Yalıkavak, Yalıkavak …

Bu sene benim için  Bodrum; Yalıkavak merkezli oldu. Yalıkavak Marina’nın yenilenmesi, Yalıkavak’da yeni yerler keşfetmem, çok sevgili arkadaşlarımın Yalıkavak’da kalmaları, daha birçok neden beni Yalıkavak’ı daha  sever, Yalıkavak’ta daha vakit geçirir yaptı.Bu güzel nedenleri  tek tek anlatacağım.fotograf (93)Marina’yı hep çok severdim.Alışverişe konsere, yemeğe, kahveye hep giderdim.Bu sene yenilenmiş haliyle çok daha da çarpıcı olmuş.Eski halini de çok severdim, ama yeteri kadar kullanılmadığı için üzgündüm. Şimdi tam bir ilgi alanı oldu.Kalabalık oluşunu beğenmeyenler, İstinye Park’tan ne farkı  var diyenler de var; ama bana  göre çok farklı ve Yalıkavak’a Bodrum’a canlılık getirdi, ışık saçtı.Gündüzü de gecesi de başka güzel. Eğlenceli, hareketli, sosyal ve denizin kenarında, hatta  içinde sıcak yaz günlerinde püfür, püfür…Çok sosyal ne zaman uğrasam, en az üç arkadaşıma rastladığım, çok güzel vakit geçirdiğim bir alan oldu.Her yaşın, farklı kültürlerin, farklı merakları olanların da kendilerine göre gece gündüz eğlenceler bulacağı bir yer.

IMGP2790

La Maison Bodrum bu sene  Yalıkavak’ta açıldı, çok şık çok keyifli .Hem butik otel hem restorant olarak süper. Arkadaşlarım keyifle kalıyorlar, yemekler, servis, ilgi mükemmel.imagesBiz yemeğe gittiğimiz de salyangoz, ördek, balık  ve bonfilelerini yedik, çok başarılı idi.Kahvaltıları akşam üstü çay saatleri hep özel farklı, güzel.Hem de  sürekli Deniz Anapa farkıyla. Pazartesi geceleri dans geceleri düzenliyorlar.  Yürüyerek, Yalıkavak merkeze 5, marinaya 10 dakika.Bu sene favorim oldu, uzun uzun anlatacağım.Hem sevgili Deniz Anapa’nın girişimcilik öyküsünü hem La Maison Yalıkavak’ıfotograf (78) Yalıkavak Geriş köyü Panorama Pasanda restaurant yeni keşfim çok özel. Tipik köyün dar yollarından taş evlerinin arasından çıkıyorsunuz, müthiş manzara, iki çok güzel insan sizi  karşılıyorlar, ağarlıyorlar. Murat ve Fadime Ulucan mekanı gördükleri an bu tam bizim aradığımız yer demişler, ve işe koyulmuşlar.Sonuç mükemmel olmuş. Ben kahvaltılarına gittim.gece_yalikavak Ama akşam da çok güzel olduğu kesin. fotograf (96)

Bir sürü yeni proje gezdim, arkadaşlarımın evlerine gittim. Çok beğendim. Zaten Bodrum’un hem sıcacık,hem şık bölgesi Yalıkavak; bu sene birçok seçimde favorim oldu Yalıkavak pazarı ile plajları ile, sahili, marinası ile hep çok şık ve özeldi. Ama bu sene yeni eklenenleri ve benim yeni keşiflerimle çok daha çarpıcı güzeldi.Her zamanki favorillerim Bodrum Marina, Gündoğan’a Torba’da da çok özel yerler eklendi. Casa Dellarte Hotel’i oradaki Muzaffer Akyol sergisini ve Torbahan Hotel’de Buzuki Hakan ve Pelin’i yarın anlatacağım hafta sonu gelecekler için.

