Çok soğuk bir haftayı daha sonlandırdık. Haftanın en güzel günlerinden birinde çok sevdiğim bir arkadaşımın Tasavvufta Aşk Sohbetine katıldım. Haftalar öncesinden her şeyi iptal edip ona katılabilmek için kendimi programlamıştım. Çünkü geçen senede bir kez katılma fırsatım olmuştu, ve çok severek, beğenerek, mutluluk duyarak dinlemiştim. Kaçırmak istemedim. Sohbet çok samimi, sıcak bir ortamda , yirmi kişi civarında dinleyici ile oldu. Biz sohbeti yapacak arkadaşımla birlikte beş altı kişi birbirimizi tanıyorduk, diğerleri yabancı idi.Hava şartları çok kötü günlerden biri olmasına rağmen salon tamamen dolmuştu.Gönlü güzel, ruhu güzel, enerjisi güzel, kendisi güzel arkadaşım herkes geldikten sonra sohbete Yunus Emre‘nin bir deyişi ile başladı. Yaradılanı severim, Yaradandan ötürü
Bu minicik beyitte herşeyi anlatmış, Yunus Emre. Aşk, Yaradılandan Yaradan’a, Yaradandan Yaradılan’a giden bir yol. Tasavvuf da da bu çok güzel bir sözle anlatılıyor, El ele, El Hakka. Kendimizi sevmekle başlayan, insan insanın aynasıdır da dendiği gibi diğer insanları, tüm yaradılanı sevmek, ve hepsini severek tanrı aşkını anlayabilmek. Anladığımızı, sevgimizi de yansıtarak, paylaşarak çoğaltmak. Tanrının sevgisine layık olmaya çalışmak. Sevgili Ayşe (Ayşe Şakar)Her Şeyde Aşk’ı, farklılıklarını da çok güzel örneklerle, hikayelerle anlattı. “Bu farklılıkları oluşturanlar çeşitli baharatlar gibidir. Çocuğumuza aşkımızda farklı bir baharat, annemize aşkımızda farklı, sevgiliye aşkımızda farklı baharatlar tadlar var” diye örnekledi. Arkadaşım sohbeti iki saat boyunca Tasavvufda Aşk yolunda nasıl bir disiplin vardır,ve nasıl yol alınır,o yolda nasıl edep vardır, nasıl sınavlardan geçiyoruz, başlıkları ile devam etti. Herkes gayet memnun, daha da uzun dinlemeye hazırdı. Hepimiz için, aşk ister sevgiliye olsun, ister çocuğumuza olsun, ister doğaya, çiçeğe, müziğe olsun, her tadıyla güzel,her şekliyle güzel. Belki karşı cins anlamında sevgilimiz olmadığı zamanlar olabilir, ama aşk her yerde, her şeyde, yaradandan ötürü, tüm yaradılana var. Yaradana sınırsız aşkımız, sevgimiz var.
Sevgililer gününü belki bazılarımız ticari amaçlı ve gereksiz buluyoruz, evet bence de aşkın sevginin günü yok, ama ayrıca o günde de kutlamanın zararı da yok. Herkes kendine göre kutlamalı. Ama isteyerek, bekleyerek değil, aşk vermektir, istemek değil. Vererek en güzel armağanı sonunda siz alıyorsunuz zaten. Tasavvufda Aşk konusunda arkadaşım saatlere sığmadı.Şimdiye değin, yazılanlar, söylenenlerin de ölçüsü yok. Herşey ölçülü ve yerinde olmalı, ama aşkın sınırı yok. Bende sayfalara sığmayabilirim, ama gerisini sizin de sınırsız sevgi dolu, gönüllerinize bırakacağım..
Benim artık bir Çikolatacım var. Evet söylemesi bile çok güzel geliyor kulağıma. Hemen evimin yanında, üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşım bir Çikolatacı açtı. Rengarenk kutularda, ambalajlarda her boyda, şekilde farklı tadlarda çikolatalar.Nereye gidersem, kime gidersem hemen uğrayıp , bir kutu çikolata alıyorum. Benim tercihim, hep portakallı ve krokanlılardan yana. Her seferinde başka bir kutu yada ambalajda yapılması, üzerinin kurdelaları, çiçekleri, uğur böcekleri, minicik kalpleri ile çok hoşlar.
Evet artık sevgililer günü ne alacağım diye düşünmüyorum, benim tüm sevdiklerime alacağım hediyeler belli.
Kocaman aşkıma portakallısından, anneme krokanlı, çocuklara karamel, portakal, krokan karışık, biraz da renkli drajelerden. Sizde tüm sevdiklerinize, takımınızın renkleri ile sarı kırmızı, sarı lacivert, siyah beyaz renklerde sürprizler yapabilirsiniz.
Çikolatacıya uğramak isterseniz Fenerbahçe, Bağdat caddesi arasında, Dr. Faruk Ayanoğlu caddesinde Göz Hastanesine gelmeden hemen önce .Facebook sayfalarından da Çikolatacı diye ulaşabilirsiniz. Sevgili Asuman’a ve Özkök ailesine, caddemizde böyle bir keyif ve güzellik kazandırdıkları için çok teşekkürler.
Harika bayıldım yüreğine sağlık:)
Canım sen hergün sabah akşam bizim yüreğimizi sevgiyle dolduruyorsun,ben de biraz dokunduysam ne mutlu.
Geri bildirim: Ayşe İle Yaşam | yaz-gi