Günün en güzel fotoğrafı bu bence. Sevgili başkanımız Şule Yüksel düzenledi. Harika bir doğa gezisi oldu.Günün her anı çok keyifliydi, öğretici idi, sağlıklı idi, mutluluk anları her kareye bol bol yansıdı.Ben sadece programı ve fotoğrafları paylaşsam yetecek, ufak tefek notlar ekledim sadece.
Beklenen gün geldi, sonunda Kagider Yeşil İş Grubumuzun Doğayla Barış gezisini yaptık. Haydi Çilek Toplamaya Gidiyoruz! davetiyelerimizle duyurumuzu yaptık. Program çok güzeldi. Öğleye kadar olan kısmında; Çilimli Böğürtlen bahçeleri Ralila Organik Ürünler Çiftliği ve Konuralp antik şehir gezisi ve tanıtımı vardı. Sonra Sazköyü Tekir Köy evinde Elanur hanımın yöresel ev mutfağı ile öğle yemeği, çiftlkte gezi, yürüyüş ve çilek toplama.
Yemekten sonrada Topuk Yaylasın’da doğa yürüyüşü ve çay kahve keyfi.
Otobüsümüz, kaptanımız, baştan herşey süper güzel başladı.Benim koltuk arkadaşım Hazal’dı.Üç pırıl pırıl gencimiz vardı. Hazal, Lara ve Umut. Onların varlığı, merakı, sevinci bizi de çok farklı güzelliklere götürdü. Çocukluğumuzu hatırlattı.Çok değerli konuklarımız vardı, ve süper her anı dolu, dolu bir program oldu. Sevgili Yasemin Karslıoğlu ve dostları Düzce gönüllüsü güzel insanlar bize çok güzel ev sahipliği yaptılar. Hiç unutulmayacak anlar yaşattılar.
Yasemin Karslıoğlu, aileden fındık üreticisi ihracatçısı, Düzce TOBB Kadın Girişimciler Kurulu İl Başkanı, güzel Düzceli bizi şehir girişinde karşıladı. Bütün gün,tatlı sakin sesiyle yörenin güzelliklerini, tarihi dokusunu, üreticilerini,turizimini tek tek anlatarak gezdirdi.Ralila Organik Ürünler Çiftliğini, ürünlerin tanıtımını sahibi Rahmi Aydın bey anlattı, hepimizde uygulamalar yaptı. Doğal böğürtlen suları ikram etti. Bambaşka bir dünya idi. Her derde deva organik ürünler aldık, tekrar uzun uzun başka bir yazımda anlatmam lazım.Çocukların keyfi ilgi alanları çok farklıydı.Çiftlikteki hayvanlar öncelikle ilgilerini çekti.
Sonraki durağımız Konuralp müzesi ve antik şehir kalıntıları idi. MÖ 3000 yıllarına uzanan bir medeniyeti ortaya çıkarmanın heyacanını yaşayan Düzce Üniversitesi Arkeloji kürsüsünden Doçent Dr.Pınar Pınarcık hanım özellikle gelip bize bilgi verdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Düzce Valiliği’ne gönderdiği yazısı ile Merkez İlçe, Konuralp Beldesi’nde yer alan Prusias Ad Hypium Antik Kenti’nde 2013 yılı içerisinde Konuralp Müzesi Müdürlüğü başkanlığında Üniversitenin kazı çalışmaları yapmasına izin çıkmış.Böylece Düzce’nin Kültürel Zenginlikleri ortaya çıkarılacak.Gezinin bu bölümünde inanılmaz tarihi bir doku birden her yanımızı kuşattı.Bizde onların heyacanını paylaştık, çalışmaların nasıl başladığını dinledik,yüreğimiz onlarla biz de takipçisi olacağız.
