Hayat Altüst Olursa…

Onu  ilk kez 2010 Yılı  Garanti Bankası ve Ekonomist dergisinin işbirliğinde, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) katkılarıyla  dördüncüsü düzenlenen ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda birincilik ödülünü aldığı gün gördüm ve dinledim, kısacık ama çok etkileyici hiç aklımdan çıkmayan anlatımıyla onu tanıdım. O günden sonra da Gamze Cizreli’nin  her gün yeni başarı  haberleri gelmeye devam etti. Hayranlıkla takip ettiğim sevgili Gamze Cizreli‘yi  ben de sizlerle son günlerde okuduğum, haberleri ile  paylaşmak istedim.

fft5_mf428923

Yarışmada suni deri üreten Perihan Çöçelli ikinci, Bonny Food Lezzet Çiçekçisi Didem Güney Alsoy da üçüncü olmuştu.Anikya İznik Çini ve Seramik’in kurucusu Nejla Anıl ise sosyal girişimcilik ödülünün sahibi oldu.

Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmadığını ?

Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?

3 bin 600 girişimci arasından birinci  seçilen Gamze Cizreli“Şems-i Tebrizi”nin ,  bu çok değerli  sözleri ve anlatımıyla başladı konuşmasına; mutlu tebessümü, parlayan gözleriyle böyle  özetledi, işini, yaşamını.Aşağıda önce o günlerde ki kendi anlatımıyla Gamze Cizreli’nin hayat hikayesinin minik bir özetini, sonra da geçen ay Elif Kurgu‘nun yaptığı  röportajını ekledim. Hala okumadıysanız severek okuyacağınızdan eminim.

1045298607

Gamze Cizreli kimdir?
1968 doğumluyum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Ailemde bir girişimcilik öyküsü yok. Annem ev hanımı, babam akademisyen. Biz 3 kız kardeşiz. Her aile gibi bizim ailemiz de okuyup güzel bir işe girmemizi istedi. Mezun olduktan sonra 3 yıl Türk-Amerikan ortak savunma sanayi projesinde yer aldım. Orduya zırhlı araç üretiyorduk. Ankara’da çalışabileceğim en iyi yerlerden birinde çalışıyordum. Sonra baktım bu iş bana göre değil. Eski eşimle aynı zamanda da ortağımla, 1994 yılında Ankara’da Cafemiz isminde ilk kafeteryamızı açtık. Ankaralıları ilk defa cappucino’yla, kreple, elmalı pay’la tanıştırdık. Bir anlamda Ankara’nın yaşam tarzını değiştirdik. Cafemiz’i Arjantin Caddesi’nde açmıştık. Şimdilerde bu cadde çok popüler ama o zaman caddede evler dışında hiçbir şey yoktu. Cafemiz çok başarılı oldu. Önünde kuyruklar oluştu ve biz duyurmadık. Tamamen kulaktan kulağa yayıldı. Durum böyle olunca tabii yerinde duramama olayı oluyor. İşte girişimcilik ruhu bu olsa gerek. Parayla bir ilgisi yok. Bu birşeyleri başarmakla, yaratmakla ilgili bir duygu. İlk açtığımız kafede bütün olarak elmalı pay, cheese cake gibi ürünler satılınca, bütüne yönelik bir talep olduğunu anladık. “Neden biz, bu tip pastaların satılabileceği bir yer açmıyoruz?” diyerek Kuki’yi açtık. O da iyi gitti. Ardından Uzakdoğu lezzetlerini sunduğumuz Quick China geldi. Sonra farklı bir sektörü denemeye karar verip DKNY’nin Ankara temsilciliğini aldık. Sonrasında da Osmanlı- Türk unsurlarının işlendiği kendi markamız Şaşaa’yı açtık. Ankara’da hatırı sayılır bir müşteri potansiyeline ulaştık.

