Yılmaz Erdoğan İle ….

Yılmaz Erdoğan, Dünya Tiyatrolar Günü’nü Kagider’de Kutladı

Türkiye’de kadın girişimciliğini artırmak ve kadınların istihdamına katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yapan KAGİDER, kahvaltı toplantılarının mart ayı etkinliğini 27 Mart günü KAGİDER’in Şişli’deki merkezinde gerçekleştirdi. Show dünyasının başarılı ismi Yılmaz Erdoğan’ın KAGİDER üyeleriyle buluştuğu kahvaltı toplantısında, BKM tarafından desteklenen KAGİDER Tiyatro projesi konuşuldu.

KAGİDER, Dünya Tiyatrolar Günü’ne denk gelen mart ayı kahvaltı toplantısında Yılmaz Erdoğan’ı ağırladı. Erdoğan, “Çağımızın gereğince, bundan sonraki gerçeğimiz, ‘özgür kadın’ kavramı olmak zorunda.” dedi.

1966783_10152280668751067_222288202_n

 

Kagider’in yeni projesi Kagider Akademi‘ye bir tiyatro oyunu ile fon sağlanacak. Çok önemli bu projeye Kagider Kadınları bir tiyatro oyunu sahneleyerek, finansman yaratacak. Dünya Tiyatrolar Gününde sevgili Yılmaz Erdoğan bizlerleydi. Ünlü oyuncuya her konuda sorular yöneltildi. Cevaplar çoğunlukta farklı, çarpıcı ve  düşündürerek güldüren oldu. Bu hafta projeyi ve tiyatro çalışmalarını tüm detayları ile sizlerle paylaşacağım.Bu gün sadece Dünya Tiyatrolar Günü Kahvaltı sohbeti haberini paylaştım, sevgiler, sevgiler…

yilmaz-erdogan-dunya-tiyatrolar-gunu-nu-kagid-5836596_400Toplantının moderatörlüğünü yapan KAGİDER Başkanı Gülden Türktan şunları söyledi:

“Girişimcilik projeleri konusunda 11 yıllık deneyimimiz ve kadın girişimciliğinin sadece bir cinsiyet meselesi değil aynı zamanda bir kalkınma, bir eşitlik, bir ekonomik gelişim fırsatı olduğu savımız ile açıkladığımız yeni projemiz KAGİDER Akademi’ye fon yaratılması adına girişimci kadın ruhuna yakışır bir yöntem aradık. Bir tiyatro oyunu sahneleme fikri ortaya ilk çıktığında ise bunu işinin en iyisi ile yapmak istediğimizi fark ettik. Bu vesileyle kapısını çaldığımız BKM, başta Yılmaz Erdoğan olmak üzere tüm ekibiyle KAGİDER’e destek olmayı kabul etti. Dünya Tiyatrolar Günü’nde KAGİDER’de ağırladığımız BKM ekibinin lideri sevgili Yılmaz Erdoğan’a her şeyden önce bu yardım ve desteği için tüm üyelerimiz adına konuklar huzurunda teşekkür etmek istiyorum.”

10153872_10203419626961920_1267037790_n

Yılmaz Erdoğan ise “Çağımızın gereğince, bundan sonraki gerçeğimiz, ‘özgür kadın’ kavramı olmak zorunda. Ünlülerin hakkındaki olumsuz şeye inanma hızı, olumlu şeye inanma hızının neredeyse yüz katıdır ve ülkemizde kadınların da başına gelen aynen budur. Kadın girişimcilere bir gözlemimi de buradan aktarmak istiyorum, artık kentten köye ters göçün başladığı bir sürece girdik. Bu göç eden ve edecek insanlara hitap eden alanlarda girişimciler için önemli fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Farkındalığın 5 basamağı var, duymak, anlamak, deneyimlemek, bilmek, yapabilmek. Yapabilme noktasına gelmeden hiçbir şeyin farkında olmuyorsunuz. Girişimcilik ise işte bu yapabilmek noktasında başlıyor. Artık birbirimizi yemeyeceğimiz bir ortamda, herkesin haz ve dolayısıyla fayda alacağı işler yapabilmesini diliyorum.” dedi.
KAGİDER’in düzenlediği kahvaltı toplantısı, salondan gelen soruların yanıtlanması ile son buldu.

