Monthly Archives: Nisan 2012
Yeşil İş Kagider,Yeşil Yayınlar,Çalışmalar
“Kadın, İşveren, Anne” olarak çevre duyarlılığını önemseyen ve bu konuyu geniş kitlelere yaymayı amaçlayan kadın girişimcilerden oluşan KAGİDER Yeşil – İş Grubunda ,Yeşil İş, Yeşil Yaşam çevre duyarlılığı konusunda çok etkin çalışmaları olan üyelerimiz var.
Bugün bunlardan birkaçını sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Yeşil-İş Kagider Blogumuz ay başında hazır oluğunda, yazılarıyla da katkı verecek Ayşe Bilge Dicleli, BZD yayıncılığın sahibi. .Firma ,2009 dan beri EKOIQ Yeşil İş Yeşil Yaşam dergisini çıkarıyor.Ayrıca yine bu konuları işleyen EKOIQ kitaplığı adıyla çıkardıkları Yeşil Kitapları var.Bilge Dicleli’nin kadın ve doğa konularında çalışmaları , farkındalıkları çocukluk günlerinden başlıyor.Anne ve babası arkeolog olduğu için,çocukluğu, sürekli kazıda olan anne babanın yanında, hep köyler de doğanın içinde geçiyor. O günlerde onu en çok etkileyen şey, kendisiyle aynı koşullarda olmayan kız çocukları ve doğanın eşsiz güzelliği.
EKOIQ çevre konusunda çok başarılı ve ilk dergi,BZD yayıncılık tarafından 2009 dan beri çıkarılıyor. Genel Yayın Müdürü Barış Doğru ve ekibinin hazırladığı dergi hepimizin okudukça çok şeyler öğreneceği, hepimize çok değerli katkıları olacak bir yayın.Türkiye ve dünyadaki, çevre haberlerini, çok dikkatli takip ediyor, yayınlıyor, röportajlar hazırlıyor, özendiriyor,öğretiyor. Ayşe Bilge Dicleli ve ailesi gerçek doğa dostu, hepsi işin içinde.gönüllülüklerini de sorumluluklarını da işleriyle birleştirmişler. Firmalara, kurumlara, içinde çevre ile ilgili çok değerli kitaplar, ajandalar,hazırlamışlar. Bu Yeşil Kitaplardan biri de Ayşe Bilge Dicleli’nin yazdığı “Kimse Bana Ne Diyemez” Kadıköy Belediyesi için hazırladıkları çok faydalı Yeşil Kitaplar da var.Bilim İlaç’a yaptıkları Yeşil Yolculuk 2012 ajadasına bayıldım. Elimden ,düşürmüyorum, harika bir yol gösterici.Her gün kullananlara hatırlatmalar, hafta sonu Doğanın Bu Hafta Size Düşündürdükleri sayfası ile çok güzel bir tasarım olmuş. Bilim İlaç Olarak, “Gelecek Nesillere Saygı” ilkemizden yola çıkarak sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalar yürütüyoruz. Büyük Bir Fark Yaratmak İçin Atabileceğimiz Küçük Adımlar başlığı ile anlatmışlar bu güzel projelerini.
Bilim İlaç ve Kopaş Grup’un genç çalışanı ve ortağı sevgili Nazlı Adıgüzel‘de komite üyemiz ayrıca. Komite başkanımız Şule Yüksel, çevre konusunu, TBMM’ne sunulan Kagider Anayasa Çalışma Raporunda bile madde olarak yazdıran arkadaşımız,
Kagider’in teklifinde Ekolojik anayasa talebi ile, Çevreye ilişkin önlemlerin anayasal düzenlemelerle,güvence altına alınması istenmektedir.