Peki, BigChefs projesi nasıl ortaya çıktı?
2006 yılında özel hayattaki dalgalanmalar ve belli bir bitiş, hayata sıfırdan yeniden başlamama neden oldu. Hakikaten dibe vurup bunların hepsini geride bırakarak BigChefs’le hayata sıfırdan yeniden başladım. Param yoktu. 30’larımın sonlarını yaşadığım bir andı. Ailenizden yardım isteyemiyorsunuz. Bu durumda sıfırdan çıkmanız gerekiyor. O dönemde herkes bana iyi bir birikimim olduğu için iyi bir yerde yönetici olabileceğimi söylüyordu. Ama bu benim aklıma bile gelmedi. Hiçbir şeyim yok ama bir yerden bulurum diye düşündüm. Gerçekten de öyle. İyi bir fikriniz varsa, o fikrinizi iyi yapacağınıza inanıyorsanız o işin finansmanını bulursunuz. Her yere dosya hazırladım. Bu proje kafamda oluşmuştu. Biraz banka desteğiyle, borçla ve güvenle bu işe başladım. Demek ki önceden yaptığım işlerden güven oluşmuş. Çünkü bugün benim mimarım burayı yaparken, “Ben sana burayı yapacağım, sen burayı açtıktan sonra bana parayı verirsin” dedi. Projemin başarıya ulaşacağına inandı ki, bana destek verdi. Ankara’da ilk restoranımızı açtık ve çok başarılı oldu. Ardından Ankara’da 2, Gaziantep’te 1 ve İstanbul’da 2 şube açtık. Şu an 15 milyon ciroluk bir hedefe ulaştık. Sadece Aralık 2007’den beri bu sayılara ulaştık. Söylenince mucize gibi görünüyor ama bugünlere gelmek kolay olmadı. Ekibim çok iyiydi ve hepsi bana inandı. Hep beraber sıfırdan bir mucize yarattık.

9560_7102_S1

Big Chef’s yurtdışına New York’tan açılacak

Elif Kurgu’nun Gamze Cizreli ile Vatan gazetesindeki 21 Nisan 2013 tarihli Newyork’ta Big Chef’s haberinin  röportajı beni çok heyacanlandırdı, mutlu etti. aşağıya aynen  aldım.

Big Chef’s markasının kurucusu Gamze Cizreli, yurtdışına açılmayı planlıyor. New York’ta yer bakan Cizreli, “Katar ve Dubai’den de teklifler var, oraları da inceliyoruz” dedi. Cizreli, Türkiye’de de Saruhan Tan’la çoğunluk hissesini aldığı Obika’yı büyütecek

Gamze Cizreli, Big Chef’s Cafe&Brasserie’nin kurucusu. 20 yılı aşkın bir süredir yeme-içme sektöründe. 2 yıl önce Türkiye’nin Kadın Girişimci yarışmasında birinci oldu. Kısa süre önce Kanyon’da bir restoran açan, Tokyo, New York gibi yerlerde şubeleri olan Obika’nın çoğunluk hissesini aldı. Biraz geçmişe dönersek; uzun süre Ankara sınırları içinde kalmıştı Cizreli. İlk markası Cafemiz’di. Sonra Kuki ve QuickChina geldi. Şimdilerde Gamze Cizreli ortağı Saruhan Tan ile birlikte markasını büyütme yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Ankara müşterisi zor

– Big Chef’s nasıl doğdu?

Özel hayatımızda dalgalanmalar oldu, eşimle yolları ayırdık ve ben 2007 yılında Big Chef’s markasını kurdum. Yoluma devam ettim.

– Sizi uzun yıllar Ankaralılar biliyordu. İstanbul’a geçmeniz sizin için çok önemli bir adım oldu. Bu kararı nasıl aldınız?

Ankara’dan çıkmak önemli karardı. Dönüm noktası oldu benim için. Ankara’da herkes beni tanıyordu. Belli bir güven ortamı vardır Ankara’da. Kendimi huzurlu güvende hissederken markamı büyütme isteğiyle İstanbul’a gelmek kaçınılmazdı. Aslına bakarsanız daha markayı kurarken İstanbul’u ve yurtdışını hayal ettim. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yaptım. Ve tahminimden de hızlı oldu.

– İstanbul’da hızlı büyüdünüz. Ankara’dan sonra İstanbul’da iş yapmanın zorlukları oldu mu?

Doğru. İstanbul hiç kolay değil. Kendinizi kabul ettirmeniz lazım. Ama ben Ankara’da başarılı olmuş birinin İstanbul’da çok daha kolay başarılı olabileceğini düşünüyorum. Bir de Türkiye bu zaman içinde çok değişti.

– Çok daha fazla kişi ev dışında yemek yemeye başladı…

Dışarıda yeme içme alışkanlığı çok arttı. İstanbul’a tam zamanında doğru marka doğru stratejiyle girdiğimi sonradan fark ettim. Ankara’da ne yaparsanız yapın İstanbul’da sıfır, bunu da burada iş yaptıktan sonra anladım ama yine de Ankara’da çalışmak çok büyük avantaj.