 

Nathalie Suda ve Beyaz Fırın

 

 

107_bigBeyaz Fırını 1990 ların başında Teşvikiye’den Çiftehavuzlar’a, taşındığım günlerde keşfettim. Evimin olduğu sokaktan caddeye çıktığımda karşıma çıkıyordu. Çekici ve farklı bir görüntüsü vardı. Sonra ilk muffınları orada tattım. Bazen sabahları işe giderken arabamı önünde durdurur, vişneli muffınımı alır, yolda keyif keyif yerdim.Bazen de kahvaltıya ek , kendimize sürprizler aldığımız Beyaz Fırın’ın hikayesini çok sonra öğrendim. 2007 li yıllarda da sevgili Nathalie ile tanıştım. Onun inanılmaz çalışmasına, şahit oldum. Sonra diğer Beyaz Fırınlar Ateşehir’i Erenköy’ü Suadiye’yi  keşfettim.Aynen Nathalie’nin anlattığı gibi kültürler değşti, dışarıda yemek daha popüler oldu. Ben de Beyaz Fırınlara çok gider kullanır oldum. Bazı çeşitlerini almak için özellikle uğradım, çocuklarımın tutkuyla bağlı oldukları çeşitleri var. Hep farklı şık, her daim taze ve lezzetli çeşitleriyle bu kusursuz pastaneleri size aşağıdaki Vatan Gazetesi Elif Kurgu’nun röportajıyla  Nathalie’nin anlatımıyla paylaşıyorum. Henüz keşfetmediyseniz hemen uğrayın derim.Ne kadar alkali beslensem de;  arasıra çocuklarım ve misafirlerim için,bazen kaçamak yapmak ya da sevdiklerimle buluşmak, onların partilerine davetlerine katılmak için Beyaz Fırın hep favorim.

beyazbirdus_nathalie

117 yıllık Beyaz Fırın’da artık 400 yıllık taş değirmende öğütülen unlar kullanılacak. İstanbul Anadolu yakasındaki Beyaz Fırın, Avrupa yakasına taşınma planları da yapıyor.Nathalie Stoyanof Suda, 177 yıllık Beyaz Fırın markasının 5’inci nesil temsilcisi. Marka ilk kez bir kadın tarafından yönetiliyor. Nathalie Stoyanof Suda, işin içine doğmuş, ilkokuldayken kasaya geçmiş, mutfakta büyümüş. St. Benoit Lisesi ve Koç Üniversitesi İşletme’den mezun olduktan sonra yeme-içme kültürü eğitimiyle ilgili dünyanın en önemli kurumlarından ve şeflerinden dersler almış. San Francisco, Las Vegas, Chicago, Paris ve Brüksel’de pastacılık ve çikolata üzerine eğitim seminerlerine ve kurslara katılmış. Cordon Bleu’da da pastacılık eğitimi alan Nathalie Suda, Beyaz Fırın’ı büyütürken markanın özünden asla ödün vermiyor. Tam aksine her geçen gün daha doğal ürünler üretmenin peşine düşüyor.Yakında Beyaz Fırın’larda Seferihisar’daki 400 yıllık taş değirmende öğütülen unlar kullanılacak. Nathalie Stoyanof Suda’nın ‘Beyaz Mutfak’ ve ‘Beyaz Bir Düş’ adlı kitapları ve kendi adını verdiği ‘Chocolat Chez’ adlı çikolata markası da var.Ailedeki ilk kadın oldu– Siz büyük büyük dedelerinizin işini yapıyorsunuz. Onların hikayesi nerede başlamış?Ailem 1836 yılından beri bu işi yapıyor. Ailede ilk kadınım bu işi yapan. İş bana dedelerimden miras. Aslında bu işin ailemizdeki tarihi 1836 yılından da eski olabilir. O tarih kayıtlarda var. Makedonya’dan İstanbul’a geliyor ailem. Makedonya’da da bu işi yaptıklarını biliyoruz. Balat’ta poğaça, börek, çörek fırını açılıyor. 3 çocuğu var büyük büyük büyük dedemin. Çocuklarına Karaköy, Üsküdar, Sarıyer’de dükkan açıyor.– O zamanlarda şubeleşmiş…Aslında şubeleşmek değil mantık tam anlamıyla. 3 çocuğu var üçüne de dükkan açıyor. Ekmek fırını değil, poğaça, çörek fırınları. Balat’taki kapanıyor ilk. Bazıları devam ediyor. Devam edenlerden biri Üsküdar’da. Biz o 3 kardeşten işi devam ettiren tarafız. Babamın dedesi yani 2’nci kuşak Beyaz Fırın adını koymuş. 1993 yılında Çiftehavuzlar açıldı. Sonra Erenköy ve Ataşehir geldi.asirlik_hikaye_403