Diğer üyelerimiz de, iş yerlerinde ve özel yaşamlarında, eğitimlerinde, kariyerlerinde, çevre için katkı ve emek veren arkadaşlar.Yeşil Kagider’in Facebook, tweeter, ve blogunu hazırlayan, emek veren genç pırıl pırıl iki arkadaşımız, Sinem Öztürk ve Nilüfer Birinci‘de mesaj ve yazılarıyla hep paylaşımda olacaklar. Sinem yüksek mimar, Çedbik üyesi ve tezinin konusu da çevre duyarlılığı. Nilüfer ise peysaj mimarı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Üç üyemiz, Özlem Açıkel Turhan , Nuran Evrensel ve Serap Zuvin Yeşil Ofis sertika programını ofislerinde başlattılar. Füsun Usta geçen ay işyerindeki çalışmalarıyla EKOIQ dergisi sayfalarındaydı. Kagider’in Yeşil Ofis sertifika çalışmalarını Sinem’le yürüten profesyonel çalışanımız, ama gönülden de çevre dostu, Doğa Tamer ekibin en önemli kişisi. Tüm bu katkılarını, örnek çalışmaları sizlerle Yeşil Kagider aracılığıyla sürekli paylaşmak istiyoruz. Ben de Çedbik kurucu üyesi olarak, Tema‘nın kurucusu, sevgili Nihat Gökyiğit‘in her zaman takipçisi, hayranı oldum, sizlerle hem Yeşil Kagider’in tüm sosyal medya kanalları aracılığı ile hem de bu blog , facebook ve tweeter aracılığı ile paylaşımlara devam edeceğim.
Büyük Aşkımla Buluşma, Mini Seyahatname
Başak’la Sandiago’da Seaworld’de
Anne kız, birbirinden çok uzakta yaşamak, senede bir ya da iki kere görüşebilmek,aranızda okyanuslar olması, nasıl bir duygu anlatmayacağım. Nasıl buluşuyoruz, buluştuğumuzda neler yapıyoruz, onları yazacağım.
En sevdiğinize kavuşmak için saatlerce uçmak, sonra her seferinde değişik bir saatte bir havaalanın da, ya da otelde, ev de, buluşma.Buluşulan yerde en yakın dostlarla, çiçeklerle karşılama,ya da,olabiliyorsa, ailece toplanıp kutlama.Tüm ailenin bir noktada toplanıp yaptığı programlar, seyahatler, yemekler……Tüm sevgililerimle birarada kutlamak, paylaşmak
Bazen, onun yaşadığı Los Angeles ‘de bazen İstanbul’da, bazen Bodrum’da bazen arada bir yerde, Paris’de, Newyork’da, Miami’de Boston’da.
Tüm ailenin Başak’ın gelişiyle Bodrum’daki evde toplantığımız sabah üç aşkımla birarada
Bavullardan çıkan sürprizler, önceden yapılmış programlar, hem en sevdiğine kavuşmak, hem seyahatin tatilin müthiş büyüsü, hem tüm aile, sevgililerimle birarada olma. Bazen de İstanbul’da ya da Los Angeles da buluşup, yepyeni noktalara,belki Avrupa’da,Akdeniz’de belki Amerika ‘da farklı noktalara, yolculuklara, devam etmek.
Başak’la Santorini’de
İkimizin de en çok sevdiği şeyler.Seyahat etmek, konserlere, showlara, tiyatrolara,etkinliklere gitmek, sanat eserleri, müzeler, tarihi yerler, gezmek, her nerede olursak olalım,doğa da yürüyüşler yapmak, lezzetli yemekler yemek, şaraplar tatmak, sonra da beraberce,kolay keyifli atıştırmalıklar, yemekler, yapıp misafir davet etmek.Aylar öncesinden hazırlanan, programlar, alınan show, tiyatro, konser biletleri, yemek rezervasyonları, ya da son anda ilave edilen, kuyruklara girilip alınan gösteri biletleri,nerede yemek yenilecek, ne yenilecek, kim çağrılacak,menü ne olacak, kimlerle buluşulacak, listeleri, organizasyonları.
Çok seviğimiz Neslihan ve Allen ile Los Angeles’de
Zaman kısıtlı, gönüller çok şeyi birarada yapmak, göstermek, paylaşmak isteyince başka şansı yok.