İyi teklif gelirse bakarız

– Nedir bu avantajlar?

Ankara müşterisi çok daha zor, parası daha kıymetli. Genelde de eğitim düzeyleri İstanbullulara göre daha yüksek. Daha donanımlılar. Onun için de farklı beklentileri oluyor.

timthumb

– İstanbul da son 5 yılda çok yol aldı. Siz İstanbul’un geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Yeme içme sektörü geçen sene 7 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı Türkiye’de. NY’de bu 21 milyar dolar. Arada çok fark var. Biz Barcelona’nın da altındayız. İstanbul’un gideceği çok yer var daha. Ama umutluyum. Yeni yetişen işletmeciler, aşçılar beni umutlandırıyor. Bu iş biliyorsunuz kültür meselesi aynı zamanda. Bizim en büyük avantajımız Türkiye’nin değişime çok açık olması.

670925069098

– Kaç Big Chef’s oldu? Bir süredir Saruhan Tan ile ortaksınız.

Çok güzel bir ortaklık oldu. Saruhan Bey ile markamızı büyütüyoruz. 16 yerimiz var. 8’i İstanbul’da. 4’ü Ankara. Biri Gazinatep, Antalya, Mersin, Samsun. Yakında İzmir’de bir yer açacağız. Bursa, Adana, Bodrum’da da 2013 yılında yerlerimiz açılacak.

– Sizi satın almak isteyen fonlar var mı?

Bize de ilgi oldu. Şu an kendimiz devam ediyoruz. Büyümek amacıyla iyi bir teklif olursa bakarız.

– Yurtdışına açılmayı hedefliyor musunuz?

New York’a girmek istiyorum. Orada Big Chef’s açmak istiyorum. Ben markamın orada başarılı olacağına inanıyorum. New York’ta yer bakıyoruz. Geçen yaz orada ev kiralayıp baktım. Oğullarımı yaz okuluna verdim orada sabahtan akşama kadar gezdim. Ben orada başarılı olacağımızı düşünüyorum.

– Avrupa’ya açılmayı düşündünüz mü?

Avrupa’ya da baktım. Orada zorlanabiliriz ama New York ve Boston bizim için iyi. Katar ve Dubai’den de teklifler var, oraları da inceliyoruz.

Tahin Kayseri’den sirke Balıkesir’den geliyor

BIG Chef’s’de 1.013 kişi çalışıyor, bunların 372’si aşçı. Big Chef’s’in organik reçelleri Davutlar’dan, tahinli katmer ve köy eriştesi Kayseri’den, zeytinyağı Ayvalık’tan, sirke, tatlı ve biber salçası ise Balıkesir’den geliyor.

Big Chef’s’de aylık toplam 7.8 ton dana eti, 602 kilogram elma, 1.7 ton levrek, 4.5 ton domates, 3.6 ton yeşillik, 4500 litre zeytinyağı tüketiliyor.

LEZZET PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYORUM

– Siz lezzet turları yapıyorsunuz. Hatta trüf mantarı peşine İtalya’ya gittiniz değil mi?

Ben çok seyahat ediyorum. Türkiye’deki ve dünyadaki festivallere, tadım turlarına gidiyorum. Bazı gastronomi merkezlerini belli aralıklarla ziyaret ediyorum. Şeflerin mönülerini tadıyorum. Ben böyle farklılık yaratıldığına inanıyorum. Çok farklı lezzetler var. İşimiz keyifle huzurla yapmamızı da sağlıyor bunlar. Söke’de nar reçeli yapan bir hanımı keşfetmek büyük haz veriyor bana. İşinizi huzurla keyifle yaptığınızda başarı geliyor.

Big-Chefs-kucuk-sefler-is-basinda

– Yeni lezzetler keşfetmek için dünyayı geziyorsunuz. En çok nereden etkilendiniz?

Vietnam’dan etkilendim.

Uzakdoğu mutfağını çok beğenirim. Çin ile Thai mutfağı karışımı diyebilirim Vietnam mutfağı için.

– Trüf avına katıldınız değil mi?

Evet. Alba’ya gittik. Köpeklerle trüf mantarı avına çıktık. Alba çok iyi bölge. Bu işin meraklıları buraya akın ediyor. Çok iyi restoranlar var.