– Siz çok küçük yaşlarda işin içine girmiş olmalısınız…

Ben milföyü ve yılbaşı, paskalya çöreklerini hatırlarım. Yılbaşı çöreklerinin içine altın koyulurdu. Böyle bir ritüelimiz vardı. İlkokul 2’de 1980 yılı sonrasında yazar kasalar başlamıştı. Babam beni Kadıköy’deki mağazanın kasasına koydu.

İlkokulda kasaya geçti

– O yaşta!

Aynen. Nasıl cesaret etti hiç bilmiyorum. Yazar kasaya 150 lira basacak yere 150.000 lira basmışım. O günkü koşullarda bunu değiştirmek de çok zordu. Babam çok kızmadı ama büyük bir hata yaptığımı biliyordum. Zaten asıl ilgim de mutfaktı.

– Mutfağa nasıl girdiniz?

Denemeleri evin mutfağında yaptım. Uzun yıllar mutfaktan çıkmadım. Çok ilgili ve meraklıydım. Çok da okudum yeme-içme ve pastacılık üzerine. St. Benoit Lisesi’nde okumak büyük avantaj sağladı. O yıllarda Türkiye’de özellikle pastacılıkla ilgili kitap yoktu. Ben yabancı yayınları ustalarımıza çevirirdim. Ben 17 yaşındayken Çiftehavuzlar mağazasıyla pastane kimliğine geri döndük. Ben zaten okul dışında tüm zamanımı ustalarla birlikte geçirirdim.

fft85_mf3126534

– En fazla ne tüketiliyor?

Aylık veriler var elimde. Onları vereyim size. Ayda 150 bin adet yumurta, 8 ton yağ, 25 ton un, 8 ton şeker,

 

– Yeni yerler açacak mısınız?

Avrupa Yakası’na geçeceğiz. Boğaz hattı ya da Nişantaşı olabilir. Ama bazen hiç aklımıza gelmeyen bir yerde heyecan verebiliyor. Biz yerinde ürettiğimiz için büyük bir yere ihtiyacımız var. Aslında her olduğumuz noktada küçük bir fabrika yaratıyoruz. 2014 yılına yönelik güzel planlarımız var.

İŞİ SEVİNCE ZORLUKLARLA MÜCADELE AĞIR GELMİYOR

– Erkek egemen bir sektörde olmanın dezavantajları neler?

Ailemin tek kızı ve tek çocuğuyum. Bu sektör erkek egemen ama ben bunu hiç hissetmedim. Sanırım işin içine doğduğum için. Ayrıca kadınlar detaycı bu avantaj ama detaylarda da boğulmamak lazım. Ben yaptığınız işi sevmenin her şeyden önemli olduğuna inanıyorum.

– Siz güne nasıl başlıyorsunuz?

İki kızım var. Evliyim. Güne çok erken başlıyorum. Ben sabah 05.30’da kalkarım. İşin doğası gereği de böyle. Hakikaten de doğru erken güne başlayınca çok yol alıyorsunuz. İşi severek yapmak sanırım çok önemli. İşi severek yapınca erken kalkmak zorluklarla mücadele etmek ağır gelmiyor.

DSC00189-640x397-640x325

– Bunca güzel lezzet arasında formunuzu korumak zor olmuyor mu?

Düzenli yemek yiyorum. Sanırım bu yüzden de kilo almıyorum. Burada üretilen her şeyi de yerim.

– Spor yapıyor musunuz?

Ben sporcuydum. Ama ne yazık ki artık spor yapamıyorum. Galatasaray ve Arçelik’te profesyonel voleybol oynadım. Sakatlandım maalesef.

