Geçtiğimiz Perşembe Dünya Kadınlar Günü bizleri öyle derin dünyaların içine bıraktı ki, uzun yıllar o günün yüzlerce kişi tarafından yoğun duygu yüküyle anılacağına eminim. İstanbul Dudullu Organize Sanayinin Kadın Girişimciler Komisyonu için heyecanı ve emeği çok olan organizasyon sabah saat 07:00’de fabrikalar ziyaret edilerek emektar kadınlarımıza dağıttığımız güllerle başladı. Servis araçlarından inerek yine yorucu, zor bir güne başlamanın verdiği bezgin yüz ifadeleriyle fabrikalara adım atan emektar kadınlarımız karşılarında, yüzlerinde gülücükler, ellerinde kırmızı güller ile bizler ve fabrika yöneticileri tarafından karşılanmanın şaşkınlığı içerisinde, bambaşka bir yüz ifadesine büründüler. Kadınlarımızın yüzlerinde oluşan gülücükler , kucaklarımızdaki güllerin ellerimize batan dikenlerinin acılarını çoktan unutturdu bile… İki cümle çok etkileyiciydi. 30’lu yaşlarda, yüzünde derin bir kırgınlık ifadesi olan bir genç kadının söylediği ‘Biliyor musunuz, bana hayatımda ilk defa bir çiçek veriliyor.’ cümlesi ve genç yaşlarda bir erkeğin yanımıza gelip sessizce kulağımıza fısıldayarak ‘Ben yeni evliyim de bir gül de ben alabilir miyim? Akşam eşime götürmek istiyorum da.’ cümlesi idi. İnanılmaz doğal ve derin…
Saat 18:00’de Kenter Tiyatrosunda başlayacak olan Ara GÜLER , İzzet KERİBAR ve Ercan ARSLAN’ın ‘Kadın’a Dair…’ adlı fotoğraf sergisinin açılışının heyecanına saat 15:00 sularında kalplerimizi yerinden çıkartacak çok heyecan verici başka bir haber geldi; Yıldız KENTER, iki senedir oynamadığı ‘Kraliçe LEAR’ adlı oyunu, birçok emektar kadının ilk kez sanatla buluşacağı bu özel günde oynamaya karar verdiği….Bir taraftan çok büyük bir onurken Yıldız Hanımın bu özverili davranışı, diğer taraftan içimizi kocaman bir korku sardı’; ‘Ya ona bir şey olursa…’ doksan dakikalık, hiç ara verilmeden sadece iki kişi arasında geçen bu çok yorucu oyunu sanayinin çalışan kadınlarına büyük bir yüreklilikle sunmak istemişti…Öyle büyük bir onur ki….
Akşam kokteyl saati başladığında servis araçlarından inen, gözlerinin içi parlarken, heyecanla fotoğraflar hakkında, tiyatro oyunu hakkında sürekli sorular soran birbirinden güzel kadınlarımız….
Sevgili Magic Form Firmasının sahibi Handan ERCENGİZ’in duygu yüklü konuşması, Galia Arditi’nin heyecanla yanımızda bizleri sürekli motive eden konuşmaları….Her şey çok güzeldi hem de çok…
Ama içimde her saat daha da artan o korku; Yıldız Hanım’ın sahneye çıkışı… ; Bir anne, bir dost, bir Cumhuriyet kadını, ikincisi bir daha var olmayacak güzeller güzeli , gerçek bir emektar kadın…Yıldız KENTER
Sahne dışında minyon görüntülü, tevazusunun yüksekliği sebebiyle hep mahcup bakışlı o kadın sahnede upuzun, dimdik….Karşımızda sanki yirmi yaşında bir kız; o ses, o beden dili, o heyecan…
Ve oyunun en kritik sahnesi, yüreğimin pırpır atarak, ona bir şey olursa bizim yüzümüzden olacak korkusuyla gözlerimi açarak izlediğim sahne; Yıldız KENTER, 83 yaşında amuda kalkarken…..
O salonda, o sahnede bambaşka bir şey vardı….Bu tarif edilemez….Salonda kopan alkışlar, gözlerimizden durmadan dökülen yaşlar; Gerçek bir emektarlık, gerçek bir yüreklilik…
Ve oyunun sonu ; Sahnede seyirciyi selamlarken salondaki emektar kadınlarımızın bitmeyen alkışları, yüreklerinin sanki sahnede çarpıyormuş gibi yerlerinde duramayışı…
Sahnede kahkahalarla ağlayan duayen, seyirciye ‘Sizler varsanız ben varım!’ derken ruhunun güzelliği bütün salonu sarmış bile…
Muhteşem kadın Yıldız KENTER….
İnanılmaz bir geceydi, inanılmaz güzelliklerle…
GENÇ KAGİDER DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ KÜTAHYA’DA
Geri bildirim: Gençlerle Gelecek Güzelleşecek | yaz-gi