Davetler bana her zaman terapi etkisi yapıyor. Her davetten sonra küçük olsun büyük olsun, kendimi daha iyi daha enerji dolu ve mutlu hissediyorum.Her davete kim olursa olsun,ne amaçla olursa olsun özen göstermeyi, özel detayların olmasını arzu ediyorum, dikkat ediyorum.Tanrı bana güç versin, ömür boyu, misafirlerim, konuklarım olsun, keyifle ağarlayayım. Aralık ve Ocak ayı yeni yıl davetleri ile dolu olan aylar.Bize gelenler olduğu gibi, konuk olduğum da çok davet oldu. Hepsinden ilgi çekici olanları minik minik yazacağım. Bu gün yazmak istediğim, davetlerimde çok kullandığım ve de çok sevilen benim için de çok değerli anıları olan bir kiş tarifi.
İşimi yeni kurduğum günlerde, çalıştığımız bankanın müdürü iken tanıştığım, zaman içinde çok sevdiğim çok zarif ve becerikli arkadaşım, büyüğüm sevgili Semiha Sabuncuoğlu, bana tanıştığım günlerden itibaren, yani 1980lerin başından, aşağı yukarı 2005 yıllarına kadar, hep tecrübe ve becerileriyle senelerce destek vermiştir.Bu destekler paylaşımlar, yeni iş kurduğum dönemlerde, iş fikri, pazar alternatifi olduğu gibi,yemek ve davet konusunda da bana çok katkıları olmuştur.Onun dostluğuna, misapirverliğine, pratikliğine, becerisine her zaman hayran olmuşumdur. Üç sene önce ani bir şekilde aramızdan ayrılan bu çok değerli dost,beni hayatımda çok etkileyen bir kaç insandan biridir.Onu kaybetmek de beni çok sarsan önemli olaylardan biri oldu..Allah rahmet eylesin, nurlar içinde yatsın.
Önemli sayılacak, yemek davetlerim olduğu zamanlarda; mutlaka bana yardım etmek, ona özel bazı spesiyalleri yapıp getirmek konusunda çok bambaşka bir yaklaşımı vardı.O kadar farklı ve reddedilmez bir yapısı vardı ki ne desem içine sinmez ya bana yardıma gelir, organizasyona dahil olur, ya da destek gönderirdi.İnanılmaz lezzetlerin içinde saklandığı harika bir yemek defteri vardı. Ben bütün dostluğumuzun sürdüğü seneler çoğunu tatdım. İçinden kendi tarzıma uygun olan bu müthiş tariflerinden üç tanesini kendime seçip aldım, ve davetlerde kullanmaya başladım. Sonra da zaman içinde gördüm ki ne kadar değişik farklı şeyler yapsam da bu üç tarif hep numberone oluyor. Her yaşta herkesin sevdiği illa sorduğu tarifini istediği üç çeşit.Bu gün sadece birini yazıyorum, bekleyen tüm arkadaşlarım ve sizler için.
Patlıcanlı Kiş;
Sevgili Semoş’umun tarifi ile,
125 gr Becel, 1 çay bardağı zeytinyağı,2 çorba kaşığı yoğurt, 1 yumurta, 1 paket kabartma tozu , aldığı kadar un.(3 su bardağı gibi)
Yukarıdaki malzemelerle hamur hazırlanıyor.Elde edilen hamur, tart kabına konmadan buzdolabında yarım saat kadar bekletilip dinlendiriliyor.Sonra tart kabı Becel’le iyice yağlanıyor,hamurun ilk yarısı konuyor, sonra arasına hazırlanan patlıcanlı malzeme konuyor.Hamurun ikinci yarısı da üstüne konuyor.200 derecede ısıtılmış fırında üstü, altı, içi iyice pişene kadar pişiriliyor.Kibrit çöpü kontrolü ile fırından çıkarılıp biraz bekletilip servis yapılıyor.Tart kabı olarak ben yandan açılan kilitli yuvarlak tart kapları kullanıyorum. İçini hazırlamak için; 3 büyük ya da 2 bostan patlıcanı ateş de,ya da ızgarada közleniyor.2 kaşık un, tereyağında kavruluyor, közlenmiş ayıklanmış temizlenmiş patlıcanlar bütün bütün içine atılıyor.Tahta kaşıkla eziliyor, göz kararı sütle macun kıvamına getiriliyor.Biraz karabiber ve rende kaşar konuyor, tuzuna bakılıyor, ve artık pişirilmiyor. Sonra da bu malzeme buzdolabında dinlendirilmiş tart hamurunun arasına koyup pişiriliyor.
Geri bildirim: Şaşırtan Davetler | yaz-gi