OT TOPLAYICISIYLA ÇALIŞMAYA BAŞLADIK

– İşinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

Yurtdışına sık sık gidiyorum. Lezzet yolculukları da yapıyorum. Özgün olmaya çalışıyoruz. Anadolu’da lezzet yolculukları yapıyoruz. En son Çin’deki bir fuara katıldık. Şu var biz en çok kendi ülkemizden esinleniyoruz. Mesela son olarak Seferihisar’da ot avcılığı, toplayıcılığı yapan biriyle çalışmak için anlaştık.

– Ege’de çok var…

Evet. Doğa Derneği aracılık etti. Toplayıcılık yapan kişi onlardan ürün alacağımızı öğrendiğinde çok duygulanmış. Bu da bizi çok memnun etti. Son dönemde Batı çok anlamlı gelmemeye başladı. Amcam Amerika’da restorancılık yapıyordu, vefat etti. Bana yıllar önce şunu söylemişti: ‘Türkiye’deki lezzetlere sahip çıkın’ 1980’lerde Ağrı’ya kadar gitmişti. Türkiye’den zeytin alıp Yunanistan’da işletip Amerika’ya alırdı. Şimdi şimdi bazı değerlerimizin kıymetini biliyoruz. 400 yıllık taş değirmenden un alacak

– Kurumsallaşma zor mu bu işte?

Kurumsallaşırken sıcaklığı da kaydetmemek gerekiyor. Denetimler alıyoruz, kendimizi denetliyoruz. İyi bir ekibimiz var.

– Sağlıklı beslenmeye önem verenler de arttı…

Hem lezzet hem de sağlık hassasiyetleri arttı. Biz lezzetimizi daha da yukarı çektik. Ayrıca yalnızca pastane ürünleri değil farklı bir menü hazırladık. Salatadan etlere her şeyi yapıyoruz. Eskiden self servistik, artık masaya servise geçtik. Düşük kalorili ürünlerimiz de var. Ama bundan da önemlisi doğallık…

1119_big

– Doğal ürün derken tam neyi anlatmak istiyorsunuz?

Un, tereyağ, zeytinyağı, peynirler… Doğa Derneği’yle de çalışıyoruz. Köylülerin tarımı doğal yapmasına teşvik etmekle işe başladık. Orhanlı-Seferihisar’dan doğal un alıyoruz. Zeytinyağı, bal, ceviz, fıstık temin ediyoruz. Doğa Derneği de aracı bu konuda bize. Doğal yaşama destek açısından kıymetli bu, bunun yanı sıra da sağlık açısından önemli. Satın alma müdürümüz geziyor doğal tarımla uğraşanları. Pembe domates geliyor örneğin bu hafta… Biz bu ürünleri teşvik ettikçe insanlar da bu şekilde üretime inanacak. Çünkü inançlarını kaybetmişler. Seferihisar’da 400 yıllık taş değirmen bulduk. Oradan gelen unla yapılan ürünler hazırlayacağız.

Çikolata markamız büyüyecek

NATHALİE Stoyanof Suda, çikolata markalarıyla ilgili hedeflerini ise şöyle özetledi: “Yavru markamız Nathalie çikolataları. Bu markamızla ilgili atılım içindeyiz. Ayrı bir dükkan yapıyoruz Ataşehir’de Nathalie Chocolat için. Çikolata markamızı büyüteceğiz.”

Ne kadar güzel; gencecik bir kadın, aile işini devam ettiriyor, geliştiriyor, markayı çok daha iyi yerlere taşıyor.Beyaz Fırın ismi kadar Nathalie’de marka oluyor.Çok başarılı girişimci kadın ünvanını hakediyor. Her gün de yeni düşünce ve fikirlerle işinin başında.Beyaz Fırın ve Nathalie’nin  hikayesi ikisi de birbirine değer katan öyküler. Her zaman yaptığım gibi Beyaz Fırın’ı ve Nathalie’yi kutluyorum.Tanıdığımda, öğrendiğimde çok beğenmiştim, yazarken de çok keyif alarak yazdım.Sevgiler, sevgiler…

 

 

 

Genç Fikirler Güçlü Kadınlar Gaziantep’teydi.

Bu gün çok beğenerek izlediğim bir projeyi son haberleri ile paylaşmak istiyorum. İlgilenen gençler aşağıdaki adreslerden takip edebilirler.