994913_10151532932502186_671640280_n

Bodrum’da keşfedilmeyi bekleyen çok yer var, sevgiler sevgiler…

Çok Çarpıcı,Girişimcilik Öyküsü…

Geçen hafta bu ilginç hikayeyi sizlere aktaracağımı söylemiştim.Yine sermayesi olmadan  çok farklı bir yöntemle yola çıkan girişimcilik hikayesi…

Çok çarpıcı, gençleri  heyacanlandıracak, çoğu yeri de tanıdık gelen, sıcacık bir mücadelenin öyküsü.

renting-out-her-bedroom-airbnb-landing-1-5-million1

Önce Melodi Türkili‘nin yazısında okudum, sonra araştırınca hikayeye daha da ilgi duydum. Vadideki Reyhan‘da da anlatılmış. Yabancı kaynaklarda da çok yazı ve Tracy’inin sitesi var. Girişimcilik hayalleri olanlara mutlaka okuyun diyorum, çok genç, parasız ve de kadın öykülerinin en güzellerinden….

B-TracyandRobert

Tracy DiNunzio ise 20’li yaşlarında bir ressam iken çoğu genç gibi kendi internet sitesini açmak istiyor.Eşinden de destek alıyor. Amacı gelinlik sektöründe farklı birşeyler  yapabilmek.Gelinlik fiyatlarının pahalılığından yola çıkarak ikinci el gelinliklerin olabileceği bir e-ticaret platformu kuruyor. Bu sırada eşiyle arası açılıyor, ve ayrılmak zorunda kalıyor,  ve maddi olarak oldukça zor duruma düşüyor. Önce internetten boyalarını, tablolarını ve eşyalarını Craigslist üzerinden yok pahasına satıyor. Daha sonrada evinin bir odasını Airbnb’den kiralıyor ve kendisi kanepede kalmaya başlıyor.tracy_dinunzio

Müthiş değil mi? Yeter ki yapmak isteyelim; gerisi mutlaka çözümleniyor.

Buradan kazandığı 28 bin dolarla teknik altyapıyı oluşturuyor. Bu sırada Google aramalarında üst sıralara çıkmasını sağlayan SEO (Search Engine Optimization) üzerine kendisini geliştiriyor. Gelinlikle
ilgili bilgi veren kaynak olmadığını
fark edip sürekli blog yazıları yazıyor ve aramalarda üst sıraya çıkmaya başlıyor. Hatta o kadar ki bir süre sonra SEO uzmanı oluyor. Şu anda Tradesy önemli bir pazar lideri.

Sahibi olduğu  dünyanın en büyük gelinlik alım-satım sitesi olan recycledbride.com işte böyle kurulmuş.

recycle

Kuğudan Superplast’a

Sevgili Ayşen Zamanpur iki gün önce mesaj yazmış;  Benjamin Button sırlarını yaz diye. Daha önce de bu tür sorular aldığım için ben de hemen yazdım.Sır değil,sırda olsa sizden saklı değil.

DSCF8062

Güzel ve sağlıklı bir cilde ve vücuda sahip olmak için hep gayret ettim, dikkatli yaşadım, özenli oldum.Cilt bakımımı ihmal etmedim, hala da aynen devam.Herkesin bildiği yaptığı şeyler, doğru beslenme, iyi ve yeterli uyku, içki sigara yok şıkları  benim için de geçerli. Bol gülmek, gülümsemek, en önemli, en sevdiğim  etken…Bunların dışında bir iki olmazsa olmazımı ve Kuğu’dan Superplast’a serüvenimi de aşağıda anlattım.

fotograf (52)

Her zaman gözlük hem de büyük boy. Yaz, kış, denizde yüzerken bile güneşin, rüzgarın zararlı etkilerine karşı….  Nemlendiricisiz, koruyucusuz asla…

En çok dikkat ettiğim şeylerden biri, güneşli havalarda,ya da konuşurken gözümü kısıp, mimik yapıp gereksiz kırışıklıklar olmamasına özen gösterdim.Bu yüzden hiç gözlüksüz dolaşamam,sabahları duşumu aldıktan  sonra mutlaka nemlendirici kremimi sürerim.Her gün, sabah akşam cilt temizliğimi bakımımı mutlaka yaparım.Her denilenin, önerilenin değil, araştırıp anlayıp ikna olup gereken bakımları ve önlemleri de yaparım.Hiç ifrata kaçmadan ama genelde sene de iki kere bir genel kontrol bakım yaparım. Bir yeni yıla girerken bir de yaza girmeden.Bu konuda da kendimi güvendiğim emin ellere teslim ederim.