Gençler de bol bol fotoğraf çektiler…
Yemek Yöresel Abaza mutfağı idi.Saz Köyünde Tekir Köy Evi, hem restorant hem konaklama imkanı var. Çok güzel bir yer. tam doğanın içinde doğayla başbaşa olmak isteyenler için.Menüden seçmeler ise; Cevizli Tavuk (Aktu Sızbal) Fasulye Ezmesi ( Agud Rışçı) Ceviz Soslu Karalahana (Ahulçapa) Soslu Isırgan Otu (Harşıl) Abaza Peynirleri, Abısta, Soslu Erik,(Aphösa Sızbal)…. ve meşhur Düzce Köftesi özel ikramdı.
Tekir Köy Evinin bahçesinde köy halkı kendi yaptıkları, reçel, tarhana, peynir, makarna çeşitlerini sattılar.Ayşegül ve Fisun alışverişte…
Sonra sıra en çok merak edilen çilek toplama kısmına geldi. Bizler için hem çok heyacanlı, hem çok öğretici ve keyifli oldu.
Lara sepetiyle dikkatli, çilekleri toplamaya başlamış…
Herkes tak sepetini koluna başla toplamaya halinde.Değerli konuğumuz Çetin Ercengiz ilk toplayanlardan…Müthiş bir sürprizi vardı, Çetin Bey’in herkes için kendi elleriyle yaptığı macoronlarını getirmişti.Fıstıklı ve limonlu . Dayanılmaz lezzetli macoronlar…
Esra’nın keyfine diyecek yok,
Toplarken başka keyif…..Serap iş başında…
Dolu sepetler başka keyif..
Topuk Yaylası Göl kenarında Fenerbahçe tesislerinde Yeşil Kagider logolu pastamız hepimizi çok duygulandırdı.Casecake’in sahibi Sibel hanıma binlerce teşekkür.
Göl kenarı da çok güzel, yürü, fotoğraf çek, seyret, hayal kur. Hepimiz doğaya doyamadık. Tekrar tekrar gelmek dileğiyle ayrıldık. Yolda sevgili Bilge Dicle’linin bizlere çok güzel sürprizi vardı.Hazırladığı çevre sorularına kim en çok doğru cevap verirse ona EKOIQ dergi aboneliği verileceğini duyurdu, ve dönüş yolunda sorular soruldu. Kazanan sevgili Melek Saraçer oldu. Bu güzel gezide bizi ağarlayan, düzenleyen sevgili Yasemin ve güzel Düzce’lilere defalarca teşekkürler.Bizlere unutulmaz bir gün yaşattılar.Gönlümüz Düzce’yi Yeşil İş grubu kardeş bölgesi ilan etmek, farklı zamanlarda tekrar tekrar, gelmek arzusuyla doldu.Sevgiler sevgiler
Konuralp civarındaki deki tarihi eserler inşa edildiği yıllardan beri yerleşik halklar tarafından biliniyordu. Düzce Üniversitesinin buluşu ve keşfi söz konusu olamaz. Ancak bu antik tiyatro ve diğer kalıntılar Konuralp yerleşkesinde yaşayanlarca gözlerden uzak tutuldu. Antik Tiyatronun kara yolundan geçenler tarafından görmeleri bilerek engellendi .Düzce – Kdz Ereğli Yolu kenarına duvar gibi apartmanlar yapıldı. İşte belkide “Düzce Üniversitesi” bu bencilce davranışın kalıplarını yıkmada yardımcı olup bu önemli ve çok kıymetli Antik şehir’i insanlarımızın tanımına açtı.Şimdi sahip çıkılacak ve aslında Konuralp ve Yöre insanları bu sunumdan gelir elde edecek. Ben 68 yaşındayım çocukluğumdan beri bu harabeleri bilirim. Birçok yontuların yok edildiği kesindir. MÖ 3000 ile 2013 arasında 5000 yıl var. Konuralp de Bunca yıl kimse bahçelerindeki ,evlerinin yanındaki Antik yapıları nasıl görmez. Hiç aklım almıyor. Sanırım bencilce bir korku .Şayet yöre sit alanı olursa bağımız bahçemiz elimizden gider endişesi.Çok geç kaldık.Yazık ….