_F7A1059

“Genç Fikirler Güçlü Kadınlar” projesi ile gençler, Türkiye’de kadınların sorunlarını ele almaya ve uygulanabilir çözümler üretmeye devam ediyor. Projenin üçüncü “Fikir Kampı” Gaziantep’te gerçekleştirildi…22 Şubat 2014

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Intel ve KAGİDER arasında 27 Aralık 2012 tarihinde imzalanan işbirliği protokolü ile gençleri,

Ülkemizde kadınların sorunlarını ele almaya ve uygulanabilir çözümler üretmeye, kadınların farklı alanlarda karşılaştıkları problemlere yenilikçi çözüm önerileri geliştirmeye teşvik etmek amacıyla “Genç Fikirler Güçlü Kadınlar” projesi hayata geçirilmiştir.

999940_577977448964802_1839407636_n

İlki 4-5 Mayıs 2013 tarihlerinde Kütahya’da gerçekleştirilen fikir kampının ikincisi 02-03 Kasım 2013 tarihlerinde Erzurum’da, üçüncü fikir kampı ise 22-23 Şubat 2014 tarihlerinde Gaziantep’tegerçekleştirildi. Proje Gaziantep’te yoğun bir ilgi gördü. Gaziantep Fikir Kampı’nın duyurusunun yapılmasının ardından yaklaşık 450’nin üzerinde başvuru geldi. Intel Türkiye, KAGİDER ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından başvurular arasından belirlenen 107 kişi Fikir Kampı’nda bir araya geldi.

 

İlk gün gruplara ayrılan katılımcılar iki gün boyunca rehberlerinin önderliğinde belirlenen üç ana soruna yönelik atölye çalışmaları gerçekleştirdiler. Gaziantep’te “kadınların internet ve bilişim teknolojilerini kullanma oranını artırmak ve teknolojiye erişimi/kullanımında erkeklerle eşitliği sağlamak için yapılabilecekler”, “kadınların iş hayatına aktif katılımlarını sağlamak, kültürel engellerin azaltılması ya da ortadan kaldırılması için yapılabilecekler” ve “kadın-erkek eşitliği anlayışının topluma ve gelecek nesillere yerleştirilmesinde aile üzerinden gerçekleştirilebilecek çalışmalar” konularında yenilikçi fikirler üretmeye, uygulanabilir çözüm önerileri ortaya çıkarmaya çalıştılar. Kamp sonunda her üç başlıkta jüriye sunulan projelerden dereceye girenler belirlendi ve dereceye giren projeler ödüllendirildi.

Bilişim teknolojileri kullanımı alanında “TEKA”, kadın – erkek eşitliği alanında “SEKSEK Bilişim Danışmanlık”, ve kadın istihdamı alanında “Evyemegimiz.com” projesi ödüle layık görüldü.

Fikir Kampının gerçekleştirilmesinde, İpekyolu Kalkınma Ajansı, Gaziantep Üniversitesi, Zirve Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası ve Gaziantep Gençlik Bilgi Merkezi (YINFO) hazırlık çalışmalarında verdikleri destekler ile çalışmaya güç katmıştır.

Genç Fikirler Güçlü Kadınlar Gaziantep Fikir Kampı’nın devamında, atölye çalışmalarında öne çıkan fikir ve çözüm önerisinin, sahibi olan gruplarca modellenerek geliştirilmesi ve saha çalışmaları ile test edilmesi sağlanacaktır. Bu çalışmalar, mentorlük hizmetleri ile desteklenerek, uygulanabilir projelerin ortaya çıkarılmasında önemli rol oynayacaktır. Bir önceki aşamada saha çalışmaları ile test edilen çözüm önerilerinin hedef kitleye sunulması ve geliştirilen projelerin imkânlar dahilinde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.

1525707_574170486012165_1641024666_n

 “Genç Fikirler Güçlü Kadınlar” Projesi hakkınd

“Genç Fikirler Güçlü Kadınlar” Projesi ile 18-30 yaş arası  gençler baz alınarak, öncelikle kaynaklara erişimin sınırlı olduğu bölgelerde kadınların konumlarının güçlendirilmesi ve kadına karşı ayrımcılığın önlenmesi amacıyla teknolojiyi kullanarak yenilikçi çözüm önerileri ve/veya sosyal girişimcilik  projeleri üretilmesi hedefleniyor. Program ile bölgesel bazda kadınların eğitim, sağlık, çevre, yetki ve karar alma mekanizmalarındaki rolleri değerlendirilerek, yoksulluk sebebiyle karşılaştıkları problemlere yeni yaklaşımlarla uygulanabilir çözüm önerileri geliştirilmesinin yanı sıra konumlarının güçlendirilmesine ve bölgesel ekonomik kalkınmaya katılımlarına yönelik farkındalık yaratmak amaçlanıyor.

