni şartlara uyum sağlama sürecine girmesine neden olmaktadır.

Artan rekabet koşulları nedeni ile girişimciler ürün çeşitlendirme ve uzmanlaşma ihtiyacı duymaktadırlar.

Değişen yeni şartlara uyum sağlayamayan girişimciler geri planda kalmaktadırlar.

İşletmeler, çevreleri ile sürekli ilişkide bulunan açık sistemlerdir.

Bu nedenle girişimciler kendilerini sürekli değişen koşullara uydurmak zorundadırlar.

Değişen koşullara ayak uydurulması işletmelerin temel amaçlarından biri olan süreklilik varsayımının da bir gereğidir.

Küçük işletmeler daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlama potansiyeline sahiptirler.

Ürün çeşitliliği, kalite ve maliyetler açısından yoğun bir rekabet baskısı altında bulunan girişimcilerin teknolojik gelişmeleri yakından takip etmelerini gerekli kılmaktadır.

Bunun anlamı işletmelerin ürün geliştirmeyi bizzat kendilerinin takip etmek zorunda olduklarıdır.

Ürün çeşitliliği pazarlamayı daha kolay hale getirmektedir.

AR-GE çalışması ile geliştirilen yeni ürünler sayesinde ihracat artışı şansı yükselmektedir.

İleri teknoloji, karmaşık ve yüksek katma değerli ürünler, sürekli yenilik, daha yoğun rekabet, kısa sürede taklit etme, ürün çeşitliliğinde artış, ürün ömrünün kısalması, bilinçli bir tüketici kitlesi, yüksek düzeyde eğitilmiş çalışanlar, entelektüel varlıkların önemliliği gibi nitelikler bilgi toplumlarına özgü bir girişimcinin sürekli olarak karşılaştığı ve uygulamak zorunda olduğu unsurlardır.

İstihdam Yaratma

Rekabetin yoğunlaştığı ekonomik ortamda birçok ülke ekonomik sorunlarla karşılaşmaktadır. Bunların en önemlilerinden birisi istihdam sorunudur.

Özellikle Avrupa Birliği’nde (AB) yaşanan işsizlik sorunları araştırılırken ABD’nde yaratılan istihdamda girişimciliğin çok büyük bir katkısı olduğu görülmüştür.

Rekabet, girişimcilerin tüketiciden gelen talep ve beklentileri karşılayacak şekilde üretmesini ve yatırım yapmasını, dolayısıyla ekonomik kaynakların etkin tahsisini sağlar.

Yurtiçinde yarış ortamının sağlıklı işlemesi, istihdamın artmasını ve dış pazarlarda da rekabet gücünü beraberinde getirir.

İhracatın artması, uluslararası rekabete hazır girişimler ile mümkündür.

Tekellerin ve kartellerin hakim olduğu bir ekonomide küçük ve orta ölçekli işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve ayakta kalmaları oldukça zordur.

Büyük ölçekli işletmelerin ekonomideki ağırlıkları 1970’lerden sonra karşılaşılan birçok sorun yüzünden gittikçe azalmaya başlamıştır.

Bu işletmelerin karşılaştıkları en önemli sorunlar, küresel rekabetin artması ve hızlı teknolojik değişimlere ayak uyduramamalarıdır.

Bu nedenle küçük ve orta büyüklükteki işletmeler istihdam açısından ilgi odağı olmaya başlamıştır.

Büyük ölçekli işletmelerin verimlilik sorunlarına karşın küçük ve orta ölçekli işletmelerin esnek ve değişimlere açık yapıları ile daha üretken olabilecekleri ve daha çok istihdam yaratabilecekleri düşünülmektedir.

İstihdamı yaratan bu girişimciler yeni şirketler kurarak ekonomiye ivme kazandırmışlardır. Girişimciliğin artması yeni kurulan şirketlerin artmasıyla paralel olarak gelişir.

Girişimciliğin istihdam yaratmada önemli bir unsur olmasıyla birlikte yaratılan bu istihdamın niteliklerinde de değişiklik yaratabilmesi önemli bir etkidir.

Artan rekabetle birlikte artık yeni işletmeler teknolojik yenilikleri kullanan, gerek üretim yöntemlerinde gerekse de satış yöntemlerinde yenilikler yaratan işletmeler olmak zorunda kalmışlardır.

Bu nedenle bu işletmeler nitelikli işgücünü zorunlu kılmaktadır.

Gerek eğitim döneminde gerekse de çalışma hayatında girişimcilerin çağın gereklerini yakalayacak niteliklerle donanmaları gerekmektedir.

