İstanbul Martı Otel’de düzenlen Kagider Eylül ayı kahvaltı toplantımıza 2012 Londra Olimpiyatlarında, binbeş yüz metre yarışında altın madalya kazanan milli atletimiz Aslı Çakır Alptekin ile antrenörü ve aynı zamanda eşi olan İhsan Alptekin‘i davet etmiştik. Modaratörümüz Yaprak Özer,başkanımız Gülden Türktan çok keyifli bir sohbetle toplantıyı açtılar. Kagider ile Aslı’nın başarısı arasındaki parelelliyi dile getirdiler.Gülden Türktan“ Biz koştuk ama madalya almadık. Aslı’nın madalyası var, bunu güncel tutmak,ve devam ettirmek için buradayız. İş kadını, anne, eş, olarak, hepsi ayrı, başarılar, dengeler, kıyaslama yapmak imkansız. Ben Kagiderli arkadaşlarımın tümünü de çok başarılı buluyorum, kıyaslamıyorum.” dedi.
Aslı 2012 Olimpiyat madalyasını, kazanırken hepimizin heyacanını tavan yaptırdı. Müthiş mutlu etti, ağlattı,havalara uçurdu. Dünkü toplantıda da aynı heyacanı Aslı konuştukça yaşadık. Aslı’ya bu sefer de sadece atlet olduğu için , Olimpiyat şampiyonu olduğu için değil, harika idealleri olduğu için hayran olduk. Başarı hikayesini ve yeni hedeflerini dinlerken hepimizi ağlattı.Bütün bunları kendi anlatımıyla aktarmaya çalışacağım. Ben toplantı sonrası, sevdiklerime, heyacanla tekrar anlatırken daha da bolca ağladım.
Aslı nasıl başladığını anlatırken yaşadığı bir olay hayatının dönüm noktası oluyor. ”İlk okul 5. sınıfa giderken kros yarışmalarına katılıyordum. Spor ayakkabıları bulmak çok zordu. Yurt dışından geliyordu ve biz bulamıyorduk. Orta gelirli bir ailenin çocuğu olduğum için ancak pazardan alınan bez ayakkabılar giyerek koşuyordum. Bir gün krosta koşarken ayakkabılarım çamurdan dolayı ağırlık yaptı ve çıkararak çıplak ayakla koştum.Kendimden büyük çocuklarla koşuyorum, üzerimde bana çok büyük bir tişort, ve o yarışmada ondördüncü olmama rağmen, bu durumum dikkat çekti. Federasyon başkanımız niye çıplak ayakla koştuğumu ve uygun ayakkabım olmadığını anlayınca, bir sonraki yarışmada bana kırmızı bir ayakkabı getirdi. O ayakkabı beni atletizme döndürdü” Aslı kırmızı ayakkabılara sahip olunca, çok seviniyor,ve artık koşmalısın Aslı, birinci olana kadar koşmalısın diyor, daha sonra da kırmızı ayakkabıları başka atletlere hediye ediyor ve her zaman elindeki tüm imkanları, tişort, forma, ayakkabı hediye ederek, sağlayarak yeni umutlar, mucizeler gerçekleşmesine çalışıyor.
Aslı’nın yola çıkarken iki çok önemli ideali var. Birincisi Olimpiyat şampiyonu olmak, ikincisi, kendisi gibi atletler yetiştirmek için beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor.Kendi yaşadığı zorlukları bildiği için bu konuda katkı vermek, yeni Aslı’lara destek vermek istiyor.İki idealini de gerçekleştiriyor. Olimpiyat Şampiyonu olana kadar bu hedef ne kadar büyük olduğunu hiç düşünmemiş. Sadece kazanmayı düşünmüş, birinci olmayı düşünmüş. Bütün çalışmalarını, planlarını, ona göre yapmış.Bütün karar verme ve uygulama aşamalarında kocası ile beraber karar veriyorlar. Kocası antrenörü İhsan Alptekin ile.Bütün zorluklara karşı beraberce çalışma planı yapıp yola çıkmışlar.