Üç yıl sürmesi planlanan Genç Fikirler Güçlü Kadınlar Projesi Fikir Kampları, Kütahya ve Erzurum’ ve Gaziantep’in ardından 2014 yılı için belirlenecek 3 ille  devam edecek. “Genç Fikirler Güçlü Kadınlar” Projesi’ne 3 yılda Türkiye genelinde 1000’in üzerinde genç kadına ulaşılması hedefleniyor. Proje ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.gencfikirlerguclukadinlar.com adresinden ulaşılabiliyor. Sosyal medya adresleri ise şöyle:

Facebook       :  https://www.facebook.com/GencFikirlerGucluKadinlar

Twitter           : https://twitter.com/gfgk_Projesi

On Başarılı Kadın

İçlerinde sevgili arkadaşlarım Serpil Karuserci ve Nathalie Stayonaf Suda‘nın da bulunduğu Türkiye’deki Girişimci on  başarılı kadın haberini topukluhaber.com’un yazısı ile sizlerle paylaşıyorum.Serpil’in müthiş başarıını defalarca yazdım, ama defalarca da yazabilirim.En kısa zamanda da  Nathalie’nin akıl almaz çalışkanlığını ve hikayesini yazmak istiyorum.On başarılı kadını tek tek kutluyorum, ayrı ayrı tanıyıp sizlerle de paylaşmak umuduyla sevgiler, sevgiler….

Türkiye’deki Girişimci 10 Başarılı Kadın

Her ne kadar “iş adamı” denilen bir yaygın bir kavram olsa da “iş kadını” kavramının yaygınlaşması için gereken şartlar var ülkemizde. Tırnağıyla kazıya kazıya şirketini kurmuş ama adı saklı kalmış kahramanlardan bahsedeceğiz size bugün. Cesaret edemediğiniz bazı şeyler varsa eğer, bu yazı sizin için. Çünkü unutmayın, aklınızdaki her neyse, biz kadınız ve bunu yapabiliriz!

10.HATICE GÜLGÜN AKÇA

Hatice Hanım’ın akıl dolu girişimi 2002 yılında işsiz kalmasıyla başlıyor. Kimya mühendisi olan Akça yeğenine hediye için akvaryum bakarken akvaryumdaki kumlar dikkatini çekiyor ve bu kumların çocukların dikkatini çekmek için renkli yapılabileceğini düşünüyor. Ve bu düşünce onun başarısının başlangıcı oluyor.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 05

Renkli kumlarla başlayıp 600 ürüne yükselebilen Doruk Kimya bünyesi hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük başarılara sahip.

9.ZEYNEP ÖZTEKIN

Son zamanlarda birçok yerde organik pazarlar kuruluyor, birçok yerde ürün pazarlama namına söylenilen tek şey “organik” oluyor. İşte bu akımın öncülerinden biri Zeynep Öztekin. Organik sebze meyve üretimini gerçekleştiren ilk kişidir ve şu an birçok ülkeye ihracat yapmaktadır.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 10

8.EMEL AKSOY GÜNDEMIR

Anne babasına yardım etmek için ağ örmeyi öğrenen Emel Hanım bu işe atıldığında yalnızca 17 yaşındaymış ve kendini kabul ettirmekte oldukça zorlanmış. Bir yandan ağlarını örerken diğer yandan Ege Üniversitesi’nde Su Ürünleri fakültesini bitirmiş. Türkiye’de makine ile ağ diken ilk girişimci olan Gündemir, Türkiye’de bu alanda bulunan beş fabrikadan ikisinin sahibi.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 02

