Kaçırmayın;Anish Kapoor İstanbul’da Sakıp Sabancı Müzesinde 5 Ocak’ta bitiyor.
SSM’de 5 Ocak’a kadar devam edecek sergiye yoğun işleriniz de olsa; mutlaka bir zaman ayırmaya çalışın derim. Müzede de mutlaka özel hazırlanmış, filmi seyredin ve öyle gezin, ben de size bu sergi dolayısıyla hazırlanmış Anish Kapoor webini öneriyorum, tıklayarak ulaşabilirsiniz.Web’de yapılan anlatımda sanatçının yıl, yıl, yaptıkları, dünyanın önemli birçok kentindeki çalışmaları listelenmiş.Ama SSM’de sergide özel olarak hazırlanmış filmde, çok daha fazlası var. Randevu ile rehber alıp gezmek de mümkün.SSM yi arayıp rehber yönlendirmelerini isteyebilirsiniz.Çok da iyi olur.
Çağımızın önde gelen sanatçılarından Anish Kapoor, dünyada ilk kez İstanbul’da sergileyeceği eserleriyle Sakıp Sabancı Müze’sinde. Müzeye yerleştirilmesi haftalarca süren büyük ölçekli taş eserleri görebilirsiniz.

Son 30 yıllık süreçte mermer, oniks, kaymaktaşı, granit, kumtaşı ve diğer taş türleri kullanılarak ortaya çıkan bu taş eserlere bakan birinin aklına tarihsel zamanın felsefeleri ve gerçeklikleri hakkında birçok bakış açısı geliyor. Kapoor, her biri kişisel ve imalı anlamlar içeren çağdaş formları elde edebilmek için oyma veya şekil verme gibi eski çağ geleneklerini takip eden az sayıdaki sanatçıdan biri. Belki de Kapoor’un sanatının en muhteşem yönü, özellikle de taş eserlerinin verdiği, eserlerin yaratıldığı zamanın tahmin edilemez oluşuyla birlikte ortaya çıkan zamansızlık duygusu”
Bir başka deyişle Anish Kapoor’un eserleri için 4 boyutlu olarak tanımlanabiliyor.
Kendisiyle yapılan bir ropörtajda, eserlerinin, özellikle kullandığı renklerin koyu/karanlık metaforlar içerdiğini dile getirmiştir. nedenini ise aşağıda açıklamıştır:
“İşlerimin çoğu ışıktan çok karanlıkla ilgilidir.aydınlık kültürlü ve eğitimlidir, karanlık ise kültürsüz ve eğitimsizdir ve bizim söylenmemiş hikayemizin derinlerindedir. danteden freuda bir içsel karanlık içinde yaşıyoruz.yıllarca içsel karanlıkla ilgili işler yaptım.tüm batı felsefesi platonun metaforik olarak mağarada oturup ışığa bakıp ‘ilerleyelim’ demesi fikri üzerine kurulmuş.freud mağaranın arkasına bakmış ve belki hala mağaranın arkasına bakıyoruz.siyah ve maviyle çok iş yaptım.özellikle maviyle, çünkü mavi siyahtan daha derin olarak karanlığı ifade eder.son yıllarda yaptığım işlerin çoğu kırmızı.kırmızı toprağın rengidir, kırmızının anlattığı karanlığın, siyah ve mavininkinden daha derin ve koyu olduğunu düşünüyorum.”
‘BİR GALERİDE 4 VİNÇ ÇALIŞTI’
Büyük bütçelere malolan sergiyle ilgili, SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, taş heykellerin müzeye yerleştirilmesinin haftalarca sürdüğünü, her şeyden önce ağır heykelleri taşıması için müzenin güçlendirildiğini, duvarların yıkılıp sonra yeniden yapıldığını, bazen bir galeride 4 vincin çalıştığını ve çalışmaların belgesel haline getirildiğini anlattı.
Yeni yıla girerken kendinizi ödüllendirin, sergiyi gezin. Hatta Müzedechanga restoran’da sergi-yemek eşleşmesinden esinlenerek yapılan “Heykelsi Tatlar” adlı menüden seçeceğiniz lezzetlerle tamamlayın.Rezervasyonla Çarşamba ve Cuma geceleri, bu çok ilgi çekici menüyü denemek mümkün.
Sanatçı ile özdeşleşen malzemeler (pigmet, ayna, mermer dokuları) ve derinlik, sonsuzluk hissi uyandıran renklerden, formlardan yola çıkan Müzedechanga’nın genç ve yetenekli mutfak ekibi, görselliği kadar tat ve dokuda da şaşırtıcı ancak bir o kadar lezzetli bir menü oluşturmuş. Ünlü tasarımcılar Arik Levi ve Sebastian Herkner’in Verreum – Gaia&Gino markası için tasarladığı, Çek Cumhuriyetinde üretilen Anish Kapoor’un sergide de yer alan ayna yansıtmalı işlerine gönderme yapan vazo, mumluk ve tabaklar yemekteki atmosferi tamamlamakta.
Milliyet’teki 6 Ekim 2013 tarihli “Changa’da Heykelsi Tatlar” haberi için tıklayınız.
Müzedechanga sayfası için tıklayınız.
İyi seyirler, keyifli lezzetler….