Los Angeles’de USC diploma töreninde Necil, Başak, ben
Törenlere, kutlamalara, koşmak, belki yılbaşıları veya doğumgünleri birarada olmak,sürpriz partiler yapmak, yeni doğumlara koşmak, paylaşmak, birarada olmak,
Üç aşkımla yılbaşında İstanbul’a bizim evde
Tabi, beraberce alışveriş merkezlerine, butiklere, outletlere gidip alışveriş yapmak, mutlaka marketlere, doğal, otantik pazarlara, gidip, her nerede olursak olalım yiyecekler almak.
Miami Key West’te Kuba restorant da doğum günü kutlamasında
Karşılaştığımız olaylarda, herşeye çok kolay gülebilmek, bol kahkahalar atmak,şakalar, taklitler yapmak, Dünyanın neresinde olursak olalım, önce kocaman aşkımın maç seyretme, trafiğini ayarlamak, yolculuk anında önceden tespit edilmiş, özel noktalarda durup, maçları seyretmek, şampiyonlukları kutlamak,
Laguna Beach’da anneler günü sabahı Galatasaray Şampiyonluk kutlaması birarada
Ev de olduğumuz zamanlar film alıp seyretmek, her zaman her yerde müzik dinlemek, birbirimize beğendiğimiz müzikleri dinletmek,paylaşmak, yine her nerede olursak olalım, oradaki dostlarla sevdiklerimizle buluşmak programlar yapmak, güzel yemekler,sofralar düzenlemek. İlla saatlerce kitap CD bakmak, almak, mutlaka her an her yerde dergiler almak okumak.
Las Vegas’da
Araba ile yolculuk’a çıkarken, sevdiğimiz, sandviçler, meyvalar, kahveler hazırlamak. Beraberce kuaförlere, güzellik salonlarına uğrayıp kendimizi şımartmak, hepsi mutlaka her buluşmanın olmazsa olmazları. Ama ben yine de uzaklarda yaşayacağına,yakınımda olsaydı, diyenlerdenim. Belki aynı şehirde yaşasak bu kadar çok zaman birarada olmayacağız bile, belki bu kadar zamanın değerini bilmeyeceğiz,ama o özlem, iç sızlaması var ya, belki aşkları, aşk yapan, ıstırab, ama yine de, çocuklarımız nerede mutlularsa orada olsunlar diyoruz, onların adına bunu istiyoruz, ama………….
Başak’la Ezgiler’de
Şimdi yaptığımız programlarda, beraberce resim çekme var, belki resim çekme turları yapacağız.Bakalım günler neler getirecek bu gün bendeki yansımaları böyle, yürek sızıları, çok güzel anılar, önümüzdeki günlerde ki yeni buluşmaların heyacanı, çok büyük, özlem, özlem, özlem……. Hepiniz, hepimiz bir an önce sevdiklerimizle olmamız dileğiyle, sevgiler, sevgiler
Genç Kagider’le Harika Panel
Bugün Genç Kagider’in Yıldız Teknik Üniversitesi Etkinliği ‘nde fırtınaya rağmen panele katılabilen, dört değerli katılımcı tüm soruları, bütün samimiyetleri, farklı yorumları, anlatımları ile cevapladılar. Hepimize çok değerli saatler yaşattılar.Hiç bitsin istemediğimiz panele keşke, olumsuz hava koşulları etkilemese de daha fazla katılım olabilseydi. Gençlere katkı, eğitim, rol model olması için düzenlenen panelde sadece gençler değil, tüm konuklar ve panelistler birbirlerinden çok şey öğrendiler ve etkilendiler. Çok bilgi,enerji,duygu, tecrübe dolu bir paneldi.Emeği geçen herkese defalarca teşekkürler.
