Ayşegül Ekti genç yaşında büyük zorluklar yaşamış, hayata sıfırdan tekrar başlamış; olgunlaşmış, yeniden iş, ev, düzen kurmuş.Tüm yaşadığı olumsuzlukları, da bugün yaşadığı mutlulukların nedeni olarak görüyor, ve şükrediyor.Ve hikayesini aşağıdaki sözlerle bitiriyor.
“Var olan ve yaratıcı büyük enerjiye tüm verdikleri ve aldıklarından dolayı minnettarım…
Yeni vereceğim ve alacaklarımı sevgiyle, sabırla, aşkla bekliyorum…”
Başarısız Olmanın Dayanılmaz Hafifliği projesine başladığımız günlerde ilk gelen hikaye Ayşegül’ün hikayesi idi.Bu müthiş hikaye beni çok etkiledi. Ama daha faydalı,etkileyici örnek oluşturması için,sadece zorluklardan sonra gelen başarı kısmını değil, girişimcilik hikayesini de eklemenin daha doğru olduğunu düşünüp, Ayşegül’den tekrar yazmasını bekledim.O ara bir araya geldik, çok güzel bir çevre gezisiyle “Çilek Toplamaya Gittik.” Hem de dünya tatlısı oğlu, Umut ile.Sonra komite çalışmalarında, bazı toplantılarda beraber olduk.Zaman çabuk geçiyor,Ayşegül’ün yaptığı bir çok etkinliklerin duyurusunu okudum, katılmak istedim, ama vakit bulamadım.Sonrada bu özel hikayeyi; 2014’ün ilk girişimcilik hikayesi olarak hem de Başarısız Olmanın Dayanılmaz Hafifliği projesine de ilave ederek, kendi anlatımıyla, sizlerle paylaşıyorum.
“1976 Kasım ayında İstanbul’da dünyaya mücadele ederek, annemi üzerek zor bir doğum ile dünya ya geldim…Sonraki dönemlerin habercisi gibi olan bu dünyaya gelişi bilinçaltım hatırlasa da ben hatırlamamaktayım. Sonraki dönemde 5- 6 yaşlarımda bahçede boyadığım taşları ve çizdiğim resimleri hatırlıyorum. Sanırım gelecekte seçeceğim mesleki o zaman seçmıs olabilirim. Her çesit boya, tebeşir, kalem ve boyanacak herşey kağıt, duvar, taş zemin vb.Yıllar sonra Ortaokul dönemine ait bulduğum günlüğümde ‘’ben grafik tasarımcısı ‘‘ olmak istiyorum diye yazmışım.Bugün bile saşkınlık ile değerlendirdiğim bir anıdır. Ergenlik döneminde bir çok resim sergisi, karikatür sergisi ve dergilerde çizilen resimlerden sonra, babamın hiç istememesine rağmen Yetenek sınavı ile girdigim Güzel Sanatlar fakültesi sınavlarını derece ile kazanıp yine derece ile bitirdim. Yüksek Lisans ve çalışma hayatına hızla giriş yapmıstım ve çok keyif alıyordum.Beraberinde psikoloji ve altenatif spirütuel konular ilgilimi cekiyordu. Reklamcılığın psikolojik bir iş olduğunu düşündüğümden hem grafik tasarım hem psikoloji egitimleri keyifle devam etti. 15 sene grafik ve reklamcılık 12 senedir de Kisisel Gelisim ve psikoloji konuları ile haşır neşir olmaktayım.Bunlar tabi cabucak ve steril olmadı.
Seçtiğim meslek 23 yaşımda eski eşimle tanışmam hayatımın en önemli dönüm noktaları idi. 7 sene profesyonel büyük orta ölçekli reklam ajanslarında çalıstım, evlenince yoğun iş hayatıma 1 sene ara verdim ama bu arada başta eğlenceli gibi gelen bu sureç sonra oldukça sıkıntılı olmaya basladı. Bu süreçte 32 tane tablo yaptım şimdi evimin duvarlarını süslüyor. Başlangıcında büyük bir başarı gibi görünen evliligimin kabusa dönüşü ise uzun sürmedi Borderline olan eşimin yasattığı baskı altında farklı bır sehırde 3,5 sene kaldım. Basarısızlık ıle ılgılı nereden başlayayım diye düşünürken, aklıma ilk gelen görüntü, başarılarımla böbürlendiğim bir kare oldu. Yıllar önce Reklam Verenler Derneğinin bir eğitimine katılmıştım, eğitmen ilk gün bir soru sordu. Aranızda başarı olduğunun düşünen var mı? Ve başarısı nelerdir diye?