Cilt bakımı için ilk gittiğim güzellik enistüsü, LCC’den hocam Kuğu Güzellik Salonu sahibi Nurten Akoral hanımın Nişantaşı’n da ki salonu idi.Daha 16 yaşlarında idim, ama genç kızlık sivilcelerim vardı. Nurten hanımın pırıl pırıl bakımlı cildi beni cezbetmişti. Güzel şık salonda öyle. Ama ne yapılabilir, anlatılırken içeri Nurten hanımın kızı geldi. Baktım ki onun cildinde de benim gibi ergenlik sivilceleri var. O anda kararımı verdim, sonra uğrayayım diyerek ayrıldım. Demek ki burada ergenlik sivilceleri için çözüm aramak gereksizdi. Sonra bir ara Taksim’de çok ünlü bir güzellik salonunda cilt temizliği yaptırdığımı hatırlıyorum, sonra Galeria da bir salonda bir kozmetik markasının bakımlarını yaptırdım, ve gençlik yıllarından orta yaşlara geldim. Orta yaşlarda ergenlik sorunlarımın  yerini tek tük başlayan  yaşlanma belirtileri aldı. O günlerde karşıma üniversiteden çok sevdiğim arkadaşım çıktı.IMGP2809Sevgili Nehla hep yol göstericim danışmanım oldu.

Güzellik salonu vardı, ayrıca kendi cildi de süper gözüküyordu.Bağdat caddesinde La Dans güzellik ve dans salonunu işletiyordu. Orada başladığım bakımlar ve  önlemleri sonraları da hep devam ettirdim. Güzel arkadaşım Nehla Velidedeoğlu‘nu hep dinledim; izledim. Hala da her yeni işlemde onun fikrini alırım. Nehla bir müddet sonra Amerika’ya gitti. Salonu da kapadı, ben de orada tanıştığım çok değerli doktorum Mustafa Oran‘la cilt bakımıma devam ettim. Mustafa bey benim için hep çok değerli oldu.Ona çok inanırdım ve güvenirdim. Çok tatlı çok özel bir insandı. Nişantaşı’ndaki kliniğine uzun seneler devam ettim.Sürekli Paris’e gider yenilikleri takip eder. Her önerdiğini öncelikle kendinde ve yakınlarında da denerdi. Çok hoş, çok zevkli döşenmiş kliniğinde geçirdiğim saatler, özellikle de acı çekilen işlemler olmasına rağmen, onun esprili, samimi, muzip davranışlarıyla hep keyif verirdi. Her yaptığının da çok faydasını gördüm. Hala aynı işlemler belki biraz daha farklı aletlerle devam ediyor. Ben de uyguladığı iki çok önemli işlem, peeling ve lifting idi.Peeling ile belirli zamanlarda cildin üzerindeki ölü deriyi alır, alttan yeni taze cildin gelmesini sağlar, lifting ile de yüz kaslarıma jimnastik yaptırırdı.Nasıl kolumuz bacağımız karnımız için jimnastik yapıp düzgün ve fit durmalarını sağlıyorsak, yüzümüze de derinin altına yerleştirdiği minik elektrotlarla yüz kaslarına hareket verip, kan dolaşımını hızlandırıp canlılık kazandırırdı.İki işlem için de,  özel makinelerı kremleri sistemleri vardı.Bu çok özel insanı çok genç yaşta çok basit bir göz operasyonu geçirirken kaybettik. Her zaman sevgiyle andığım Mustafa beyi  unutmam mümkün değil.Nurlar içinde yatsın. Sonra yeğeni Yeşim ile,  evlenip doğum yapana kadar bir müddet daha devam ettim.03bc7e1ab0844a9084f274cd6d21b396-brochure