En genç panelist Demet Mutlu ilk konuşmacıydı.Heyacanlı, tutkulu, konuşma şekliyle 2.5 yılda çok başarılı olan şirketi Trendyol.com‘u nasıl kurduğunu anlattı, ve gençlere tavsiyelerini aktardı.Demet için annesi çok önemli rol model olmuş.Çok meraklı, çok araştıran, Demet iyi bir eğitim, ve farklı konularda, profesyonel çalışmalardan sonra mastırını girişimcilik üzerine yapıyor,her zaman örnek aldığı girişimcilerle, panellerde,söyleşilerle biraraya gelmenin yollarını arıyor. İş olarak da çok sevdiği moda dünyasını ve Japonya’da yaşadığı yıllarda, kendi uyguladığı internetten alımı Türkiye’de uyguluyor.Başarının sırlarını;” İş kurmada fikri bulmak, işin en kolay tarafı.Sonrası çok zor, pazarlama,finans,yönetici olmak,yatırımcı almak,iyi bir lider olmak,ekip seçmek,onları geliştirmek,eğitmek,çok önemli.İyi bir temel eğitim şart, tecrübe şart,belki kendi işinde olduğu gibi,iyi ve tamamlayıcı bir ortak çok değerli olabiliyor,” diyor.Yine başarının sadece iş hayatıyla, ya da sosyal hayatla değil,ikisi bir arada olursa tam oluğunu anlattı.Eşinin ona çok destek olduğunu, ondan çok şey öğrendiğini, sadece iş hayatında başarılı olmanın, insanları mutlu etmeyeceği için,, başarının da eksik kalacağına dikkatleri çekti. Çalışmamak gibi bir alternatifi veya düşüncesinin hiç bir zaman olmadığını çalışmanın hayatında olmazsa olmazı olduğunu, keyif, enerji kaynağınının çalışmak oluğunu söyledi.Yine kendi iş yerinde çalışanların %50 sinin kadın, yöneticilerin de %60 ının kadın oluğununu anlattı.Dinlemeyi çok arzu ettiğim Demet Mutlu’nun çok hızlı ve çoşkulu anlatımına hayran olmamak mümkün değildi.Çok genç, çok cesur, çok akıllı,çok şık ve zarifdi ayrıca.
Diğer değerli panelist Bonnyfood kurucusu Didem Alsoy‘da kendine has esprili anlatımı ile eşinin hayatında çok değerli ve kendisine yardımcı olduğunu anlattı.”Annemizi, babamızı, hatta çocuğumuzu seçme şansımız yok, ama yegane seçebileceğimiz kişi eşimizdir.”dedi. İyi ortak seçmenin de iş hayatında çok önemli olduğunu, kendi işiyle, örnekledi.Aynen Demet Mutlu gibi, iş hayatı ile sosyal hayatın dengesinin faydalarını, başarısının sırrı oluğunu anlattı. En iyi kararı eşiyle evlenmek, en iyi proje çocuğu, en iyi işi Bonnyfood olarak kendini tanımladıklarını paylaştı.Rol modellerden çok şeyler öğrendiğini,iyi rol modelin pusula, kötü yöneticinin de çok önemli tecrübe ve kazanç olduğunu örnekleriyle tecrübeleriyle anlattı.
Kahve molasında çok güzel ikramların yanında Bonnyfood’un ikramı da göz kamaştırdı.Kahve Dünyasının, Doğuş Çayın standları,Kadıköy Şifa’nın sandviçleri, tatlı tuzlu kurabiyeleri ile çok çeşitli alternatifler vardı. Herkes arada da panelistlerle sohbet etme, uzun uzun konuşma fırsatı buldu.Hepimizin içini ısıtan, umutlandıran, mutlu eden, heyacanlandıran sohbetler……
İkinci bölümde,Toplum Gönüllüleri Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Emine Tuğba Jabban, önce kendi toplum gönüllüsü olma, hikayesini anlattı.Sonra yaptıkları çok değerli projelerini ve bunların neticelerini paylaştı.
Toplum Gönüllüsü olmanın gençlerin başarılı olmasında çok etkili oluğunu, ekonomik kalkınmadan önce toplumsal kalkınmanın da çok önemli oluğunu anlattı.” Sosyal Girişimci,diğerkam olur, diğerinin farkında olur. Kendi yararı kadar,diğerlerinin yararlarını da korur, gözetir..Yaratıcı olmak, güvenmek, pes etmemek, tutkulu ve cesur olmak, toplum gönüllüsü olanlar için çok önemli vasıflar,” oluğunu çok hoş etkileyici, duygu yüklü ses tonuyla anlattı.Toplum için çalışanlar , kendileri için bir şeyler yaparlar, birlikte çalışmayı öğrenirler, diye ekledi.Gandhi ‘nin güzel sözüyle de bitirdi, Dünyada görmek istediğiniz değişimi, önce kendinizde başlatın. Tuğba’nın bu panelde gençlerle paylaştığı çok önemli ve değerli konu kendi gönüllülük örneği ile de çok etkileyici idi.
