Bu Gün Tanrım Beni Ödüllendirdi…

Öne Çıkan

Uzun zamandır gitmeyi düşündüğüm koydayım bu gün…Bu nasıl güzel bir yer! Neden gelmemişim bu kadar zaman…Ağaçlar içinden gidilen yolu güzel, köyün girişi güzel, girişteki köy kahvaltısı yaptığımız yer günün bonusu.. Sonra arabadan inmeden gözüken turkuaz deniz, tekneler, saksafon sesi, minik dalgalar, suyun içinde ahşap şezlonglar, hasır şemsiyeler..Rüya damıyım dedirtiyor..Ya da ben mi çok beğeniyorum…En güzeli soru yok, telaş yok, mekan seçilmiş,rezervasyon yapılmış, şezlonglar bizi bekliyor..Suların ayaklarımızı ıslattığı şezlonglara mı uzansak,sularda mı kaybolsak, kıyıyı yüzerek mi dolaşsak, hiç sessiz mi kalsam, nefesimi tutup bilemiyorum…Ama hepsini yapıyorum, sakin sakin..Önden dalgaların sesi, arkada harika bir müzik..

Evet en güzeli de sen de benimlesin..Evden çıkarken taktığım yeşil şapkama aynada bakarken önce senin gözlerini gördüm üstümde..Evet yıllar önce bir Akdeniz seyahatinde bir mağazada rengini beğenip takmıştım kafama ve sana dönüp sormuştum, nasıl oldu diye..”çok güzel” demiştin, o an olduğu gibi gözlerimin önünde… gözlerindeki muhteşem ışık pırıltıları, o harika sevgi dolu bakışın.. ve sonra beraber çıktık evden … Sen yanımdayken ben hep daha mutluyum.. Biliyorum tanrının hediyesi bu gün bana…

Yeniden

Öne Çıkan

Yazamadığım onca yıl sonra mı demeliyim, Oldukça büyük bir ara..

Evet yazamadığım uzun yıllar, ve tekrar yazmak istiyor muyum, emin değilim. Bu ara çok farklı bir kitap okuyorum. Julia Cameron’un “Sanatçının Yolu”.. <Daha Üstün Yaratıcılık İçin Spiritüel Bir Yol> bir eğitim kitabı..hepimizin ilgisini çeker spiritüel konular değil mi? Bende 1990 lardan beri hep okurum, denerim, uygularım, zaman içinde yolculuğa çıkarım, ya da çok derinlere inemem, ulaşamam, çıktığımı hayal ederim. Şimdi yine öyle bir dönem de beni bu yolculuğa çıkaran yazarım ve kitabım ile her gün düzenli vakit geçiriyorum.12 haftalık bir eğitim kitabı bu. Okuyorum, uyguluyorum, görevlerimi yapıyorum, her hafta raporluyorum.. Bir de beni yolculuğa başlatan kızım ile, canım ile her gün paylaşıyorum. Onunla da aynı zamanda başladık, birbirimize yaptıklarımızı anlatıyoruz. Onun çok yoğun çalıştığı bir dönem.. Gerçi hep yoğun çalışır, yoğun yaşar.. Benim bu ara en uygun en rahat dönemim. Bir sürü eğitimin, çalışmanın ara verildiği yaz dönemi ve de tatil moodundayım. Koşmuyorum, özellikle de yeniden sakin olmaya sakin yaşamayı denemeye çalıştığım bir dönem..Hep koşarım, çalışırım yapamam bu sefer yapıyorum. Bol bol okuyorum, yüzüyorum, her sabah yazıyorum..Dışarıya yüzmenin ve gerekli işlerin dışında pek çıkmıyorum. Minik çok temiz bir köy plajı ve ev arasında geçiyor, zaman.. Gün doğumlarına uyanıyorum.. harika kırmızılığı seyrediyorum, yaşıyorum, içinde ben de yeni bir güne doğuyorum. Sonra kocaman sokak kapımı sonuna kadar açıp, gün ışığını içeri alıyorum. O ışık nasıl güzel; kalın kapı açılınca içeri giriyor, içeriyi andınlatıyor, ısıtıyor, harika bir duygu..Sonrası güzelliklerle devam ediyor, haberleri dinlemedikçe, mesajlara bakmadıkça.. Ama mümkün mü değil, o zaman da denize koşuyorum, sularla yeniden tazelenmeye, üzerimdeki yükü, kötü enerjiyi atmaya, çalışıyorum. Sabah denizleri hep ayin gibi muhteşem oluyor. Bir iki saat için de kalabalıklaşır her yer, şimdi bomboş, tertemiz, sessiz, hayran olmamak defalarca şükretmek, dokunmak değil, güzelliklerin içinde olmak muhteşem.. renklerlerle, ışıkla, suyla gökyüzü ile etrafımızı saran çiçekler böcekler cıvıltılarla kucaklaşmak, daha ne isteriz.. Evet anı yaşamanın onu içimize almanın, ya da anın içinde kaybolmanın keyfiyle.. günaydın..

Bu dönem zaten her şeyiyle yeni bir dönem, yeni bir dünya yeni bir evren..