– Yılda kaç kez lezzet yolculuklarına katılıyor musunuz?

Her yıl en az 3-4 kere lezzet turları yapıyorum.

000_15.05.10_1tn_

– İş dışında ne yaparsınız?

Çok seyahat ediyorum. Çocuklarım çok zamanımı alıyor. İyi bir sinema izleyicisiyim. Ankara’ya çok gidiyorum. Çocuklarımın okulu Ankara’da. Onların düzenini bozmak istemedim. Bu yıl onları buraya taşıyorum. Büyük oğlan Amerika’ya gidiyor, küçüğü de İstanbul’a alıyorum. Büyük oğlum dede mesleğini seçti Amerika’da moleküler biyoloji okuyacak.

OBİKA’YI BÜYÜTECEĞİZ

– Obika’ya da ortak oldunuz. Obika’nın da yeni şubeleri açılacak mı?

Obika’nın New York, Tokyo, Toronto, Roma, Londra, Los Angeles, Milano’da toplam 15 şubesi var. Obika’nın çoğunluk hissesini aldık. Öncelikle Bodrum ve Ankara’da şube açacağız. Big Chef’s ‘in daha küçük bir konseptini yapmak istiyoruz. Daha küçük yerler ve AVM’lerde hızlı, küçük, makul fiyatlı bir konsept üzerine de çalışıyoruz.

Her açtığımız yer kârlı

– Big Chef’s lokasyon seçiminde şaşırtıyor. Suadiye’de çok da kalabalığın olmadığı bir yerdesiniz, Tarabya’daki noktanız da o bölgedeki ilk yer olma özelliğini taşıyor…

Tarabya’ya gelmek çok iyi geldi bize. Doğru Tarabya’da kimse yok. Daha doğrusu bizim işimize benzer iş yapan bir işletme yok. Biz Ataşehir’e de gittiğimizde de kimse yoktu. Saruhan Tan bu anlamda çok iyi koku alıyor. Suadiye’de de biraz gerideyiz ama geliyor müşteriler. Günün sonunda işletmenin kârlılığı önemli. Her açtığımız yer kârlı.

– Cafelerde çok büyük sorun oluyor. Özellikle öğle saatlerinde bir kahve içip saatlerce masalarda oturan genç ve kadın gruplar oluştu. Siz de aynı şeyden şikayetçi misiniz?

Bizde öyle sorun yok. Bizim mutfağımız çok ön planda. Bize yemek yemeğe geliyorlar.

– Ortalama ne kadar harcıyorlar?

Kişi başı ortalamalarımız lokasyona göre değişmekle birlikte 40-45 lira arası. Akşam yemeği yiyen de var öğle arası kahve için de.

etiler-big-chefs-artik-studyo-oldu-3096645

Gamze Cizreli aynı zamanda Hürriyet gazetesi köşe yazarı. Yazılarınıda zevkle okuyorum. Suadiye de Big Chef’s açılmasına çok sevinenlerdenim. Newyork’ta Big Chef’s açılacak haberi beni çok mutlu etti, heyacanlandırdı.Çocuklarla ilgili atelye çalışması, sosyal alanda katkıları, işindeki yenilikleri, hergün başka güzel bir haberle karşımıza çıkan  bu çok özel kadınla  gurur duyuyorum,sizlerle de keyifle paylaştım. Sevgiler sevgiler

5 thoughts on “Hayat Altüst Olursa…

  1. gamzeyı cok severım.çok basarılı positif paylaşımcı ve neşeli bir arkadasımız..yolu hep acık olsun.kalemıne saglık canım

  2. her zamanki gibi başarılı bir yazı … keyifli ve tadında ! tebrikler. emeğinize sağlık 😉 geçtiğimiz yazılarda ne demiştim size, siz yazmaya devam edin, bu işi başarıyla ve hakkıyla yerine getiriyorsunuz 😉 Ve bu yazıyı birazdan twitter’da yayınlayacağım. 🙂 Saygılarımla.

  3. Girişimcileri takdir eden biri olarak , ataerkil bir toplumda başarılı olmuş ve kendini topluma kazandırmış kadın girişimcilere daha büyük saygı duyuyorum. Güzel bir yazı olmu, kaleminize sağlık.

  4. Geri bildirim: İkinci Kez Yılın Kadın Girişimcisi | yaz-gi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s