Zaman zaman değişik yerleri de denedim ama son derece dikkatli, temkinli ve abartmadan. Çok beğendiğim bakım yaptırdığım salonlar hep oldu.Sonra iki yıl önce 2011 yaz başında yine sevgili arkadaşım Nehla’nın önerisiyle doktorum Superplast Çoşkun Levent Taşçı ile tanıştım. Bana yapılmasını uygun gördüğü, ve yaptığı her işlemden çok memnun kaldım. Benim için en önemli olay ne yapılırsa yapılsın; doğal görüntümün bozulmadan ve bana zarar vermeden yapılacak şeyler olması idi.O da beni dinledi, destekledi ve uyguladı. Sevgili doktorum Çoşkun Levent Taşçı’ya çok güveniyorum. Burada bana bunu yaptı, yapacak demek istemiyorum. Herkesin yaşına cildine göre yapılacaklar çok farklı. yasinizi-ele-veren-bolgeniz-kalmayacak-_293_220Benim için önemli olan bana yapılanların bana uygun olduğu .Küçük sırlarımı sizlerle paylaşmaktan sakınca görmüyorum.Ama herkesin kendine uygun olanı bulması şart, abartmadan, zarar görmeden.Hep buna inandım; nasıl jimnastik, pilates yaparak vücudumuzu fit tutmaya çalışıyorsak, ilk başlar da da aynı şeyleri yüzümüz boynumuz için de yapmak yeterli.Mimiklerin yer etmesine engel olmak, her zaman cildi nemli, koruyuculu tutmak, bol bol da gülmek, gülümsemek bana yetti . Size de yetecektir, çok uzun sürede idare edecektir, inanın….sevgiler, sevgiler

“Keşke Çok Param Olsaydı”

Her girişimci yola çıkarken “Keşke çok param olsaydı” der. Oysa çok para harcamadan kurulan şirketlerin öyküleri her zaman daha ilham vericidir. Sophia Amoruso ve Tracy DiNunzio’nun öykülerindeki gibi…

Sevgili Melodi Türkili geçen haftaki yazısına böyle başlamış; ben de hem girişimci hem kadın hem genç hem de para olmadan başlayan bu iki güzel öyküyü hem okudum, hem araştırdım, hem de sizlerle paylaşmak istedim.Çok da keyif aldım tabi…..