Son Konuşmacı Semih Yalman‘da hepimiz nefeslerimizi tuttuk, Kadına bakışışımızı , yanlış algılamalarımızı, düzendeki çarpıklıkları, en önemli gerçeğin özümüzdeki sevgi oluğunu, çok çarpıcı farklı bir sunumla anlatarak hepimizi tekrar,tekrar düşündüren oldu.
Kagider YK üyesi,sevgili Münteha Adalı, baştan sona çok iyi bir moderatör oldu. Kagideri, kadın ve genç konusundaki yaklaşımını,J.P Morgan ile başlatılan projenin, amaçlarını çok güzel anlattığı gibi, çok değerli, işlerinde,konularında çok farklılık yaratan dört panelisti , anlatımlarında hem yeterince özgür, hem son derece konuları bağlayıcı, merak edilenleri açıklatıcı sorularıyla , hepimizin bir an olsun dikkatlerinin dağılmadan panelin akışını sağladı.
Panel baştan sona o kadar çoşku ve heyacanla devam ettiki, gelirken hepimiz, müthiş bir fırtına mağduru olarak gelmemize rağmen panel boyunca sadece olduğumuz anı yaşadık, değerlendirdik.Hiç fırtına, nasıl döneceğiz, dışarıda neler oluyor, diye düşünemeden, saatler 18.00′ e yaklaşmıştı. Herkes çok şey farketmiş,hissetmiş, paylaşmış, düşünmüş, düşündürtmüştü.Panelistler, birbirine konuklar, panelistlere, Münteha’ya , Genç Kagider Ekibi’ne, J.P Morgan temsilcisi Belma Özmen‘e, herkes birbirine teşekkür ederek, böyle güzel değerli bir gün yaşamanın mutluluğu içinde hiç bitsin istememize rağmen ayrılmak zorunda kaldık.
Senelerdir, Genç Kagider mücadelesinde hep tutkuyla emek veren sevgili Münteha tekrar, tekrar teşekkürler,emeklerinin, güzel neticelerini en kısa zamanda görmen ve görmemiz en değerli mutluluğumuz olacak.
Çok Değerli Ödüllerin Sahibi Gururumuz Berna İlter
Sevgili Berna müthiş bir girişimci ona ödül dayanmıyor, her aldığı ödül birbirinden değerli. Uzun süredir biraraya gelmeye çalışıyoruz.Berna’nın devamlı seyahatleri var,ayrıca Kayseri’de yaşıyor,hayat çok hızlı akıyor, bu nedenle bir türlü beceremiyoruz. Ama spontane beraberliklerimiz zaman zaman oluyor. Onu ilk tanıdığım günden beri, gördüğüm en önemli özelliği, az konuşan, iyi dinleyen biri oluşu. Berna yı Kagider’e ilk üye olduğu günlerden beri tanıyorum, birbirimizin hep takipçisi olduk. Ben başarılarıyla hep gurur duydum, haber yazılarımda hep Berna var. Bugün de onu,biraz ortak arkadaşımız sevgili Transtaş’ın sahibi, Berna Akyıldız’dan, biraz medyada ki haberlerden, biraz kendi duygu ve düşüncelerimle yazmak istedim. Aşağıdaki güzel röportajda da kendi anlatımı var, paylaştım.
Berna çok araştırmacı, çok hızlı davranıyor, ülkelerin ekonomik, siyasi yapılarını inceleyip, hemen karar verip, hemen düşündüğünü uygulamaya geçirenlerden. Aklına koyduğunu yaparken de son derece şeffaf, hızlı ve samimi.Son derece de pratik düşünenlerden.Böylece iyi ilişkiler kuruyor,başarılı oluyor. Çok cesur, çok çalışkan, sevgi dolu, çok da genç.Aşağıda kendi anlatımından girişimcilik öyküsünü okursanız, nasıl, cesur ve girişimci ruhlu olduğunu anlayacaksınız.