Ekonomik hayatta girişimcilerin temel amacı faaliyetlerinden elde edecekleri kârları olabildiğince artırabilmektir.

Buna karşılık, tüketicilerin beklentileri aradıkları ürünleri belli bir kalitede, kolaylıkla ve düşük bir fiyatla alabilmektir.

Serbest piyasa, girişimcilerin tüketicilerin bu beklentilerini karşılamak üzere birbirleriyle yarıştıkları bir alandır.

Kısaca rekabet denilen bu yarışta girişimciler ayakta kalabilmek için tüketici beklentilerini olabildiğince karşılamak zorundadır.

Yeni Pazarlar ve Yeni Satış Yöntemleri Yaratma

Gelişen teknolojiyle birlikte yenilik yaratan girişimciler yarattıkları yeni ürünlerle yeni pazarlar yaratmaktadırlar.

Girişimcilerin geleneksel ticaret şekillerinden çıkarak yeni yöntemleri tümüyle benimsemesi, piyasa koşullarını zorlaması ve mevcut iş yapma kültürünü değiştirmesiyle özellikle son yirmi yılda KOBİ’ler, üretimde, rekabette, yeni iş yaratma ve toplumsal bütünleşmenin sağlanmasında yeniden öne geçmeye başlamıştır.

Bir taraftan büyük şirketler bu değişime uyum sağlayabilmek için küçülürken, diğer taraftan da yaratıcı girişimciler sayesinde, özellikle doğmakta olan yeni pazarlarda bu işletmeler oldukça önemli işlevler görmeye başlamıştır.

Sürekli ucuzlayan bilgi teknolojileri, KOBİ’lere artık küresel düzeyde iş yapabilmenin altyapısını sağlamaktadır.

Yeni bir pazarlama ve üretim yöntemi olan elektronik ticaret, 20. yüzyılın son döneminde bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişim ve gelişmelere paralel bir şekilde ve giderek artan ölçüde dünya genelinde tartışılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır.

Elektronik ticaret, ürünlerin iletişim ağları aracılığıyla üretilmesi ya da mevcut ürünlerin reklamının, satışının ve dağıtımının bu ağlar tarafından yapılması olarak tanımlanabilir.

Bilgi ve iletişim maliyetlerinin düşürülmesi, pazara giriş kolaylıklarının ve rekabetin arttırılması; elektronik olarak ticareti yapılan mal ve hizmetlerin çeşitlenmesine, kalitesinin yükselmesine ve fiyatlarının düşmesine neden olabilecektir.

Bu nedenle, gelecekte elektronik ticaretteki bu büyümeye paralel olarak, girişimcilerin ticari faaliyetlerinin yürütülmesinde önemli değişiklikler yaşanabilecek ve üretim ile istihdamda büyük artışlar görülebilecektir.

Sermaye Birikimi Sağlama

Yeni girişimler yaratılması yoluyla ekonomide artan çıktı miktarı, endüstrinin büyümesine ve kârların artmasına yol açar.

Bu kârların da yeniden yatırımlar için kullanılması ile yeni istihdam alanları ve sermaye birikimi sağlanır.

Gerekli teşvik ve kolaylık mekanizmalarının çalıştırılması durumunda girişimcilik, sermaye birikiminde en önemli unsurlardandır.

Girişimciliğin sermaye birikiminin sağlanmasıyla birlikte önemli bir işlevi de sermayenin tabana yayılmasının sağlanmasıdır.

Sadece büyük işletmelerin egemen olduğu bir yapıdan toplumun tüm kesimlerinin refahının arttırılmasında girişimcilik önemli bir araçtır.

Ülkede yeni girişimcilerin ve iş olanaklarının yaratılması gelir dağılımının da dengeli olmasını sağlayacak önemli bir araçtır.

Toplumdaki bireylerin girişimciliğe ve üretime yönlendirilmesi toplumsal istikrar için gereklidir.

Sermaye birikimini sağlama ve sermayeyi tabana yayma işlevleri nedeniyle girişimcilik, toplumsal barışın sigortası olma görevini de üstlenebilecektir.

Girişimcilerle ilgili çok konuşulan söylenti’ler vardır. Bunlar doğru gibi kabul edilir. Ancak doğru değildirler Bunlardan bazıları şunlardır;

–           Sermayesi olan herkes iş kurabilir başarılı olabilir : Her kapital sahibi iş kurabilir ancak her kurulan iş başarılı olamaz. İş kurmak için sermaye gerekli ama sadece onun olması yeterli değildir. Helva yapmak için sadece un yeterli değildir unun yanında şeker, yağ ve helvayı yapacak bir ustanın (girişimci) olması gerekir. Bu rivayete’e benzer “Akıl verme para ver” deyişi de çok kullanılır. Bu da pek doğru değildir. Çünkü sermaye sahibi olmak girişimciyi başarıya götürmez. Zaten akıllı girişimciler ihtiyaç duydukları parayı rahatlıkla bulabilirler.

