Çok sevdiğim dostlarımla beraberiz. Kadınlar bir arada olunca en çok konuşulan konulardan biri de, sağlıklı yaşam ve kilolar. Herkes bana nasıl gidiyor diye soruyor, ve benim gibi kilo vermeye uğraşanlar da kendi çözümlerini metodlarını anlatıyorlar.Çok tatlı incecik zarif, kendine özel bir stili olan arkadaşım ben de bir kaç kilo aldım uğraşıyorum, bu ara hiç yağlı yemiyorum, fazla yemiyorum, çok dikkat ediyorum, diyor. Görüntüsünden hiç belli değil. Hep 38 beden görünen arkadaşım, belki 38.5 mu? oldu acaba diye düşünüyorum. Hoşluğu, şıklığı, zerafeti, tarzı bana Jane Fonda‘yı anımsatıyor.Sonra çocukluğunda ve genç kızlığına dair anılarını paylaşıyor. Köklü bir anadolu ailesinin kızı. Evde Türk Mutfağının en güzel çeşitleri pişiriliyor. Ama baba hep uyarıyor, kızını; sakın çok yeme, çok yemek hastalıkların davetçisi, az yemek ise sağlığın tedavinin başı diyor. Fazla kiloya hiç tavizi yok. 60 -70 li yıllarda Avrupa’dan kızına korseler getiriyor. Daha ince ve kusursuz görünüm için.Arkadaşımın hiç aklından çıkmıyor, bu sözler. Hep dikkat etmiş. Neticesi de böyle zarif hoş, sağlıklı bir hanım olması.
Genlerimiz gibi çocuklukta uygulananlar, öğretilenler de çok önemli. Az yemek, çok yememek, kolay da değil. Az ne kadar az. Herkesin azı farklı. Ben de azimle devam ediyorum. Dikkatli olmaya, az yemeye.İlk ay 2 kilo verdim, ama bundan sonrası daha önemli. İlk atılan kilolar, son alınan fazlalar olduğu için daha kolay gidiyor. Sonrası daha zor. Ama devam…Sevgili Handan da yine 3 kilo daha verdim, yeni öğrendiklerimi paylaşacağım diyor. Son fotoğrafların da harika görünüyor, şimdilik bu kadar. Her gün çok keyifle okuduğum, Osman Müftüoğlu‘ndan bir yazıyı da aşağıda paylaştım sevgiler,sevgiler…
AZ YE, UZUN YAŞA
Daha uzun nasıl yaşanabilir? Bu tarihi soru binlerce yıldır olduğu gibi bugün de gündemde. Tıp bu konuda yüzlerce, binlerce araştırma yaptı. Eldeki en güçlü bilgi şu: Ne kadar az yerseniz kan insülin, şeker, kolesterol, trigliserid seviyeniz o kadar güvenli, kan basıncınız o kadar dengeli, bağışıklık sisteminiz o kadar güçlü kalıyor. Serbest radikal üretiminiz daha az, metabolizmanız daha düzenli çalışıyor. Tabiî ki burada kalori kısıtlamasını abartmamak da önemli bir konu, az yemeli ama öz yemeli, proteinden, faydalı yağlardan ve iyi karbonhidratlardan yiyeceklerdeki vitamini mineral ve antioksidan zenginliklerden faydalanmanın da bir yolunu bulmalı. Yaşlandıkça daha az besin tüketme, daha doğrusu daha doğru besin seçimleri yapma ve mümkün olduğu kadar daha az kalori kazanma düşüncesine ben de katılıyorum. Bana göre de yaş elliyi geçti mi “can boğazdan gelmez, gider!” Yaş ilerledikçe daha fazla sebze, baklagil ve tam taneli tahıl, kabuklu yemiş ve yağlı tohum tüketmeye çalışın.