Her zaman kadın için, ülkesi için çalışmayı görev sayanlardan. Evli ve bir kızı var, ailesi ve çocuğu da hep çok değerli ve hayatının önceliklerinden.Kagider’de çoğumuzun yatağı Berna’dan çünkü ilk çok özel, kaliteli hijyen,trendy ve ergonomik yatakları o yapıyor.Her zaman panellere, konferanslara başarılı örnek girişimci kadın olarak katılıyor, paylaşıyor.
Berna İlter, 9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme 1996 yılı mezunu..
– Londra Metal Borsası’nda “Uluslararası Finans, Metal Ticareti, Futures& Options” konusunda eğitim aldıktan sonra, BRN Uluslararası Danışmanlık ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ni 2001 yılında kurdu.
– Birçok firmaya uluslararası pazarlama ve dış ticaret danışmanlığı yaptığı süreçte Tanzanya, Kenya, Nijerya ve Nijer gibi pazarlarda Türk ürünlerini tanıttı. Tanzanya’ya mobilya, Nijerya’ya çelik kapı sattı.
– 2006 yılında ODTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu eşi Mustafa İlter ile birlikte 800 metrekarede 10 kişiden oluşan bir ekiple başladıkları yatak üretimi, yine aynı yıl sonunda 2 milyon 100 bin dolarlık bir ihracat rakamına ulaştı.
– Bugünkü ihracatı 20 milyon dolar (Türkiye’nin toplam yatak ihracatı ise 46 milyon dolar).
– Dünyadan 5 kıtada 500’den fazla satış noktasında BRN markalı ürünleri satılıyor.. Mobilyanın merkezi İtalya, tüm Avrupa ülkeleri, Benelüks ülkeleri, Kuzey Amerika, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bu satış noktalarının bulunduğu bölgeler arasında..
– Kayseri’de 24 bin metrekarelik bir alanda kurulan Türkiye’nin en büyük ve en modern üretim tesislerinden biri olan fabrikasında sektörün trendlerini belirleyen ürünlerini tüm dünyaya ihrac ediyor.
– Halen BRN Yatak Türkiye’nin yatak ihracatının lider firması…
– Türkiye pazarına yenilikçi ve alternatif satış kanallarıyla girecek… Tüm dünyaya gerçekleştirilen ihracattan edindiği tecrübeyi, iç pazarda Türk tüketicisine sunmayı hedefliyor.
– Sektörde kadın titizliğini yansıtan hem geleneksel hem yenilikçi hem de farklı ürün gamıyla sağlığı, hijyeni ve kaliteyi ön planda tutuyor..
– Berna İlter, Kayseri Sanayi Odası’na seçilen ilk kadın meclis üyesi…
Ödüller…
– Avrupa İş Ödülleri’nde (European Business Awards) “Yenilikçilik, Inovasyon ve En İyi Uygulamada” 15.000 firma arasından finale kalarak Avrupa’nın en başarılı 10 girişimcisi arasına girdi ve “Ruban D’Honneur 2011” nişanına layık görüldü.
– BRN Yatak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Harvard Üniversitesi bünyesindeki AllWorld Network tarafından belirlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen 25 şirketi arasında yer aldı.
– Yine Dünya Gazetesi, DHL ve Akbank işbirliğiyle hazırlanan 2009 Türkiye geneli “İhracatın Yıldızları” yarışmasında “Yeni Pazarlama Ulaşma Başarısı” konusunda ödül aldı.
– 2009 Kayseri Sanayi odası Özel Ödülü “Krizde Ihracat ve Istihdamı Artırma ve Yenilikçi Ürünler”…
– 2007 yılında Garanti Bankası ve Ekonomist Dergisi tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Türkiye’nin Kadın Girişimci” Yarışması’nda Türkiye birincisi seçildi.