7.NATHALIE STAYONAF SUDA

Suda, pastacı bir ailenin yine pastacılığa merak salmış bir kızı. Bunun için birçok kitap karıştırıyor, yeni tarifler deniyor ve kendini aldığı eğitimlerle geliştiriyor. Türkiye’deki ilk online pasta siparişini başlatan Suda birçok tasarım harikası, lezzetli pasta çeşitleriyle tanınıyor.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 01

6.BERRIN YILDIZ

Kapadokya’da bulunan Ortahisar kasabasını gezen Yıldız, bu kasabanın büyük bir turizm potansiyeline sahip olduğunu ama bunu hiç mi hiç değerlendiremediğini fark ediyor. 2 yıllık hummalı bir çalışma sonucunda hem Berrin Yıldız ülkenin en genç kadın müze kurucusu ünvanını alıyor, hem de Ortahisar halkının gelen turistler sayesinde yüzü gülüyor.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 07

5.FIRDEVS SERPIL KARUSERCI

Eşine destek olabilmek için ufak bir butik açan Firdevs Hanım, bir gün aldığı gelinlik siparişini daha önceden hiç gelinlik dikmemesine rağmen kabul ediyor ve ardından yükseliş hikayesi başlıyor. Azmiyle yükselen firması sayesinde şu an birçok ülkeye ihracat yapmasının yanı sıra Gaziantepli kadınların da en büyük örneği.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 08

4.MERI TAKSI

Kuyumcu olan abisi bu piyasadaki boşluğu tespit ederek, kız kardeşine söylüyor. O zamanlar bu piyasadaki boşluk yöresel takıların olmaması. Ardından Meri Taksi abisinin bu tespitinden etkilenerek anadolu motiflerinin yer aldığı takılar tasarlayıp satmaya başlıyor. Abisinin sandığından daha büyük bir boşlukla karşılaşan Meri Taksi’nin takıları yoğun bir ilgi görüyor.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 03

3.ATIYE LAÇIN

Eşinin işi sebebiyle birçok şehirde bulunan, en sonunda Gelibolu’ya yerleşen Laçin unutulmaya yüz tutmuş Mevlevi tatlısının adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlıyor. Mevlevi tatlısı organik bir ürün olduğu için hem Türkiye’nin dört bir yanında hem de yurt dışında büyük ilgi görüyor.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 09

2.DIDEM GÜNEY ALSOY

Yaşadığı lenf kanseri talihsizliği sırasında doğum yapan Alsoy, hastaneye ziyarete gelenlerin ya çiçek ya çikolata getirdiğini gözlemlemiş. Ama bunların hepsinin çöpe atılmasını mantıksız bulmuş ve bu ikisini birleştirip farklı bir şeyler ortaya çıkarmayı aklına koymuş ve ardından çiçek şeklinde kekler, çikolatalar yaparak kendi şirketini kurmuş. Şu an bu tür ürünler özellikle romantik günlerde çiçeklerden daha fazla tercih ediliyor. Didem Hanım adeta geleceği görmüş.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 04

1.AYNUR ÖZDEMIR BOLDAZ

19 yaşında Tunceli’den Berline’e gelin giden Aynur Hanım, bir temizlik firmasında çalışmaya başlıyor ve üstün bir başarı göstererek şirketin müdürü oluyor. Sadece bununla da yetinmiyor aynı zamanda Hristiyan Demokrat Partide siyaset yapıyor. Şu anda Berlin’de hem bir restoranı hem de bir temizlik şirketi var. Girişimciliği ve kariyer anlamındaki hırsı sadece Almanya’da kalmadı, memleketi Türkiye’ye de yatırım yaptı.

turkiyedeki girisimci 10 basarili kadin 06

Somarin’de Lezzetler Şöleni…

İki hafta önce Zekeriyaköy Somarin’de çok sevdiğimiz sevgili dostlarımızla harika bir gece geçirdik. Nihal ve Murat hep anlatıyordu, bizi de de mutlaka götürmek istediklerini söylüyorlardı, sonunda o gün geldi ve müthiş lezzetler şöleniyle biz de Somarin’i keşfettik. Çok sıcak,zevkli , minik , şık bir restorant.Hemen farklılığını hissettiriyor. Ya sunumlar; başlayınca her gelene hayranlıkla yaklaşıyor, tadıyor, hayran

1796506_10152291433759311_2100184202_n

oluyorsunuz. Alışagelmişlerden farklı, bildiklerimizden değişik, şaşırtıcı ve çok lezzetli.Sonra mekanın sahibi ve mutfağın şefi Ali Uzunhekim geliyor. Biz soruyoruz o anlatıyor, malzemeler nerelerden geliyor,nasıl marine ediliyor,nasıl pişiriliyor.