–           X girişimci şunu üretiyor, satıyor, kazanıyor ben de bunu yaparsam kazanırım : Bu düşünce tamamen taklitçiliktir. Girişimci taklit yapmaz, farklı olanı yapar. Girişimci inovasyon yapar. O bunu yapmışsa ben farklı bir şey yapmalıyım, der. Hiç kimsenin yapmadığını ilk kez o yapmak ister. Gerçek girişimci taklit eden değil taklit edilendir. Pazarda ilk olmanın üstünlüğünü yaşar.

 

 

–          Eğitim dönemlerinde pek başarılı olamayanlar girişimcilikte de başarılı olamaz: Pek tabi girişimcilik eğitimini ayrı tutarsak, genel ve uzmanlık eğitiminde başarılı olanlar girişimcilikte de başarılı olurlar, şeklinde doğrusal ilişki kurulamaz. Çünkü girişimci, yaratıcı, motivasyonu yüksek başarabileceğine inancı ve risk yelpazesi güçlü öngörüleri, sezgileri ve analitik yetenekleri gelişmiş kişilerdir.

 

–          İş fikri yaratabilen herkes girişimci olabilir : Girişimcilik için iş fikri üretmek tek başına yeterli değildir. Bu fikri ticari ürün ve hizmete ya da toplumsal faydaya dönüştürebilmek gereklidir. Yani fikri gerçeğe dönüştürmek de fikir kadar önemlidir. Bazı kimseler fikir üretirler ya da bulurlar ve ondan sonra hiçbir şey yapmazlar ama fikir bulma konusunda iyidirler. Yine bazıları iş fikrini ürüne hizmete çevirir, ancak ticari hale getiremez, bu özellikte olanların sayısı az değildir. Ancak hem iş fikrini bulan, bunu ürüne hizmete ve toplumsal faydaya çeviren hem de ticari hale getirebilen gerçek girişimcilerdir. Hatta başkasının bulmuş olduğu ürünü (izinle) ticari hale getiren de girişimcidir. Pek tabi ki bu süreçlerde her girişimci başarılı değildir. Aksi takdirde başarılı olan herkes girişimcidir, başarısız olan girişimci değildir gibi bir sonuç çıkar ki bu da doğru değildir.

–          Girişimciler devletten ihale alan, vergi kaçıran, çalışanın ücretini ödemeyen, meşru gören kimselerdir : Bu algı doğru değildir. Gerçek girişimci etik ilkelere uyar. Onun için itibar sahibidir. Girişimciliğin geliştiği toplumlarda girişimcinin imajı yüksektir. Çünkü devlete vergi, insanlara iş verir. Toplumsal refahın artmasını sağlar. Ürettikleri ürünlerle ve hizmetlerle tüketicilerin sorunlarını çözer, ihtiyaçlarını gidererek onlara kaliteli yaşam sunar. Özellikle kriz dönemlerinde işsizliğin artması, vergilerin düşmesi sorunlarının çözümü için girişimciliğin ve girişimcilerin sayısının artması istenmekte, girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması desteklenmektedir.

 

–          İflas eden girişimci yüz kızartıcı suç işlemiştir : Girişimcinin iflas etmesi başarı sız olması demektir. Girişimcilikte başarılı olmak yanında başarısız olmakta vardır. Her girişimcinin her denemesi başarılı olacaktır diye bir şey söz konusu olamaz. Girişimcilikte başarısızlık olmaz, demek çok yanlıştır. Başarısızlık da başarı kadar önemlidir. Değerlendirildiği takdirde, “Ama ya başarılı olamazsam itibarım her şeyim biter” deyip girişimci olamayanlar bu kadar büyük riski alamazlar. Oysa iflas da girişimci için normal bir şeymiş gibi görülmeli ve iflas edenin tekrar denemesi desteklenmelidir.

–          Girişimciler kumarbazdır : Girişimciler risk alır, ancak aldıkları risk hesap edilebilir kontrollü risktir.

–          Girişimcinin gecesi gündüzü yoktur : Tümü için geçerli değildir, ama zaten girişimciler işlerini sevdikleri için düzensiz bir yaşamdan şikâyetçi değildirler. Hatta belirli bir stres onların istediği bir şeydir. Düzgün, tek düze bir hayat yerine sürprizli, heyecanlı, biraz stresli özgür hayat onlar için önemlidir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s