– 2006 yılında Kayseri Ticaret Odası tarafından “2006 Yılı Başarılı Genç İhracatçısı” seçildi.
– 2001 yılında Dünya Gazetesi tarafından “İllerin En Başarılı Kadınları” kategorisinde ödüle layık görüldü.
Kayserili Berna İlter’in Kayserili şirketlerin ürünlerini ihraç etme hevesiyle başladığı ticaret büyüdü, sanayiciliğe dönüştü. Yataklarda yayları presleyip, süngeri rulo yapan sistemlerle ‘navlun’ sorununu aşan İlter, 45 ülkeye yılda 20 milyon dolarlık yatak satıyor.
Berna, kendi anlatımıyla Sadi Özdemir ropörtajında
KAYSERİLİ Berna İlter İzmir’de işletme okuyup döndüğü kentinde “Kayserili firmaların ürünlerini ihraç etme hevesiyle” girişimci oldu. Önce, başka firmaların ürünlerini alıp, ihracat yaptı. Sonra yatak üretimine başladı. İlter, farklı ülkelerin vatandaşlarına göre yataklar üreterek 45 ülkeye yılda 20 milyon dolarlık ihracat yapan bir sanayicisi olmayı başardı. Bu yıl iç pazara girme kararı aldığını söyleyen Berna İlter, önce Türk tüketicisinin ‘nereden yatak almak istediğini’ araştırıyor. Kayseri’de 24 bin metrakerelik fabrikasında 249 kişilik istihdamla yatak üreten BRN Yatak Baza Ev Tekstili San. Tic. Ltd. (BRN Yatak) Yönetim kurulu Başkanı Berna İlter, şöyle başlıyor öyküsünü anlatmaya:
Annem Hatime Hanım emekli öğretmen, Babam Nazmi Bey de emekli assubay. İzmir’de İngilizce işletme okudum. Uluslararası finansa merak sardım. Ailenin tek kızı olarak mezuniyetten sonra Kayseri’ye döndüm. O dönemde yeni özelleştirilmiş Çinkur’da çalışmaya başladım. İhracat birimi kuruyorlardı ben de orada başladım. 3 yıl Çinkur’da çalıştım. Metal üretiliyordu ama fiyatları Londra Metal Borsası belirliyordu. Futures ve options piyasaları araştırdım ve fiyatları hedge etme yollarını öğrendim. Beni Londra Metal Borsası’na gönderdiler. Çinkur’a çok uygun krediler çıkarabildik. 24 yaşındayken metal sektöründe yaptıklarım duyuldu. Danışmanlık teklifleri geldi.
Danışmanlık ve dış ticaret
Çinkur kapanınca metal konsunda Özkoyuncular’a danışmanlık yaptım. Londra Metal Borsası işlemlerini yapıyordum, prim alıyordum. 2001 krizi patladığında ben BRN Uluslararası Danışmanlık ve Dış Ticaret’i yeni kurmuştum. Ya gidip Boydak Dış Ticaret’te çalışacaktım (çünkü o dönemde en iyi dış ticaret şirketi orasıydı) ya da yoluma devam edecektim. Kayseri’nin ürettiği ürünleri inceledim. Emaye tava, tencere, ocak, fırın (Afrika’ya yönelik), çelikkapı v.s. Tanzanya’da bir fuar buldum ve bu tür ürünleri alıp gittim. Mobilya ve çelik kapı sattım, 40 bin dolarlık bağlantı yapıp döndüm.
Komisyon yerine ‘al-sat’
Cesaretlendim ama komisyoncu olmak da istemiyordum. ‘Çelik kapı en iyi nereye gider, güvenliği en kötü ülkeler hangileri’ diye araştırdım. Nijerya’da karar kıldım. Kayseri ile Nijerya arasında çelik kapı ticareti başlattım. Nijerya’ya gittim ve ayrıca inşaat malzemeleri satanlarla konuştum. Çelik kapı satarken ahşap kapı, ardından koltuk istediler, inşaat malzemeleri de satmaya başladım. Ürünleri alıp kendim satıyordum. Çünkü ihracatta kalite çok önemliydi. Sonra Kuveyt’e Kayseri’den farklı ürünler göndermeye başladım. 2006’ya kadar böyle devam etti. Tanzanya’daki fuarda benden biri yatak kumaşı istedi. Kayseri’de kumaşı Boydak üretiyor. 25 sentlik farkla anlaşamadık. Sonra Avustralya’dan yatak kumaşı istediler. Boyteks’in kumaşlarını Avustralya’ya satmaya başladım. Polonya’dan da Avrupa’ya girdik. Yatak kumaşı isteyenler; yay, keçe de istemeye başladı. Bir süre sonra da bitmiş ürün talebi geldi.