Önce Sophia Amoruso‘nun hikayesi

nasty-gal-sophia-amorusoLOS ANGELES-Sophia Amoruso pek girişimci olabilecek birine benzemiyordu. Amoruso 2006’da, üvey teyzesinin kulübesinde yaşayan ve öğrencilerin kimliklerini kontrol ederek saatte 13 dolar kazandığı bir sanat okulunda çalışan, yüksekokuldan terk 22 yaşındaki bir gençti. Amoruso sonradan bir yan proje olarak, eBay’de kullanılmış kadın giysileri sattığı Nasty Gal adlı sayfayı açtı. Nasty Gal 2012’de (kârlı biçimde) yaklaşık 100 milyon dolarlık giysi ve aksesuar sattı. Amoruso 7 yıldır, yirmili yaşlardaki kadınlardan oluşan sadık müşterilerine satış yapıyor. Nasty Gal’in Facebook’ta 500 binden fazla, Instagram’de 600 bin takipçisi var. Ama site bu kitle haricinde çok tanınmıyor. Şimdi 28 yaşında olan Amoruso, Los Angeles’taki şirket merkezinde “İnsanlar ‘Nasty Gal mi? O da ne?’ deyince, ‘ABD’nin en hızlı büyüyen perakendecisi’ yanıtını veriyorum” diyor. Amoruso 2006’da fotoğrafçılık okumayı düşünmüş ama borca girmek istememiş. Bunun yerine, işinden ayrılıp ikinci el giysi dükkânlarından bulduğu tasarımcı etiketli giysileri satmak için eBay’de sayfa açmış. 5d9cef9363ba0efb81818bec42eb2ce61Bir dükkândan 8 dolara aldığı ikinci el Chanel ceketi bin dolara satmış. Google’da Yves Saint Laurent’in yanlış yazımlarını aratıp, markanın etiketini taşıyan giysiler bulmuş. Ürünleri tek başına sınıflandıran, fotoğraflayan ve fotoğraf altı yazısını yazıp kargoya veren Amoruso, haftada 25’e yakın ürün satarak işe başlamış. Açtığı sayfaya, arsız bir seksapeli olan funk şarkıcısı ve moda ikonu Betty Davis’in 1975 tarihli albümü “Nasty Gal”in (Kötü Kız) adını vermiş. Geçenlerde yağmurlu bir günde, yere kadar uzanan bir trençkot ve eski bir rockçı tişörtü giyen, kısa saçlı ve kan kırmızısı rujlu Amoruso, eBay’deki sayfayı tarzıyla uyumlu hale getirmiş. Nasty Gal’i tanıtmak için Myspace’de sayfa açarak müzik ve moda dergisi Nylon gibi markaların takipçilerine ulaşan ve 60 bin “arkadaş” edinen Amoruso’nun bulduğu giysiler, Avustralya ve İngiltere gibi ülkelerden müşterilerin katıldığı çekişmeli açık artırmalarda satılmış. Amoruso kısa sürede eve sığmayacak kadar çoğalan ürünleri arkadaşlarına giydirip fotoğraflamış.images Nasty Gal’i 2007’de California’daki 157 metrekarelik stüdyoya taşıyan Amoruso, 8 ay sonra tekrar taşınıp Emeryville’de 700 metrekarelik bir depoya yerleşmiş. Ebay’e de sığamayan Amoruso, ShopNastyGal.com’u kurmuş. (NastyGal alan adı artık onun.) Nasty Gal’in pazarlama ekibi yok, ama takipçiler şirketin Facebook, Instagram, Twitter, Tumblr ve Pinterest’taki her mesajına yorum yazıyor. 550 bin müşterinin dörtte biri her gün siteye girip 6 dakika kalıyor. Uzmanlar geçen yılki geliri 100 milyon doları bulan şirketin müşterilerinin artmasını bekliyor. Forrester Research’ten Sucharita Mulpuru, diğer sitelerde alışveriş yapan ziyaretçi oranının yüzde 3’ken, Nasty Gal’da daha yüksek olduğunu belirterek, “Bu da sadık bir kitleye işaret ediyor” diyor. Şirketin sürekli ikinci el giysi satarak büyüyemeyeceğini anlayan Amoruso, satın alma asistanı bulmak için 2008’de ilan vermiş ve ilk başvuruyu yapan Christina Ferrucci’yi işe almış. Los Angeles’ın moda bölgesindeki satıcılardan eski modaya benzer giysiler almaya başlayan ikili, daha sonra 6 saatlik araba yolculuğuyla iki haftada bir Los Angeles’a gider olmuş. Satıcılara ve modellere yakın olabilmek için şirketi 2011’de Los Angeles’a taşıyan Amoruso, ayakkabı markaları Sam Edelman ve Jeffrey Campbell ile ortaklık kurmuş. Jeffrey Campbell’ın sözcüsü, Nasty Gal’in apartman topuklu ve yüksek bağcıklı modelleri “Lita” gibi daha çekici ürünlere yeni bir mecra açtığını söylüyor. Amoruso Mart 2012’de az sayıdaki hisseyi 9 milyon dolara bir risk sermayecisine satmış.image Ama Ağustos’a kadar işler öyle hızlı büyümüş ki, 40 milyon dolarlık kaynak daha toplayıp bir kısmıyla, Kentucky’de 46 bin metrekarelik ikmal merkezi inşa ettirmiş. Nasty Gal şimdi ayda 6 milyonu aşkın ziyaretçi çekiyor. Urban Outfitters geçenlerde olası bir satın alma için Amoruso’yla görüşmüş. Bazı risk sermayecilerine göre Nasty Gal sürdürülmesi güç ve kısa ömürlü bir moda trendinden yararlanıyor. A m o r u s o i ş l e r i n bozulabi leceğinin farkında olduğunu söylüyor. Şirketin sloganı “Nasty Gal daha iyisini yapar”, Amoruso’nun kişisel sloganı ise “Sadece paranoyaklar ayakta
NICOLE PERLROTH

Tracy DiNunzionun hikayesini de anlatacağım; sevgiler sevgiler….