Prensim sürekli yeni şeyler öğreniyor, her hafta bir önceki haftadan daha farklı. O küçücük bebek hızla büyüdü, akıllı minik bir delikanlı oldu.Artık bir çok konuda kendine ait bir fikri var…
Eylül 2009
Her hafta yeni öğrendiklerinle bizi şaşırtıyor.Artık tuvalete kendi başına girmek istiyor. Daha önce gittiğimiz yerlerde gayet bilinçli bir şekilde; siz burada bekleyin ben bir bakıp geleyim deyip bize neler bildiğini gösteriyor. Yemek seçimlerinde son derece özgür bilinçli seçimler yapıyor.Tabaktaki tüm kurabiyeleri kendi yemek isterse; “Onu ben alim canım.” diyerek hızla ve bütün sempatikliği ile yaklaşıyor.
Aralık 2009
Ya da elimizden Ipad’i almak isterse; bak sana ne vereceğim deyip,elindeki iki objeyi sana uzatıyor, senin ellerin açılıp Ipad’i bıraktığında objeleri eline koyup, Ipad’i alıyor.
Bir Fikrim Var...
O kadar yerinde ve güzel kullandı ki hiç tartışmak, düşünmek istemedim.Bu fikre varım dedim.Bir ay kadar önce; ona sadece bir oyuncak araba alma sözümüz için mağazaya girdik. Seçmek için uğraştı, didindi, sonunda elinden iki tanesini bırakamadı, yanımıza geldi,
Eylül 2010
“Bir fikrim var, dedi ciddiyetle; arabanın birini Necil alsın, birini de sen, olur mu?” Fikir güzeldi, sorusunu çok kibarca ve ısrarsız sordu; bir şansını denemek istemişti. Babinisi böyle akıllıca ve güzellikle sorulan soruya nasıl hayır derdi ki! Bir daha da bu konuda hiç pazarlık, yapmadık. Zekasını kullanıp ödülünü almıştı.
Aralık 2010
Geçtiğimiz ay beraber olduğumuz bir Pazar günü öğle yemeği için köfte yiyelim mi ?diye konuştuk. O da yemek yememe bahanesi ile; Nişantaşı’nda annesiyle Sultanahmet Köftecisine gittiklerini oranın köftesini beğendiğini söyleyip; başka köfteci sevmem dedi.
Ağustos 2011
Kasım 2011
Bağdat caddesinde de bir çok Sultanahmet Köftecisi olduğunu düşünememişti. Aaa öyle mi! hemen o zaman bizde buradaki Sultanahmet köftecisine gideriz diye önünde durunca ne yapacağını bilemedi, şoka uğradı.Kendi oyununa gelmişti.Halini görmeliydiniz.
Mayıs 2012
İlk zamanlar en çok müzikli oyuncaklar ilgisini çekti.Sonra yapbozlarla çok severek oynadı. İki yaşından sonrada da arabaları öncelik kazandı.Müzik tutkusu, ilgisi hep var.Her zaman bir TOP 10 listesi var.
Güneş gözlükleri ile arası hep iyiydi, haziran 2012 de de numaralı gözlük takmaya başladı,
Eylül 2012
Her gün yaşamdan öğrendiklerini o da hızla bize satıyor,çok da başarılı.
Prens büyürken sürekli bizi şaşırtmaya devam ediyor.Yılbaşı davetinde papyonu ile geldi, hediyesini de kendi verdi.
Nisan 2013
Henüz 3.5 yaşında, ama şimdiden minik bir delikanlı, hızla da büyümeye devam ediyor. Biz de hep şaşırarak , sevgiyle, aşkla onu izliyoruz.
yine bayıldım 🙂 “Bir fikrim var” olayı da çok komikmiş 🙂
Bu zamana kadar bir çok paylaşımınızı okudum ama hiç birisi bu kadar etkilemedi zaten diğerlerine de yorum yazmamıştım. Ama kendi kanınız ve canparçanızın gün ve gün büyüdüğünü görüp izlemek nasıl bir aşk ile ifadeye sevk ediyor değil mi? Sanki dünya kendi etrafında değil de canparçanızın etrafında dönüyor 🙂 ben bekarım ve çocukları çok sevmem ama anlatımınız öyle hoştu ki, sanki Sultanahmet köftecisinde sizi görmüş gibiydim 🙂 Allah bağışlasın ve 3.5 yaşında torununuzu sevmeyi nasip etsin. Saygılarımla.
Çok teşekkürler paylaşımınız için,duygularımı yeteri kadar iyi ifade edemediğimi,hep düşünürken sizden böyle bir yorum almak beni inanılmaz mutlu etti, güç verdi,tekrar tekrar teşekkürler.
İnsanoğlunun hissettiği her duygu şüphesiz gecikmeli de olsa idrak edilir. Ve bir gün sizi hatırlamayarak insanlar “bir gün bir yerde okumuştum…” diyerek cümleye başlayıp sizin cümlelerinizi alıntılarlar. Bu da İsimsiz kahramanlardan olduğunuzun göstergesidir. Beyinlere ve kalplere erişmişsinizdir. Kim ne düşünürse düşünsün, yazmaya devam edin, duygularınız her daim aynı seviye de olmayacaktır ama asıl olan anlatmak istediğinizdir ve emin olun, bunda gayet başarılısınız. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık. Fikirli arkadaşa da selamlar 😉