Alman hijyen delisi Fransız yaylıda yatmaz ABD’li yumuşak sever
45 ülkeye yatak ihracatının sırrını da “Her ülkenin vatandaşı ne istiyorsa onu üretiyoruz” diye açıklayan Berna İlter, şu bilgileri aktarıyor:
Holandalı’lara çift kişilik satılmaz.
Almanlar için en önemli şey hijyen.
Fransızlar yaylı yatakta yatmaz.
ABD’liler çok yumuşak yatakta yatarlar.
İranlılar çok sert yatakta yatar. Hatta yaylar arasına takoz ve çift keçe koydururlar.
İngilizler, İrlandalılar yumuşak, dar ister.
Japonlar yere serebilecek yatak ister, rulo yapıp dolapta tutar.
Yunanistan’da keçe yasaktır, malzeme doğal olacak, pamuk olacak.
Ruslar, turuncu yeşil, mavi yatak ister, beyaz çok az satılır.
İran’da Bern adıyla 45 mağaza ürünlerimizi satıyor ama en iyi pazarımız Avrupa. Hollanda’da büyük bir depomuz, Belçika’da şirketimiz ve markamız var. İç pazara internetten başladık. Fırsat sitelerinden 4 günde 299 liradan 2 bin visco yatak sattık.
ABD’den sipariş alınca Boyteks destek verdi
KAYSERİ’de-ki sanayicilerin dayanışma ruhuna da gönderme yapan Berna İlter, şöyle konuşuyor: “Kanada’ya ihracat yapmaya başladım. Fason üretimde sorun yaşıyorum. Eşime gittim (kendisi inşaat mühendisi) 800 metrekarelik yer tuttuk. Eşim batabilecek parayı hesaplamış ve öyle ‘tamam’ demiş. 5 dikiş makinesi 2 kenar kapatma aldık. 10 da işçi. ABD’ye de üretmeye başladık ama 300 bin dolarlık kapitone lazım, paramız yok. Banka teminat mektubu vermiyor. O anda -Boyteks bana çok büyüklük yaptı. ‘Siz yapabildiğinizi yapın, kalan kısmını burada tamamlarız’ dediler. Ben o makineyi alana kadar Boyteks bana böyle destek oldu.”
Yatak kılıfı dikip ihracatı patlattı
BERNA İlter, şöyle devam ediyor: “Katalog hazırladım; dünyada kaç çeşit yatak varsa koydum. Almanya’da fuara katıldık. Çok büyük sipariş aldık. Hemen Kayseri’de 6 bin 500 metrekarelik yer tuttuk. Bitmiş yatak ihracatı zordu. Havaleli ürün. Özel pres yaptırdım yayları sıkıştırarak süngeri rulo yaparak 100 yerine 500 yatak sığdırdım. Avrupa’da işçilik yatak kılıfında yoğunlaşmıştı ve çok pahalıydı. ‘Kılıf ihraç edelim’ dedim. İngiltere’yle başladık, ihracatımız patladı. Kılıf işinde de çok büyüdük. Avrupa’da her yere ürün yapar olduk.”
Berna’yı bu çok değerli ödüller için, çok iyi örnek girişimci kadın olduğu için, panellerde, konferanslarda, paylaştığı için defalarca kutluyorum. Her zaman Kayseri’nin, Türk Kadının,Dünya Kadınının başarılı örneği olmaya devam diyorum.
Eşiyle,kızıyla, sevdikleriyle, gönlünce keyifli yaşamlar hep onunla olsun.