Ben çok güvenle el kaldırdım parmağımda parlayan tek taşıma birlikte sıralayı verdim; 26 yaşındayım üniversiteyi dereceyle bitirdim, yüksek lisansımı çok iyi bir hocaya tamamladım, kendi tasarım atölyemi açtım, fabrikatör beni çok seven bir adamla evlendim,çok güzel bir evim var, dünyada görmek istediğim bir çok yere gittim çok mutluyum diye….nerden bilebilirdimki ki hayatın bundan sonrasın da bana yaşayacağı süprizleri…:)))
Sonraki 10 sene sanki hergünü her yaşı bir ders niteliğinde yaşadım. Kardeşim dediğim İş ortağım bir gecede ofisi boşaltıp kaçtı;))) 8 aylık hamileyken ayrıldığım eşim boşanmanın ilk celsesinin doğumuma denk geldi günlerde işinin iflası verdi. Arabamı, birikimlerimi , mücevherlerimi, evi herşeyi satarak sevgiyle aldığım oğlumun yatağını bile kullanmamadan hayata sıfıra sıfır yeniden başladık;))) artık tek kişi de değildim… İyikide değilmiştim şimdi görüyorum… Umut’un( canım oğlum) kırkı çıkınca hemen profesyonel hayata geri döndüm ve evime yakın güzel bir maaş ile çalışma hayatına başladım(meleklerime teşekkür). Kısa bir toparlanıştan sonra tekrar ve daha güçlü kendi reklam ajansımı açtım.Kadin girisimci olarak mücadelem bu zamandan sonra basladi. Istanbul Pendik Kadin is gelistirme merkezinde 40 metre karelik ilk ofisimi tuttum.2009 nisan ayinda da TOBEISTANBUL REKLAM VE TANITIM HIZMETLERI adında bir reklam ajansi 2011 de DHARMAISTANBUL KISISEL GELISIM VE DANIŞMANLİK MERKEZINI acarak devam ettirmekteyiz. 2.5 sene pendikteki kurumsal olan olmayan her markanin kapisini caldim.Pendik Belediyesin’den aldigim kucuk bir ihale ile biraz daha yol alarak KOSGEB’ten yeni girisimci kredi destegi aldim. Ben KİŞGEM den mezun olurken yerime yeni girisimciler bularak Kartal daki yeni ofisime gectim.Artik 1+1 guvenlikli residance bir ofisim vardi hatta birde assistanim.Hala ayni ofiste devam etmekteyim 4 kisilik ama yeri geldiginde esneyen cogalan bir kadro ile ve yeni musteriler ile yolumuza devam ediyoruz.KISGEM, ÖZYEGIN UNIVERSITESI, KAGIDER girisimcilik hayatimda bana destek veren kurumlar oldu.
Yasadigim her engel garip bir şekilde beni güçlendirdi sanki bir matematik sorusunu çözer gibi bunuda çözdüm şimdi bir sonraki diye devam ettim durdum. Sorun yaratan değil sorun çözücü olmanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğrendim, güvenilir olmak için yeniden yeniden güvenmek gerektiğini, sabrın sonunun hep mükafat olduğunu öğrendim. Keskin köşeleri yuvarlaklaştırmak gerektiğini, yoga yaparken sadece kasları değil ruhumuzda esnetmek gerektiğini öğrendim…Başkalarına deli gibi kendini anlatmak yerine kendime kendimi anlatmak üzere keyifli bir yolculuğa giriştim…Sevgili eski eşime bu kadar kötü bir eş olduğu için teşekkür ettim, kendi ailemi beni şekillendirirken bıraktıkları eksiklikler için şükrettim ve bunu kalbimden canı gönülden yapmayı öğrendim.
Şimdi öğrenmelerim devam ediyor bunun sonu yok, başarınında sonu yok ama say derseniz bugün geçmişteki gibi sayar mıyım bilmem;)) ama biliyorumki çok mutluyum…var olan ve yaratıcı büyük enerjiye tüm verdikleri ve aldıklarından dolayı minnettarım…
Yeni vereceğim ve alacaklarımı sevgiyle, sabırla, aşkla bekliyorum…
Ayşegül’cüm okuduğum an da içimi titreten hikayen, aynen senin dediğin gibi kazandırdıkları ile sevince, mutluluğa dönüşen bir hikaye. Hele sevgili Umut’u da tanıdıktan sonra, mutluluğunun ne kadar gerçek ve değerli olduğunun farkındayım.Sana 2014 ve sonrası gelecek günlerde; başarılarının mutluluklarının sürekli olmasını diliyorum. Çalışmalarına da en yakın zamanda katılmayı çok arzu ediyorum. Sevgiler, sevgiler…
Meral hanım ne güzel toparlamışsınız, teşekkürler. Benim için çok degerlisiniz, hep sevgi ile kalın ve çok çok birlikte olalım.
Sevgili Ayşegül, inşallah ben de çok mutlu olurum.