İki pırıl pırıl gencin, sporcu ile antrenörün, karı ile kocanın, birlikte aynı hedefe kilitlenmeleri bu müthiş sonucu getiriyor.Yaşı itibarıyla iki olimpiyat daha görebileceğini kaydeden Aslı, 2016 Rio de Janeiro Olimpiyatları’ndan sonra aktif sporculuğu bırakmayı düşündüğünü belirterek, ”Çocuk yapmak istiyorum. Eğer İstanbul 2020 olimpiyatlarını alırsa bu olimpiyatlara sporcu yetiştirmek istiyorum. Bunun yanı sıra 2016’da da altın madalya alarak zirvede bırakmak ve tam bir efsane olmak istiyorum. Çünkü bin 500 metrede üst üste iki defa altın madalya alan kimse yok. Bir Türk kadını olarak bunu başarmak istiyorum” dedi . Başarı öncesi, hedeflerini gerçekleştiren Aslı’nın önümüzdeki yıllarda da bu hedeflerin gerçekleşsin. Efsane olsun,yeni Aslı’lar yetiştirsin.Aslı’yı hedefe ulaştıran kırmızı ayakkabılar gibi,ufak şeyler başlangıç olabiliyor.Aslı da buna inanıyor. İstedim.İnandım. Çalıştım. diyor.
Türkiye’de kendisiyle yarışabilecek kadın atlet olmadığı için antremanları iki erkek sporcu ile yaptığını anlatan Aslı, ”Kamplarda iki erkek antrenman arkadaşım var. Kadınları geçtiğim için, antrenmanlarda iki erkek atletle koşuyorum. Bazen onları da geçiyorum veya zorluyorum. Bana, ‘Aman abla kimseye söyleme’ diyorlar. Bir yerlere gelebilmem için beni zorlayan ve beni geçen kişilerin olması lazım” diyor..
Antrenman yaparken acı çektiğini, ancak bu acı ile yaşamayı öğrendiğini anlatan Aslı, ”Başarıyı elde etmek için mutlaka zorluk çekilmeli. Ben her antrenmanda zorlanmam gerekiyor. Eğer rahat bir antrenman geçirirsem yarışta kötü bir performans sergilerim. Ben bununla yaşamayı ve antrenman yapmayı öğrendim. Ben acı çekiyorum. Bununla baş ediyorum ve acıdan zevk alıyorum. Eğer ızdırap duyarsam başarıyı elde edemem. Acı ile yaşamayı öğrendim.Annelerin doğum da çektikleri acıların onlara çocuklarının, herkesden çok daha değerli kılması gibi.” diyor.
Şu an da Kütahya dışında bir köyde beden eğitimi öğretmeni olan Aslı, ”Ben, gelecek nesillerden umutluyum. Yeni Aslı Çakır Alptekinler ve Gamze Bulutlar geleceğinden eminim. Beni keşfeden bir beden eğitimi öğretmeni. Ben de yeni sporcular bulabilirim. Onlara keşfetmek için bakacağım. Sadece atletizm değil, basketbol, hentbol, futbol da olabilir. Sporcuların hangi branşa yeteneği varsa ona yönlendirmek istiyorum. Mümkün olduğunca öğrencilerimin hepsinin spor yapmasını sağlayacağım. Bunun için aileleriyle görüşeceğim. Onlara sporun faydalarını anlatacağım” diyor.
Milli atletin eşi ve antrenörü İhsan Alptekin ise olimpiyat şampiyonu olduktan sonra üzerlerindeki yükün arttığını belirterek, ”Önümüzde Akdeniz Oyunları, Dünya Şampiyonası ve olimpiyatlar var. Biraz daha çok çalışmamız lazım. Yükümüz biraz daha arttı. Aslı, artık tüm Türkiye’ye mal olmuş bir sporcu. İnsanlar yolda bizi çevirerek bizden birincilik değil de dünya rekoru beklediklerini söylüyorlar. Artık bize birincilik yetmiyor diyorlar. Bu da bireysel sporcu için çok zor bir durum. Bu nedenle üzerimizdeki yük artıyor” dedi. Söylediği en önemli şey de verilecek desteklerin, başarı kazanıldıktan sonra değil, öncesinde verilmesi. Bu konuda hem Aslı, hem İhsan, gelecek için bizlere inanılmaz umutlar verdiler.Biz de bu güzel örneklerle, hedeflere, ideallere, gereken destek ve katkılar için güç birliği yapalım.