1965063_10152291434089311_1227789274_n

Her şey hem çok bildik, hem çok farklı, Ali bey anlatıyor, ama onun gibi yapmak için onun gibi gönül koymak lazım. Hepimiz yediklerimizi çok beğendik. İçtiklerimizi de öyle.Hepsi özeldi.Sunumlar, masa, mekan düzeni de, şiddetle öneriyorum. Bir bahane yaratın, bizim gibi çok uzakta olsanız bile Zekeriyaköy’e Somarin’e uğrayın. Tabii rezervasyon şart.

227669_225800757435389_1557367_n

Somarin sadece akşam yemeği veriyor, harika açık mutfakları ile kendinizi çok sıcak bir ev ortamında hissediyorsunuz. Yirmi kişilik iç mekan ve 10-12 kişilik dış mekan var. Mekan sahibi sizinle hem sohbet ediyor, hem yemekleri yapıyor, anlatıyor, her şeyiyle mükemmel bir akşam geçireceğiniz bir yer.231128_225420490806749_7810148_n

Aşağıda kendi anlatımından Somarin’i paylaştım;
15 seneyi aşkın bir süredir dünya mutfakları ve somon üzerine yaptığımız araştırma neticesinde haftalık hazırlanan fusion mutfak yemekleriyle hizmet vermekteyiz.
229364_225420584140073_390237_n

Menümüzde Gravlax (Somon Marine) yanı sıra, Suziki (Levrek), çektirilmiş balsamic sirke ile hazırlanan Jumbo (Mersin) Karides, beşamel soslu fırında ve ıspanak yatağında buharda Somon, Çilav (Pilav) üstü Somon, Karidesli kremalı makarna ve çeşitleri, İsviçre peynir fondüsü, şarap soslu Midye, İsviçre Rösti, Rus mantısı ‘Pilmeni’ ve sipariş üzerine İstakoz, İstridye bulunmaktadır.

Deyip kısacık anlatmışlar, çeşitler çok daha fazla ….Ali bey uzun senelerdir, keyif alarak uğraşmış,yapmayı , sunmayı , değişik lezzetler için özel çabayı seviyor.

1966757_10152291434544311_736907513_nSomarin’in web’i ve facebook sayfası var, ama yemeklerin en güzel fotoğraflandığı yer bence instagram sayfası somarinbistro1380244_10152291434744311_1468895603_nTurşuları sarımsaklı ekmeği bile, sanki çok bildik ama, yine de inanılmaz farklı…228750_225775527437912_4067846_nMasalar şık, sunum sıcak ve özel…1528754_10152291434259311_1850188212_nBu aralar, hiç bir şeyden zevk alamazken, hep bir tarafımızı eksik hissederken Somarin’de her şey değişti. Çok özel bir gece geçirdik. Bir kaç saat herşeyi erteledik, unuttuk.1016334_10152291435454311_14651809_nHer tattığımız, her ısmarladığımız ayrı bir lezzet şöleni idi.

1901132_10152291435949311_1364477793_n

Ali bey,sorduğumuzda söyledi anlattı, ama tılsım onun gönlünü koyması bence. Ama ben çok etkilendiğim lezzetleri tatma duyularımla denemeye başladım.1911631_10152291434879311_527801508_nHatta önümüzdeki günlerde arkadaşlarımı davet edip onlara da tattırmayı planlıyorum. Ama yaptıklarım hiç bir zaman oradakiler gibi değil, sadece esinlediğim gibi oluyor.1185463_10152291435009311_261731949_nYaptıklarımı sizlerle de paylaşacağım, ama önce arkadaşlarıma da tattırayım istiyorum. Ama en çok da tekrar gidip yeni lezzetlerle tekrar buluşmak istiyorum. Ne zamandır bu kadar güzel bir akşam geçirmemiştim. Bu çok güzel akşam için Somarin’in sahibi ve ekibine ve bizi götüren can dostalarımıza çok çok teşekkürler, sevgiler, sevgiler…